Yaşar Yılmaz benim Adana’dan ve üniversite yıllarından arkadaşım, bitmez tükenmez enerjiyle bir saniye durmaz çalışır. “Anadolu’nun Gözyaşları” adında “tarihi eserlerimizin soygununu” anlatan kitap yazdı.

Kitap 6 baskı yaptı.

Meclis hareket geçti.

Mersin milletvekili Serdal Kuyucuoğlu’nun çabalarıyla “Yurtdışına kaçırılan tarihi eserlerin geri getirilmesinde” ciddi adımlar atıldı. Öteden beri Cumhuriyet Gazetesi’nin değerli yazarları Özgen Acar ile Zeynep Oral da “yurt dışına kaçırılan tarihi eserlerin” geri alınması için etkili yazılar yazmışlardı. Yaşar Yılmaz ise ABD, İngiltere, Almanya başta olmak üzere birçok ülkenin ünlü müzelerini gezerek “Anadolu’dan yapılan tarihi yağmanın fotoğraflarını tek tek çekip” kitabında “gözyaşlarımız” diye yazdı.

Hayasız soygun!

70 bin eser soyuldu.

Yaşar Yılmaz, UNESCO’nun “her kaçırılan eser kendi toprağına iade edilmelidir” kararı uyarınca iz sürmeye davam ediyor. Anadolu topraklarından soygunla kaçırılan 70 bin eserin yağmasına aracılık eden Padişahlık dönemindeki yerli işbirlikçilerinin kimler olduğunu da belgeleriyle açıklayacak yeni bir kitap yazıyor.

★★★

Yaşar, dün bana; “Yer üstündekiler yağmalandı gitti şimdi de Anadolu’nun toprak altındaki antik madenleri soygunu başladı” diyen uyarıcı bir not gönderdi.

Dua dağı.

Adak dağı.

Ziyaret dağı.

Gümülek’i anlatıyor.

“Adana’ya bağlı Tufanbeyli, kazası sınırları içindeki Komana Antik Kenti, MÖ 2 bine dayanır. Hititler döneminde adı Kumanni idi. Roma döneminde Komana oldu. Anadolu’nun iki önemli “din, dua, adak, ziyaret merkezinden biri bu Gümülek Dağı” ve diğeri de “Eskişehir Sivrihisar daki Pessiniüs” tür. Günümüzden yaklaşık 4 bin yıl öncesinden beri bu kentimiz ve yanındaki Gümülek, Hitit, Roma, Selçuklu Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde çevre köylülerin zirvesine çıkarak dua ettiği, kurban kestiği bir dağdır.

“Ziyaret Dağı” adıyla anılır.

Tarihi hazinedir.

Hitit İmparatorluğunun önemli bölgesi Kizzuvatna’nın merkezi, Gümülek Dağı eteğindeki Kumanni (Bu günkü Şar Köyü) idi. Ceyhan ve Seyhan nehirlerinin ortasındaki bu bölge, belirtilere bakarak olacağı önceden sezme bilicilik ve tıp konusunda ilerlemişti. Hitit Kralı  II. Mursili,  Batı  Anadolu  topraklarındaki diğer krallıkların üzerine  sefere  giderken,  o dönemde aktif durumda olan yanardağların volkanik patlayışlarını çıplak gözle görünce şok geçirmiş ve dili tutulup konuşamaz olmuştu. Bu durumdan kurtulmak için Kizzuwatna’ya gitmiş, burada kralın hastalığından kurtulması için ayinler yapılmıştır. (Murat Turgut, Hitit Dini Düşüncesinde Kutsal Mekanlar Mö.1650-1200, Selçuk Üniversitesi Yüksek lisans tezi.2013)

Özetle:

Gümülek eşsizdir.

Tarihi önemi var.

Korunması gerekir.

Bu kutsal kent ve bu kutsal dağ harap edilmeye başlandı.  Arkeolojik sit alanı olan Hitit kutsal kenti Kumanni ve Romanın kutsal kenti Komana ve günümüzün de kutsal dağı Gümülek’ in her tarafı delik deşik edilmeye başlanmış, sessizce dağın zirvesine kadar zikzaklı yollar açılmış, sondajlar yapılmaktadır.

Maden arıyorlar.

Altın, gümüş.

Ne çıkarsa…

Üzerinde tarihi kalıntılar bulunan bu dağımız, Nemrut Dağı’ndan iki bin yıl daha eski, 4 bin yıllık öyküye sahiptir. Gümülek, kural tanımaz, denetimsiz vahşi maden işletmesine kurban edilmemelidir. Ayrıca, yaklaşık 2.600 rakımlı bu kutsal dağda yaşayan kurt, Anadolu Parsı ve öteki canlıların hayatları da tehlikededir. Kültür katliamı acilen durdurulmalı, gelecek nesillere teslim edilmelidir. Yaşar Yılmaz”

★★★

Evet!

Anadolu toprağının altındaki antik madenler soygunu da başladı.  Tarihçilerin yazdığına göre uygarlığın gelişmesinde Anadolu’da  ilk büyük devleti kuran Hititler’in madencilikte yaptığı buluşlar önemli rol oynadı. Bize Anadolu’nun dört bir köşesinde Gümelek Dağı gibi insanlık tarihinin hazineleri kaldı şimdi onların da talanına başlandı.

Yapmayın!

Tarih hesap sorar.

Bana biraz izin.

Yıllık iznimin bir bölümünü kullanıp döneceğim.