İran Türkiye’ye sattığı doğal gazı kesti. Parasını mı alamadı yoksa boru hattında beklenmedik bir kaza-bela mı doğdu? Belli değil. Birkaç güne kadar aydınlanır. Kesin olan şu; “benzine yine litre başına 46 kuruş zam” geldi. Bir litre benzinin fiyatı 1 doları (13 lira 60 kuruş) geçti ve 14 lirayı aştı.

Tersi söylenmişti.

Köpükler emilecek.

Kur dengelenecek.

Abuk zamlar duracak.

Abukluk sabukluk bitecekti. Bitmiyor. Başta benzin, iğneden ipliğe zamlar sürüyor. Türkiye tarihinde hiç yaşamadığı bir “yoksulluk- işsizlik- ahlaksızlık- adam kayırma- kişi zengin etme- devleti aşırı harcama canavarına dönüştürme- yoksuldan alıp zengine verme- üretimde daralma- büyüme hızında gerileme sürecine ve derin ekonomik kriz batağına” girdi, çırpınıyor, çıkamıyor.

★★★

Cumhurbaşkanı “enflasyonun düşüşe geçtiğini- dövizin istikrar kazandığını ve 2022 yılının en parlak, en ışıltılı, en aydınlık yıl olacağını” söyleyerek günü kurtarmaya çalışıyor. Yeni Maliye Bakanı, onu; “Enflasyon Ocak 2022’de yüzde 40’ı aşar ve Aralık 2022’de yüzde 30’un altına ancak düşer” diye yalanlıyor.

Benzine neden zam?

Çünkü delik büyük.

Yama küçük.

Yama deliği örtmüyor.

Benzin de elektrik gibi, doğal gaz gibi “vergi toplayıcı tahsildarlar” olarak kullanılıyor. 1 litre benzin fiyatının yüzde 70’e yakını vergi. Hazine ve Maliye Bakanlığı, “Büyük delik ile küçük yamanın durumunu” gözler önüne seren 2021 yılı resmi gelir-gider tablosunu açıkladı, görünüz:

2021 yılı vergi geliri:

1 trilyon 407 milyar TL.

(Hedefi yüzde 28 aştı)

2021 yılı harcaması:

1 trilyon 600 milyar TL.

Bütçe yine açık verdi.

“Yine açık verdi” diye yazabiliyorum. Çünkü halktan toplanacak vergi hedefi yüzde 28 daha fazlasını bulmasına rağmen harcamaya yetmedi.

Açık 200 milyar TL oldu.

★★★

17 Bakanlık var.

15’i bütçesini aştı.

Cumhurbaşkanlığı Başkanlık sistemine 3 yıl önce temmuz ayında geçildi, ağustos ayında kriz başladı. Son 3 yılı aşkın süredir Türkiye her geçen gün derinleşen ekonomik kriz altında yaşıyor. Çünkü “Türkiye dudaklarından çıkan her söz kanun sayılan demir pençe güçlü liderin altında güçsüz bakanları ve kurumları olan bir abuk sabuk modelin” pençesine düşürüldü. Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, bu sistemin içinden gelen birisi... Herkesi yakından tanıyor, düzenin nasıl işlediğini biliyor. Bir kitap yazdı ve kitabında gördüklerini şöyle anlattı: “Uçkur veya servet düşkünü tipler önemli mevkilerde bulunuyorlar... Kendi gölgesinden korkan, ezik, hayatında adam yerine konmamış ama bir şekilde siyasi destekle makam sahibi olunca kendini önemli biri zanneden şakşakçılar ve ne iş yaptığı belirsiz bir dolu dalkavuk var... Ekonominin düzeleceğini beklemek hayalden öte...”

★★★

Kamuoyu araştırmacısı İbrahim Uslu ise “Vatandaşa hükümete (başkanlık sistemine) karne notu verin” diye soruyoruz; “3 yıl önce sistem başladığında verilen not 5-6 arasında olurdu şimdi 3’e düştü” diyor.

1 güçlü başkan.

17 uydu bakanlık.

17 uyuşuk ofis.

Servet seviciler...

Uçkur düşkünleri...

Şakşakçılar...

Vergiler çok yüksek. Yine de harcamaya yetmiyor. Delik büyüdü, yama tutmuyor. İbrahim Uslu, son durumu şöyle özetliyor: “Uzun zamandır Başkanlık Sistemi’ne destek yüzde 40’ın altına düştü.  Bazı araştırmalarda yüzde 30’lara kadar iniyor.”

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Kurban ile yol ne alaka!


Bazı dini yorumlara göre Allah, Hz. İbrahim’e “Koç’u oğlu İsmail’in yerine kurban etsin” diye göndermedi, Hz. İbrahim ve oğlu İsmail, koçu beslesin büyütsün, sayısını çoğaltsın sürüye dönüştürsün ve yününden faydalansın diye gönderdi. İnsanoğlu yine de “koçu kurban edip etini yemeyi seçerek” Allah’ın gözüne girmeye yeltendi. Zonguldak-Kilimli arasındaki sahil yolu 2011 yılında ihale edildi. İhaleyi alan ilk müteahhit, 120 günde bitirme sözü verdi. Bitiremedi. İşi bıraktı. 2020 yılında yeniden ihale edildi. Bölgenin bilgili, tecrübeli yol mühendisleri, “Karadeniz’in dalgalarının hırçın olduğunu yaşayarak, görerek, büyüklerinden duyarak bilen” Ereğli, Zonguldak, Mengen, Devrek’in insanları uyardılar: Bu yolu yüksek dayanma ölçülerine göre yapmazsanız  “Karadeniz’in dalgaları yapmaya çalıştığınız yolu da yutar” dediler. Dinleyen olmadı. Bugüne kadar 500 milyon TL harcandığı tahmin ediliyor. Karadeniz’in dalgaları yolu 11 yılda 4 kez yuttu ve her yutuşta bir-iki koç kurban ediliyor ki, Karadeniz imana gelsin. Oysa Allah, koçu kesilsin eti yenilsin diye göndermedi, aklını kullan koçun yününden faydalan, yolu da sağlam yap diye gönderdi.