Dış borç parayla yapılıp çok pahalıya patlayan ve “Zafer anıtımız. Gururumuz” diye dünyaya ilan edilen İstanbul Havalimanı’nın kargo binasının çatısı çökmemeliydi. Çöktü. Kar İstanbul’un Rami semtine de aynı yoğunlukta yağdı. Rami Gıdacılar Çarşısı’nın çatısı çökmedi. İçinde 1300 dükkanın bulunduğu çarşı ile çatısı 17 yıl önce yapılmıştı. İstanbul Havalimanı Kargo Binası ise 2018 yılının Ekim ayında hizmete sokulmuş sadece 3 yaşındaydı.

Çöken çatı yeniydi.

Dayanan çatı eski.

17 yıllık çatıyı sahibi mühendis olan ve firmasında o yıllar 10 işçi ve teknisyen çalıştıran (Aral Alüminyum Limited) yapmıştı. 3 yaşındaki çatıyı ise son 20 yıldır ülkemizin en kaymak devlet ihalelerini alan Cengiz- Mepa- Limak- Kolin- Kalyon “ünlü beşli” Ortak Girişim Grubu çatmıştı. Devlete 32 milyar Euro’ya mâl olan havaalanının kargo binası çatısı yarım metre karda savurulup çöktü.

Neden?

Bunu sormuyoruz.

Koyun muyuz?

★★★

Bir yetkili, bir meraklı, bir araştırıcı Rami Gıdacılar Çarşısı’nın çatısını yapan firmanın mühendisi Gürhan Tüzün’ü bulup, “Sizin 17 yıl önce yaptığınız çatı son yoğun kara dayandı, çökmedi fakat 3 yaşındaki İstanbul Havalimanı Kargo Binası’nın çatısı çöktü, ne düşünüyorsunuz?” diye sorsaydı alacağı cevap ne olurdu?

Ben sordum.

Gürhan Tüzün şu cevabı verdi: “Maalesef çalıp çırparak, eksik malzeme ile bu kadar iş oluyor yalnız ve güzel ülkemizde.”

İlgili Bakan.

TV’ye bağlandı.

Bakan’a sordular.

Çatı çöktü ne dersiniz?

Bakan şu cevabı verdi:

“Burası geçici bir yapı. Havalimanının 7 kilometre dışında bir yapıydı. Zaten yıkılacaktı. Havalimanını ilgilendiren bir durum yok.”

Sayın Bakan!

Ne demek yıkılacaktı?

Koyun muyuz!

★★★

Bir çatı niçin çöker?

Çatı imalatı yapılırken ara açıklıkları, taşıma gücü, kışın metrekareye düşecek kar, yağmur, rüzgar, fırtınanın yandan, üstten, arkadan, önden gelen baskısının mühendislik hesapları iyi yapılmamıştır.

Malzeme eksiktir.

İşçilikten çalınmıştır.

Mühendislik nanaydır.

Ortada taşıyıcı kolon düşünülmemiştir. Atkı profil uzunlukları hesapsızdır. Makas profilleri yeterli kalınlıkta değildir. Bayrak profillerinin açısı şaşmıştır.

17 yıllık çatı duruyor.

3 yıllık çatı çöktü.

İstanbul Havalimanı’nın yaptırıcı sahibi devlet, (yani onun temsilcisi bugünkü Altyapı Bakanı) 32 milyar Euro’ya fatura edilen İstanbul Havalimanı’nın terminal binalarının çatılarının da gelecek kış çökmeyeceğini nasıl garanti edebilir? Niçin İTÜ, ODTÜ, YILDIZ TEKNİK, TMMOB’den bir heyet oluşturup İstanbul Havalimanı yapımında “çalıp çırpma olup olmadığını” araştırmayı akıl etmedi.

Çatı çöktü.

Zaten yıkacaktık diyor.

Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Sarıyer’de sahile gidip MOBESE çekimleri altında İngiliz elçi ile ızgara balık yemesini çatının çökmesinden daha büyük bir kusur olarak görüyoruz.

Koyun muyuz!

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Gecekondu muydu?


Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, kargo binasının havalimanından 7 kilometre uzakta olduğunu söyledi.

İnsan düşünmeden edemiyor; bu kargo binasını havalimanından 7 km uzağa kim, nasıl yapmış ki? Yapılırken kimsenin haberi olmamış mı; bitince mi fark edilmiş? Gecekondu muydu bu koskoca bina? Ayrıca, eğer yıkılması düşünülüyorsa mutlaka bunun çeşitli sebepleri vardır. Şayet bir projesi varsa ona uygun olmayabilir; kullanımı tehlike arz ediyor olabilir. Bu konularda tutulmuş tutanaklar, hazırlanmış teknik raporlar olması gerekir. Var mı? Yıkım kararı verilmiş bir bina güvenlik çemberine alınır, içerisi boşaltılır. Buradaki faaliyet durdurulur, içeriye insanlar girip çıkmaz. Yani öyle biz zaten yıkacaktık demekle konu kapatılabilir mi? Diğer taraftan “zaten yıkacaktık” konusuyla ilgili başlatılmış bir hukuki süreç mutlaka vardır. Bakanlık acaba bu raporları (sonradan alelacele hazırlanmış olmayacak tabi ki) kamuoyu ile paylaşmayı ve başlatılmış olması gereken hukuki süreç hakkında bilgi vermeyi düşünüyor mu? Kaldı ki eğer binanın yıkılmasına karar verilmişse, binanın yıkılması için bir kar yağışı veya bir başka sebebin oluşması beklenmez. Yıkılma görüntülerinde, içeride insanlar olduğu görülüyordu. Onlara ne oldu? Ayrıca yıkılacak binanın içine insanlar serbestçe girip çıkmaz. Orada kargo faaliyeti devam etmez. Son bir soru: Bu kargo binasından başka, İstanbul Havalimanı’nda, bu tür “havalimanı ile ilgisi olmayan, geçici ve zaten yıkmayı düşündükleri, önemli olmayan başka yerler” de var mı?