Dün bu yazıyı yazmaya oturduğumda 1 Dolar= 18.20 TL’ye dayanmıştı. İstanbul’da da enflasyon oranı açıklanmış ve o da yüzde 100 dayanmıştı. Bu iki göstergenin yakıcı noktaya gelmesinde; “lağımları patlatan rüşvet havuzlarının” büyük payı var. Kötü yönetim enflasyon ve rüşvet havuzlarını birlikte peydahlıyor.

Savcı arıyorduk.

Yerli savcı çıktı.

Lağıma el koydu.

Dibine inecek mi?

Savcılar ile yargıçlar aslında “lağım temizleyici” kahramanlardır. Lağım temizleyiciliğini aşağılama, küçümseme anlamında değil, değerli bulma anlamında yazıyorum. İktidardan emir almayan bağımsız savcılar, belge toplar, kanıt bulur, kısa zamanda aşırı zenginleşme, mal, mülk servet edinmenin köküne kadar inerek; eşitliği bozan, ahlakı çürüten, hakkı-hukuku zedeleyen, siyaseti geçim ve zenginleşme aracı haline getirenleri adaletin terazisine çıkartırlar. Lağımlar ancak bağımsız savcı ve bağımsız yargıçların bağımsız adaleti işletmeleri ile temizlenir.

★★★

Lağım hep patlıyor.

Daha önce de patladı.

Bakan oğullarının evlerinde dolar dolu kasalar çıktı. Devlet bankası genel müdürlerinin evlerindeki ayakkabı kutularından döviz çıktı. Oğullarını rüşvet toplama oğlanı haline getirmiş bakanların kollarında pahalı saatler çıktı. Kur’an ayeti ile dalga geçen bakanın eve teslim hediye takım elbisenin iç ceplerinden dolar demetleri çıktı.

İçki haram.

Kumar haram.

Zina haram.

Domuz eti haram.

Faiz haram.

Döviz dolu kasa helal.

Dolar dolu kutu helal.

Ahlak böyle çürüdü ve sağırlaştırılmış toplumda döviz dolu kutuların köküne inerek lağımları temizleyecek bağımsız savcılar ile bağımsız yargıçların çıkmasının önü tıkandı.

★★★

Fotoğraf ortada:

Keskin dikkat isterim.

İyi bakın.

Erzurum AKP milletvekili hanım ile profesör kocası nikahlanmışlar; nikah şahitleri partili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partili Başbakan Binali Yıldırım ve partili Meclis Başkanı İsmail Kahraman yüzlerinde kocaman gülücükler yan yana durmuşlar. Bu fotoğraf çekilip “devlet protokolünün mutlu günü” diye halkla paylaşıldıktan sadece 3 yıl sonra bugün lağımların patladığını resmeden yeni bir fotoğraf hepimizin önüne geldi.

Yine dikkat isterim.

Milletvekili hanımın partili profesör kocası, milletvekili hanımın partili ağabeyi, nikah şahidi olmuş partili Cumhurbaşkanı’nın partili iki danışmanı, nikah şahidi olmuş o dönemin partili başbakanın partili danışmanı; “halktan sıfır faizli para toplamak için SPK’dan izin isteyen  işadamlarından ya da iş kadınlarından  rüşvet toplama havuzu” kurmuşlar.

Kısa zamanda.

Şirket, çiftlik.

Beş yıldız otel.

180 milyon dolar.

2.5 milyon dolar.

Lüks otomobiller.

Mal, mülk, tekne.

Politikacı bal tutan.

Yalayan partililer.

Büyüyen servet.

★★★

Rüşvet havuzundan peydahlanan bu büyük servetin bölüşümünde anlaşmazlık çıktığı için olmalı; Erzurum Milletvekili hanım ile Profesör kocası ve milletvekili hanımın SPK başkanlığına getirilmiş ağabeyi arasında kanlı-bıçaklı kavga patladı. Boşanma dilekçesinde kendisinden 70 milyon TL istenen kocanın mafya babasına sığındığı, milletvekili eşin şirketlerini şoförlerinin adına geçirdiği, 180 milyon doları var denilen SPK eski başkanı ağabeyin susup sesiz kaldığı, nikah şahitliği fotoğrafında yer alan Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın baş danışmanlarının panik halinde istifa ettiği, profesör damadın evinde bulunan fakat polisin eline geçmesin ve oradan da savcının önüne gelmesin diye belgelerin şoför eşi ile baldızına yaktırıldığı, 3 yıl öncesinin çulsuzu damat profesörün 4.5 milyon dolar değerinde tekne ile Yunanistan’a kaçmaya çalışılması; bütün bunlar patlayan lağımın ortaya saçılan pis kokulu iğrenç görüntüleri...

İnsanın kusması geliyor.

★★★

Bu kadar malı mülkü, serveti, doları, dövizi, oteli, çiftliği, tekneyi nasıl elde ettiler, cumhurbaşkanı ve başbakanın “rüşvet tarifesi pazarlığına” girecek kadar ar damarı çatlamış danışmanlarının; danışman olduktan sonra kendileri ve yakın- uzak tüm akrabalarının mal varlıklarındaki şişmenin kaynağı nedir, nereden buldular, savcı araştırıp belgelere inecek ve yargıç da sorabilecek mi?

1998 yılıydı.

Başbakan Ecevit’ti.

Kanun çıktı.

Politikacılar, yüksek bürokratlar dahil herkese; harcadığı paranın ve edindiği malın kaynağı sorulacaktı.

Yıl 2002.

Erdoğan Başbakan oldu.2003 tarihinde 4783 sayılı kanunu çıkartıldı. Bu AKP döneminin çıkardığı ilk kanundu. Ve Ecevit döneminde çıkartılan “Nereden buldun” kanunu kaldırıldı.