Benzine zam geldi. Litresi 21 TL oldu. Buğday koridoru kapandı. Un fiyatları yenden parlamaya başladı. Dar ve sabit gelirli aileler et alamaz olmuştu ekmeğe zam gelince lokma saymaya da başlayacaklar. İstanbul Ticaret Odası enflasyon verilerini açıkladı. 27 yılın rekoru.

Ülke iyiye gitmiyor.

İktidarın.

Elinde talan.

Karnında haram.

Dilinde yalan.

Büyüyor.

Yalanı paketleyip gerçek diye sunmak için her yol denemekteler. Bu yollardan biri de Diyanet’in (müftülerin, imamların, hocaların, müezzinlerin) parti militanı yapılması oldu. Diyanet İşleri Başkanı, partili cumhurbaşkanı ile iç ve dış gezilere, törenlere katılıyor; “iktidar propagandasını İslam’ın altıncı şartı” yaptı.

Önceki gün Cumhurbaşkanı, ilçe müftüleri ile yaptığı toplantıda açıkça “bizi destekleyin” anlamına gelecek cümleler söyledi.

★★★

En azından...

10 ilçe müftüsü.

50 ilçe müftüsü.

100 İlçe müftüsü.

Çıkmalıydı.

Biz din insanıyız.

Parti militanı değil.

Diyebilmeliydi...

81 ilin en azından
40-50 il müftüsü de çıkıp; “çekin elinizi üzerimizden, biz halkın ödediği vergilerden maaş alıyoruz ve sizin partinizin propaganda makinası olmak istemiyoruz” diye iktidarı uyarabilmeliydi.

İşte İran örneği!

Din, siyaset oldu.

İran, baskıya, yasağa, yalana 43 yıl dayanabildi. 43 yılın sonunda kadınlar isyan etti; “zalim diktatöre hayır” diye meydanları doldurdular, şimdi erkeler de sokağa çıktılar. İran’da İslam dini parti aleti yapıldı ve yasaklarla günü kurtarmaya çalışan bir inanç kalıbı iyice yerleşti. Bizim diyanet; müftüler, hocalar, imamların; “İran’da yasaklardan ibaret bir İslam anlayışının parti militanı haline getirilmesinden analizler çıkartıp bize bir yeni ufuk açmalarını” bekledik.

Boşuna bekledik.

★★★

Bizim Diyanet, İran’da olanlara bakıp, Türkiye’de halka yeni bir ufuk açamadı.  Cumhuriyete “80 yıllık pislik-  84 yıllık karanlık- 90 yıllık parantez- iki tane ayyaşın yaptığı yasa” diye çamurlar yağdıran iktidar partisi önde gelenlerinin takipçisi ve alkışçısı oldu. Isparta Yalvaç Müftüsü, Cumhuriyet’in 99 yılı kutlamalarının siyaset üstü bir coşkuya dönüşmesine kızıp, eski karanlık kini hortlattı, Atatürk’e “put” diye saldırıp, Erdoğan’ı “Lozan zulmü ve ekonomi esaretini yıkan, milli kalkınmayı başlatan lider” diyerek göklere çıkartan paylaşımlar yaptı. Bu paylaşımdan 4 gün önce de iktidar partisinin Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, düşünme setlerimizi yok etmiştir” diyen tutarsız, temelsiz, içi boş, kanıtsız ve belgesiz bir konuşma yapmıştı.

Tükürüğü kurumadı.

“Cumhuriyet donmuş bir göl değil her daim kendini yenileyen coşkun bir nehirdir” dedi. Sözünü geri aldı, tükürdüğünü yaladı.

Düşünce üretmiş oldu!

★★★

Müslüman olmayı Araplaşmak saymak gibi tutarsız düşünceye saplanınca dört gün önce söylediklerini beşinci gün yalamak zorunda kalıyorlar.

Müftülerin.

Hocaların.

İmamların.

Müezzinlerin.

İktidar siyasetçisi tutarsızlığını görmesi gerekir. Din adamları halktan toplanan vergilerden maaş alıyorlar. Temmuz ayında gelen son zamla bir öğretmenin maaşı en fazla 11 bin lirayı geçti ama bir müftünün maaşı 22 bin lirayı buldu. 2023 bütçesinde Diyanet’e ayrılan para, 6 bakanlığın bütçesini geride bırakarak yuvarlak hesap 36 milyar lira oldu.

İçişleri Bakanlığı Bütçesi:

33 milyar TL.

Çevre Bakanlığı Bütçesi:

24 milyar TL.

Enerji Bakanlığı Bütçesi:

19 milyar TL.

Ticaret Bakanlığı Bütçesi:

17 milyar TL.

Kültür Bakanlığı:

16.5 milyar TL.

Diyanet Bütçesi:

36 milyar TL.

Türkiye’de 20 yılın sonunda imamlar, müezzinler, hocalar, müftüler parti propaganda militanı yapıldı.  İktidarın elinde talan, karnında haram, dilinde yalana alet oluyorlar. İçlerinde alet olmayanlar vardır, sözüm onlara değildir.