Peynirin fiyatı etin fiyatını aştı. Çünkü inekler kesime gitti, geçici olarak et bollaştı. Çitçi, ahırında inek beslemeyi kazançlı bulmuyor. İnekleri kesim dalgası bitince etin gram fiyatı da altına yaklaşacaktır! Hayat pahalılığı zalim bir firavun oldu.

Yoksulu biçiyor.

Paylaşımı bozuyor.

Evet, büyüme var ama bu hastalıklı, hormonlu, kofti, içi bozuk büyüme, az sayıda zengini şişiriyor. Türkiye’de 22 milyon ailenin 20 milyonu zor durumda. Büyümeden pay alan sadece 2 milyon aile var. Geçen gün Türk-İş Raporu açıklandı.

Açılık sınırı:

7.875 TL.

Yoksulluk sınırı:

25.364 TL.

Bu rakamlar karşısında aile dediğimiz canlı kurum, yaşayabilmek için inançlarını bile yer, siyasi tercihini değiştirir. Asgari ücret 5.500 TL. Dört kişilik bir asgari ücretli ailenin, 4 üyesi de asgari ücretle çalışıp, ev bütçesine getirip koysa; ailenin geliri bile yoksulluk sınırının altında kalıyor.

★★★

Sarayda yaşayan.

Lüks otoya binen.

VİP yaşantılı.

Züppe zengin.

3 maaşlı torpilli.

Kur Koruma hesaplı.

Alev olmuş hayat pahalılığı altında tek maaşla geçim mücadelesi verenlerin yaşadıklarını hissedemez. Söz gelimi bir öğretmen ailesi düşünün. 9’uncu derecenin 1’ci kademesinde öğretmen maaşı: 8.576 TL. Yoksulluk sınırı ise: 25.364 TL. Yoksulluk sınırı, neredeyse 3 öğretmen maaşına ulaştı.

Ülkeye bak!

3 öğretmen.

1 yoksul etmiyor.

Ülkemizin içine düşürüldüğü bu korkunç pahalılık ortamında geçinebilmek için Cumhurbaşkanı maaşını kazanmak gerekir. Cumhurbaşkanının maaşı: 100.750 TL. Bakan yardımcısı maaşı: 53.800 TL. Çift yerden maaş alan bakan yardımcısı maaşı: 94.418 TL. Üç yerden maaş alan bakan yardımcısının maaşı: 391.932 TL. Demek istiyorum ki, hepsi de iktidar partisinden bu kişilerden biri isen; 25.364 TL’ye çıkmış olan yoksulluk sınırı sana vız gelir. Oyları artıracak diye umut ettikleri TOGG otomobili piyasaya çıkınca bir öğretmen o otomobili ömür boyu çalışsa alamaz. Alsa alsa, yüksek enflasyonun gelirini şişirdiği azınlık zengin kesim ile devletten yüksek maaşlı tuzu kurular TOGG alırlar.

Bakan yardımcıları!

Hepsi partili.

3 yerden maaşlı.

TOGG’ u bekliyorlar!

★★★

“Tayyip Erdoğan yine kazanacak” diye yazan iktidar yanlısı yazarların, halkın seçim öncesi beklentilerini yansıtmak için köşelerini doldurdukları yazılara göre, şu sırada ailelerin “bedava doğal gaz beklentisi” varmış. Gelirleri yoksulluk sınırının altına inmiş aileler, Karadeniz’de bulunan “yerli doğal gazın ilk bağlandığı ay ücretsiz verileceği” söylentisine inanmışlar, bekliyorlarmış. Eğer Tayyip Erdoğan, bir emir verir de; doğal gazımızı ilk ay abonelere ücretsiz verin, sevinsin millet...” derse oyların yönü dönecekmiş!

Deniz bitti!

Oy artıramıyor.

İktidar partisi başkanı olarak Tayyip Erdoğan, oy artırma becerisini sıfırladı. Hiçbir konuşması oy çoğaltmıyor. Giden oyların bir kısmını geri toplama ihtimali de ancak “sen bana oyunu ver ben sana neler vereyim neler hamlelerine...” kaldı.

Toplu konut hamlesi.

Asgari ücret artışı.

Sözleşmeli personel.

EYT’ye emeklilik.

Kimsesize maaş.

Kimsesizin bakıcısını aylık. Öğrenciye sabah çorbasını CHP’li belediye verirse buna hayır fakat AKP’li belediye verirse buna evet. Eskimiş, yıpranmış, 20 yıldır kullana kullana pörsümüş hamlelerle oy toplama becerisini yeniden canlandırmaya çalışıyor.

★★★

Ona eskiden oy vermiş olanlar; seçim yemlemelerine kanmadıklarını son 3 seçimde 3 kez gösterdiler. Belleği keskin olanlar hatırlayacaktır:

7 Haziran 2015 seçimleri:

Halkın önüne çıktı.

Meydan konuşmaları yaptı.

Partisi oy kaybetti.

1 Kasım 2015 seçimleri:

Halkın önüne çıkmadı.

Davutoğlu’nu çıkardı.

Partisi oy artırdı.

2019 Yerel seçimleri:

Meydanlara kendisi çıktı.

15 büyük kenti kaybetti.

İstanbul’u 2 kez kaybetti.

Son 3 seçim gösterdi ki; kendisine oy verip desteklemiş, inanmış, bağlanmış olanların neredeyse yarıya yakını artık onu dinlemek, izlemek, inanmak istemiyor. Son seçimin üzerine bir de korkunç hayat pahalılığı; 3 öğretmen maaşını geçen yoksulluk sınırı eklendi.

Siyaseti yozlaştırdı.

Oy verenlerini önemli oranda küstürdü. Bu yüzden Tayyip Erdoğan önceki gün parti teşkilatlarına seslenirken şunları söyledi: “Kapısına gittiğiniz, selam verdiğiniz insanlarda bize karşı kırgınlık varsa onarmalıyız, bezginlik varsa umut vermeliyiz, korku varsa güven aşılamalıyız, nefret varsa sevgiye tedavi etmeliyiz, sıkıntı varsa gidermenin yollarını aramalıyız”

★★★

Kendi eden.

Kendi bulur.

Halkı koyun yerine koydu. Halk, koyun yerine konmaktan bıktı, bezdi:

Kırgınlık var.

Bezginlik var.

Umutsuzluk var.

Korku var.

Sıkıntı var.

Nefret var.

Sandık tokadı atma arzusu pişiyor.