Köşemde; 10 Temmuz 2017 tarihinde “Tasarrufa TRT’yi kapatarak başlayalım”, 1 Ekim 2019 tarihinde “TRT mi, BBC mi?” ve 30 Aralık 2019 tarihinde “TRT’yi kurtarmak için, Euro ile bandrol!” başlıklı yazılarımı okudunuz.

Bu yazılarımda; TRT’yi tüketicilerin finanse ettiğini, iktidarın yayın organı haline gelen bu kuruluşun kapatılarak, elektrik faturaları üzerinden alınan %2 payın ve bandrol uygulamasının kaldırılması gerektiğini ifade etmiştim.

Nihayet, elektrik tüketimi üzerinden alınan TRT payının kaldırılmasına ilişkin kanun çıkartıldı. Sırada artık bandrol düzenlemesi olmalı. 7346 sayılı Kanun ile 01.01.2022 tarihi itibarıyla geçerli olmak üzere; elektrik faturaları üzerinden tüketicilerin ödediği %2 TRT payı kaldırıldı.

TRT Kurumu; 2019 yılında elektrik tüketimi üzerinden 1 milyar 45 milyon TL, 2020 yılında 1 milyar 200 milyon TL, bandrol geliri olarak da 2019 yılında 1 milyar 800 milyon TL ve 2020 yılında ise 2 milyar 600 milyon TL gelir elde etti. TRT’yi kim finanse ediyor diye baktığımızda; vatandaşların ve tüketicilerin finanse ettiğini görüyoruz.

TRT payı olarak, tüketiciden kesilen tutarların üzerinden hem ÖTV hem de Katma Değer Vergisi alındığı için; TRT payının tüketici üzerindeki çarpan etkisi daha yüksek olmaktadır.

ZAM TSUNAMİSİ!

Yasanın yürürlüğe girmesi ile beraber, elektrik fiyatlarına Cumhuriyet tarihinin en büyük zamları yapıldı.

Buna göre, elektrik tarifelerinde mesken, sanayi ve ticarethane abone grupları için vergi ve fonlar dahil ortalama %50 ile %125 arasında zam yapıldı. Böylece, elektrik fiyatlarında son 4 yılda 5 kata varan artış gerçekleşmiş oldu. Elektrik fiyatlarının bu kadar astronomik artışının nedenini, 2010 yılından sonra dolar/Euro ile yapılan enerji özelleştirmelerinde aramamız gerekiyor. (İhaleleri alanlar, çok tanıdık gelecek sizlere.)

Tüketiciler, indirimin etkisini hissedemeden görülmemiş bir zam oranı ile karşılaştılar. Zamlar, elektrik ile sınırlı kalmadı. Doğalgaz, akaryakıt ve vergi zamları da yeni yıla girmeden açıklandı. Asgari ücrete yapılan %50 zam ile yılın ilk aylarında biraz rahatlama olur diye beklerken, sevinçler kursakta kaldı.

VARLIK BARIŞI, 30 HAZİRAN 2022’YE KADAR UZATILDI...


Varlık barışı düzenlemelerinin temel amacı; kayıt dışı yurtiçi/yurtdışı varlıkların ekonomiye kazandırılmasıdır. Bildirim yapılan varlıklar ile ilgili vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmama garantisi verilerek, kayıt dışı varlıkların sisteme sokulması amaçlanmıştır.

2008 yılından bugüne kadar 13 yılda, 7 varlık barışı düzenlemesi yapıldı. En son 7256 sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 93. maddesine eklenmiş olan 7’nci düzenleme, 31 Aralık 2021’de Cumhurbaşkanı’nın 6 aylık uzatma yetkisini kullanması ile beraber 30.06.2022 tarihine kadar (bu tarih dahil) yürürlükte kalmaya devam edecektir.

Varlık barışı düzenlemeleri, bildirilen tutarlar üzerinden %2 vergi alınması yolu ile başladı ve sonra vergi oranı %1’e indirildi. Yeni getirilen düzenlemeyle de vergi oranı sıfıra indirildi.

2008 yılında yapılan ilk varlık barışı düzenlemesi (5811 sayılı Kanun) kapsamında 47 milyar 302 milyon TL, 2011 yılında (6111 sayılı Kanun) 47.3 milyar TL, 2013 yılında (6486 sayılı Kanun) 69 milyar TL, 2016 yılında (6736 sayılı Kanun) 16 milyar TL ve 2018 yılında (7143 sayılı Kanun) da 17 milyar TL’lik bir varlığın bildirildiğini öğrendik. Sonraki iki düzenleme (2019 yılında 7186 sayılı Kanun ve 2020 yılında 7256 sayılı Kanun) ile ilgili henüz bir rakama ulaşamadım. Çok başarılı olsa, bangır bangır ilan edilirdi. İstenilen seviyede başvuru olmadığı için, sonuçlar açıklanmıyor. Sürekli olarak da uzatma yapılıyor. Son yapılan uzatmadan sonra yeni bir uzatma yapılamayacağını, yeni bir kanun çıkarmak gerektiğinin de altını çizeyim.

Otomatik bilgi değişimi anlaşmaları ile banka hesap bilgilerinin vergi idareleri ile paylaşılmaya başlanmasına ve vergi oranı sıfıra indirilmesine rağmen; başvuruların çok düşük seviyede kalması ve ilk varlık barışı hariç diğerlerinde yurtiçinden başvuruların daha çok olması, bir sorun olduğunu gösteriyor.

Türkiye‘nin döviz girişine bu kadar çok ihtiyacı olduğu bir dönemde, yurtdışında parası olanları daha fazla motive etmek gerekiyor. Artık kur garantisi mi verirsiniz, kupon hazine arazisi mi bilemem.