AKP, demokrasi tarihimizin en uzun iktidarda kalan partisi oldu.

Dile kolay..: 21 yıl önce kurulan AKP, 20 yıldır Türkiye’yi yönetiyor.

Peki, 20 yılda Türkiye nereye geldi?

İki kelime ile söylersek, “Durum vahim” diyebiliriz.

Hukuk devleti ile ilgisi olmayan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile bütün kurumlar zayıfladı, çürüdü, çökme noktasına geldi.

Türkiye adım adım otoriter bir yönetime doğru sürüklendi.

Ülkede kurallar bozuldu, yasalar çiğnendi, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları bile tanınmaz oldu.

Kamu kurumları siyasallaştı, valiler, kaymakamlar, üst düzey bürokratlar devletin değil AKP’nin memurları haline geldi.

★★★

Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP’nin 21’inci, kuruluş yılı kutlamasında:

“Bugünün Türkiye’si 21 yıl öncesine göre daha demokratik” dedi.

Acaba öyle mi?

Bunun için mi mahkemelerde binlerce basın davası var?

Cumhurbaşkanı’nı eleştiren 50 binden fazla insan bunun için mi “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla yargılanıyor?

Çok sayıda gazeteci neden hapiste?

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) iktidarın sopası gibi haksız karar ve uygulamalarla muhalif televizyonlara ağır cezalar yağdırıyor.

Basın İlan Kurumu (BİK) iktidarı eleştiren gazetelere ilan kesme cezaları veriyor.

Hak arayan insanlar polis coplarının ya da biber gazlarının hedefi oluyor.

Eğitim kalitemiz müthiş düştü, dünyada 101’inci sıraya geriledik.

★★★

Ülkede tüm bunlar yaşanırken, Sayın Cumhurbaşkanı, iktidara geldiklerinde Türkiye’de özgürlükler konusunda büyük sıkıntılar olduğunu, her taraftan özgürlük talepleri geldiğini söyleyerek:

“Türkiye vesayetin sancılarıyla kıvrandığı geri kalmışlığın yükünün altında ezildiği, dört bir yandan hak ve özgürlük taleplerinin yükseldiği bir süreçte üstlendiğimiz bu ağır sorumluluğun hakkını vermek için gece gündüz çalıştık. Bugün dönüp geriye baktığımızda, 20 yılda asırlık bir demokrasi ve kalkınma hamlesi gerçekleştirdiğimizi memnuniyetle müşahede ediyoruz. “ dedi.

Oysa, hukuk, demokrasi, özgürlük ve insan hakları gibi vaatlerle yola çıkan AKP’nin 20 yıllık iktidarı sırasında yargı siyasallaştı, hukukun üstünlüğüne inanç kalmadı.

Düşünce ve ifade özgürlükleri sınırlandı.

Anayasal haklarını kullanarak fikirlerini açıklayanlar kendilerini adliyede buldu.

Muhalif duruş sergileyen gazeteciler cezaevine tıkıldı.

AKP iktidarı, övünmeleri ve böbürlenmeleri bir yana bırakıp “Biz nerede hata yaptık?” diye düşünmeli.

Futbolumuz nasıl öldürülür?


Uzun yıllar önce gazeteciliğe spor yazarı olarak başlamıştım. Bu nedenle Beşiktaş’ın birçok efsane başkanını bizzat tanımak imkânı buldum.

Mesela kimler? Aptullah Ziya Kozanoğlu, Nuri Togay, Enver Kaya, Hakkı Yeten, Talat Asal, Şekip Okçuoğlu, Gazi Akınal, Mehmet Üstünkaya, Süleyman Seba gibi Türk futboluna büyük katkıları olan muhteşem başkanlar…

Şimdiki Başkan Ahmet Nur Çebi ile diyaloğum yok ama onu gazete ve televizyon haberlerinden izliyorum.

Perşembe günü gazetede çıkan bir demecini, kusura bakmasın ama, hiç beğenmedim, hatta biraz da saçma buldum.

Futbolda “8+3 kuralı”nın kaldırılmasının istiyor ve:

“İddia ediyorum, 8+3 rekabeti öldürüyor” diyerek, yabancı futbolcu oynatmanın tamamen serbest bırakılmasını istiyor.

Sayın Başkan… Bir takımda 8 yabancı futbolcu oynaması size yetmiyor mu? Takımlarımızda 3 Türk futbolcu bile oynamasın mı? Neden Türk futbolculara alerji duyuyorsunuz?

Size göre bir takımda 11 futbolcu da yabancı olursa, o takıma nasıl “Türk takımı” diyeceğiz?

Biraz insaflı olun, zaten yaralı olan Türk futbolunu öldürmeyin ve bugün hayatta olmayan, sizden önceki muhteşem başkanların kemiklerini sızlatmayın!

GÜNÜN SÖZÜ

Hata yaptığında şu 3 şeyi uygula: Kabul et, ders al, tekrarlama.