İktidar “AKP’den önce ambulans yoktu!” diyor ya...

Bu konuda, Bodrum’da yaşayan kadim okurlarımdan Ataman Özbay’dan bir e-posta aldım. Çok gezen, çok gören, okullarda konferanslar veren nitelikli bir kişi olan Ataman Özbay mesajında şunları yazıyor:

“Danimarka’nın başkenti Kopenhag’a yolunuz düşerse, lütfen kentin ‘Sağlık Müzesini’ ziyaret edin.

Orada, ‘Ambulans uçak’ olarak 40 yıl kullanılıp, emekliye ayrılmış bir uçak göreceksiniz.

O uçağın altında küçük bir etiket ve üzerinde şöyle bir yazı var:

“Bu ambulans uçağı 40 yıl deniz aşırı topraklarımızdaki (Grönland ve Faroe Adaları) insanlarımızın sağlığı için çalıştı. Hem ona, hem de bu uçağı yapan ‘KAYSERİ UÇAK FABRİKASI’ personeline şükranlarımızı arz ederiz.”

★★★

Bu yazı beni hazin hazin düşündürdü....

Hani AKP’den önce ambulansımız bile yoktu?

Hani AKP sayesinde ambulans sahibi olmuştuk?

Ambulansımız varmış! Hem de ambulansın uçağını (henüz 1930’lu yıllarda) yapıp yurt dışına ihraç etmişiz.

Nereden nereye?

Günümüzde doğruları söyleyenin başı derde giriyor!


Atalarımız “Doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar” sözünü boşuna söylememiş.

Günümüzde insanlar doğru konuşmaktan kaçar hale geldi...

Eğilip bükülmeden gerçekleri söyleyen kişilerin, (özellikle gazetecilerin) başına gelenleri herkes biliyor.

★★★

49 yıldır Almanya’nın Münih kentinde yaşayan bir okurum var. Adı Bayram Gencer...

Türkiye’den uzakta olmasına rağmen, gece-gündüz Türkiye’yi düşünen ve yüreği yurt sevgisiyle dolu olan bu okurumuzun başı dertte... Neden mi?

Devlet büyüklerine, ismiyle, açık adresiyle sürekli olarak mektuplar yazdığı için rahatsız olmuşlar!

Doğru söyleyeni devlet bile hoş karşılamıyor!

★★★

“Ben siyaset fanatiğiyim” diyen Bayram Gencer durumunu şöyle anlatıyor:

“Yazdığım (hepsi kanıtlı, ispatlı) mektuplarım rahatsızlık yaratmış. O kadar ki, konsolosluklara bile haber verilmiş...

Pasaportumun süresi dolduğundan yeni pasaport için Münih Başkonsolosluğu’na müracaat ettim. Hakkım olan pasaportu vermediler. Tedbir konulmuş!

Avukatım o tedbiri kaldırabilirse yeni pasaport alabileceğim...

Demek ki, eski pasaportumun süresi dolmamış olsa da Türkiye’ye gelseymişim, İstanbul Havaalanı’nda pasaport kontrolünden çıkamayacak “Hoş gedin” deyip hoop içeri atacaklarmış!

★★★

Çalışma hayatındayken, emekliliğimde Türkiye’de, Edremit, Ayvalık, Akçay veya Didim’e yerleşip, orada yaşamak istiyordum ama iyi ki de buradaki düzenimi bozmamışım...

Keşke böyle duyarlı, namuslu, yurtsever bir siyaset fanatiği olacağıma, futbol fanatiği olsaydım Rahmi Abi...

Bunlar öküz altında buzağı arıyorlar!

Tüm yurduma, tüm yurttaşlarıma en candan sevgiler, selamlar... (Bayram Gencer - Münih)

TEBESSÜM

Neresini kapatmalı?


Temel, Trabzon’daki evinde su tasarrufu yapmak için yakındaki dereye giderek yıkanır.

O derede iken mahallenin yaramaz çocukları, donu dahil bütün giysilerini alıp kaçarlar.

Kıyıya çıkan Temel elbiselerini bulamayınca şaşkına döner. Başka çare bulamadığı için, utancından elleriyle edep yerini kapatarak evine doğru koşmaya başlar.

Yaklaştığında, pencereden Temel’i gören karısı Fadime bağırır:

“Ula Temel... Ne salak şeysin sen? Asıl yüzünü kapasana, oranı kim tanıyacak?”

GÜNÜN SÖZÜ


Önemli olan ne olduğumuz değil, ne olacağımızdır!