Akın akın gelen sığınmacı ve göçmenler Türkiye’nin demografik yapısını bozarak beka sorunu yaratacağa benziyor!

Yolgeçen hanına dönen sınırlarımızda ciddi önlemlerin alınması şart!

Göçe karşı olmanın ırkçılıkla hiçbir ilgisi yok. Ulusumuzun hayati sorunu bu...

Demografi, ülkelerin nüfus yapısını ve özelliklerini inceleyen bir bilim dalıdır.

Şu anda Türkiye’de yaşayan yaklaşık her 10 kişiden 1’i sığınmacıdır. Bu 8 milyon göçmen demektir ki, Türkiye ekonomisi bu yükü daha fazla kaldıramaz!

Avrupa’nın en güçlü ekonomileri bile böyle ağır bir yükün altından kalkamaz!

★★★

Ülkemizin göçmen ve sığınmacı politikası en başından beri “yanlış ve plansız” idi... Ülkenin yarını hiç düşünülmemişti.

66 milyon vatandaşın yoksulluk içinde yaşadığı Türkiye’de, insanlarımızın lokmasına ortak olan her sığınmacı, fukaralığı daha da derinleştiriyor!

Devletin vergilerini milyonlarca göçmen için harcamak, yoksul vatandaşlara yapılan en büyük haksızlık oluyor!

★★★

Dünyadan yalnız gıda maddeleri ve teknoloji ürünleri değil, nüfus da ithal ediyoruz!

Suriyeli, Afganistanlı, Somalili, İranlı, Iraklı, Bangladeşli, Nijeryalı, Filistinli vs.

Göz göre göre istila ediyorlar ülkemizi...

Plansız-programsız, günübirlik yönetim anlayışının hazin bir sonucu olarak, geleceğin karanlık Türkiye’sine doğru adım adım gidiyoruz. Nasıl bir düşüncesizliktir bu?

Yabancıların bir de zenginler kısmı var.

Ruslar, Araplar, İranlılar, İstanbul’da, Antalya’da Ege’de evler alıyor, araziler kapatıyor...

Emlak fiyatlarının hızla artışının sebeplerinden biri de bu...

Bu nedenle birçok vatandaşımız için ev sahibi olmak artık bir hayal oldu!

★★★

Geçtiğimiz bayram günlerinde İstanbul’un hâli bir tuhaftı.

Kadıköy Moda sahili, Sultanahmet Meydanı, Ayasofya Camii’nin önü, Yenikapı, Üsküdar sahili ve Beyoğlu’nda yüzlerce kaçak sığınmacının toplanması, yurttaşların “Bu âdeta savaşsız istila” diye tepki göstermesine yol açtı.

Bu arada polis, Beyoğlu’nda yaptığı operasyonlarda, 37’si Afganistan, 18’i Suriyeli, 18’i Pakistanlı, 8’i Bangladeşli, 6’sı Filistinli, 10’u da farklı ülkelerden 97 sığınmacıyı yakaladı.

Bunlar sınır dışı edilseler bile ne olacak ki?

Kaçaklarla mücadele böyle olmaz! Bataklığı kurutmak lâzım!

Yüzbinlerce kaçak nasıl giriyor Türkiye’ye? Onları durduracak hiçbir güç yok mu? Sınırlarımız böylesine başıboş, böylesine güvensiz mi? İşte, asıl sorun bu!

Küfürlü siyaset!


Sığınmacıların yükü bir yandan, yükselen enflasyon diğer yandan ekonomimizi tahrip ediyor!

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, göçmen ve sığınmacıların halkımıza maliyetinin 100 milyar doları aştığını açıkladı. Müthiş bir rakam!

Bu çileli milletin ödediği vergilerin ciddi bir bölümü sığınmacılara gidiyor!

Halkın tepesine inen bir de enflasyon balyozu var!

Türkiye İstatistik Kurumu resmi enflasyonu 69.97 olarak açıkladı. Bu tıraşlanmış rakam tabii ki! Bağımsız kuruluş ENAG’a göre gerçek enflasyon yüzde 156.86.

Bu vahim tablo karşısında iktidar ne yapıyor?

Ülke ekonomisini düzelteceği yerde muhalefeti hedef alarak siyasette “Sövgü ve hakaret edebiyatını” zenginleştiriyor (!)

Şu sözleri ağızlarına nasıl yakıştırıyorlar, anlamıyorum:

- Dangalak! Alçak!

- Hain! Çamur, çukur!

- Soysuz! Kahpe!

- Satılmış! Mankafa!

- Cibilliyetsiz, vs.

Neden böyle yapıyorlar?

Sanırım seçimi kazanmaktan umutlarını yitirdikleri için, herkese sövüp sayarak kendilerini tatmin ediyorlar!

GÜNÜN SÖZÜ


Ağzı bozuk cahillerle tartışmaya kalkarsan kaybeden sen olursun!