Milli Savunma Bakanlığı, hedeflerin vurulduğunu, kaç teröristin etkisiz hale getirdiğini, harekat devam ederken bölücü terör örgütünün başlarının yaptığı telsiz, telefon konuşmalarında neler söylediğini bazı basın organlarına  duyurdu. Harekat sürpriz olmadı. Çünkü, Cumhurbaşkanımız, “Bir gece ansızın girebiliriz” diyordu. İstiklal Caddesi saldırısı gerekçe gösterilip hava harekatı yapıldı. Şimdi de kara harekatının yapılacağı söylendi.

Kuzey Irak’ta yıllarca mücadele vermiş emekli komutanlarla konuşunca, deneyimlerine dayanarak “Teröristle mücadelede etkili bir sonuç alabilmek için hava harekatı mutlaka kara harekatıyla bütünleştirilmelidir. Bu yapılmadıkça istenen sonuç alınamaz” diyorlar.

AYNI YERLER

Yalnız hava harekatıyla başarı sağlanamaz. Ancak teröristlerin toplu olarak bulunduğu,  bazı depolarının bulunduğu yerler belirlenirse sonuç alınabiliyor. Öteden beri var olan teröristlerin bulunduğu mağaraları yok etmek ise mümkün olmuyor. Bunu, ömrü Kuzey Irak operasyonlarında geçmiş emekli general söylüyor. Onu dinliyorum:

“Hava harekatıyla teröristlerin mağaralarının imhası mümkün olmuyor. Örneğin teröristlerin Zap adını verdiği barındıkları, gizlendikleri Zap suyu etrafındaki mağara, 1984’den itibaren başlayan harekatların hiçbirinde imha edilmedi. Ne kadar patlayıcı denerseniz deneyin herhangi bir etkisi olmadı. Gara dağındaki mağaralar imha edilemedi. Biz, o yöreleri bildiğimizden beri aynı mağaralar duruyor. Dolayısıyla  hava harekatı mutlaka kara harekatıyla koordineli olarak yapılmalıdır. Öyle yapılmazsa başarı yüzdesi çok düşük olur.”

TERÖRİST BULAMAZSINIZ

Uluslararası hukukta, “Her hangi bir ülke, komşu bir ülkeden kaynaklanan teröre maruz kalıyor, bulundukları ülke tarafından bu eylemler önlenemiyorsa, teröristleri bertaraf etmek üzere belli bir kilometreye kadar harekat yapma yetkisi var.” Türkiye, bu yetkiyi yıllardır Irak’ın Kuzeyine hava harekatı yaparak kullanıyor. Emekli general devam ediyor:

“Eğer Suriye’nin kuzeyinde ve Irak’ın kuzeyinde bulunan teröristleri bertaraf etmek istiyorsak, kara ve hava harekatı  birlikte koordineli yapılmalı.  Ancak, bu harekatlar öncesi çok ciddi hatalar yapılıyor. Terörle mücadelede hiçbir zaman için teröristin öğreneceği tarzda ‘Ben geliyorum’ denmez. Geçmişte, Irak’ın kuzeyine yapılan  hiçbir harekat, ‘Güvenliğimizi tehdit ediyor’ diye  dünyaya duyurulmamıştı. Bütün harekatlar ‘Baskın’ şeklinde  yapıldı.

Şimdi hava harekatını yapıyoruz. Kara harekatı da yapacağımız duyuruldu. Tabii kara harekatını da yapabilirsiniz. Ama, gittiğiniz yerlerde çok az sayıda terörist bulabilirsiniz.  Bırakılan teröristlere ‘imha timleri’ denir.  Onlar, düzenli askeri birliklere kayıp verdirmek gerekirse kendilerini  imha etmektir.

Bunlar,  iyi yetişmiş, kemikleşmiş, araziyi iyi tanıyan, pusu atan gruplardan oluşur. Bölgedeki , Barzani güçlerinden de, yöre halkından da çok iyi destek alırlar. Kaçmaları halinde yöredeki köylüler arasına karışıyor, halk da, ileride teröristlerin hedefi olmamak için onları ele vermez.

GİZLİLİK ESASI

Teröristle mücadelenin ana esası gizliliktir. Gizlilik içinde yapılmayan hiçbir faaliyetin başarı şansı yoktur. Kuzey Irak operasyonlarını yıllarca yöneten dönemin Asayiş Kolordu Komutanları Hasan Kundakçı, Necati Özgen, Altay Tokat başta olmak üzere sınır ötesi harekatlar yapıldı. Gizliliğe örnek vermek için şu uygulamalarımızı anlatayım:

Bölgede yerleşik birlikler olduğu gibi, başka yerlerden de gelecek birlikler de oluyordu. Bu birlikler gelmeden önce onların örneğin ekmek ihtiyacını birliklerdeki fırınlarımızda hazırlıyorduk. Yerleşik birlikler fazla ekmek çıkartır ama bunun ne amaçla olduğu kendilerine söylenmezdi.

Dışarıdan fırından fazla ekmek alınması halinde ‘Asker birlik bin-iki bin ekmek aldı, demek ki operasyon yapacak’ diye bilgi aktarılmasına engel olmaya çalışıyorduk. Hatta, yerleşik askeri birliklere, jandarma karakollarına bile sızma olmaması için bilgi verilmezdi. Ancak, birlikler geldikten sonra haberdar olurlardı. Terörle mücadelenin tek yöntemi var, o da gizliliktir.

Teröristin bitmesi için sosyal tedbirlerin alınması lazım. Devletin yöredeki halkı inandırması, o halkın da Devletine, vatanına bağlı bireyler haline getirilmesinden geçer.”

ECEVİT-ERBAKAN ÖRNEĞİ

Askerimizin Kuzey Suriye’de operasyon yapabilmesi için Rusya ile eşgüdüm sağlaması gerekiyor. Cumhurbaşkanı, kara harekatının yapılacağını söyledi ama gününü açıklamadı. Teröristler de, kara harekatına karşı kendilerine göre önlem alır.

Emekli pilot general, geçmişten örnek verdi. “Operasyon davul zurnayla duyurulmaz. Bülent Ecevit’in Başbakan, Necmettin Erbakan’ın Başbakan Yardımcılığı döneminde Kıbrıs harekatı  “Bir sabah ansızın” gerçekleşti. Aksi halde harekat amacından sapıyor, karşı taraf sizi daha dikkatle izliyor, ona göre önlem alıyor.

Neyse ki kara harekatının günü, saati söylenmedi!