Belediyeleri yakından izlemek gerekiyor. Özellikle aynı işi yaptıran, aynı aracı alan, aynı hizmeti üretenlerin aralarında bu kadar fiyat farkı olması sizi şaşırtır. Araştırırken, soruştururken makam aracı saltanatının hangi boyutlara ulaştığına da tanık olur, milyonlarca liranın araç kiralama yoluyla birilerinin cebine akıtıldığını da öğrenirsiniz.

Başkanın CHP’li, belediye meclisinde ise çoğunluğun AKP’li olduğu il ya da ilçelerde “İnatlaşma” belediyeleri zarara uğratıyor. O zaman bunu somut bir olayla açalım.

BİRİ ALDI, DİĞERİ KİRALADI

Kocaeli’nin merkez ilçesi İzmit Belediye Başkanlığı’na, Fatma Kaplan Hürriyet seçilmişti. Belediyenin geçmişe dönük yolsuzluk iddialarının üzerine gitti, belgelerle bunları açıkladı. Fatma Hanımın çalışmasını engellemek adına, belediyenin uğratıldığı zararı Fatma Kaplan Hürriyet’ten dinleyelim:

“İzmit ve Gebze’nin kent ve ilçe ölçekleri hemen hemen aynı. İzmit belediyesi olarak 27 milyon liraya 71 temizlik aracı satın alırken, aynı tarihlerde AKP’li Gebze Belediyesi de benzer 43 aracı 67 milyon liraya kiraladı. Buradan bile başka hiçbir detaya girmeksizin ne kadar doğru, kamunun lehine karar verdiğimiz ortada. Keşke o dönem istediğimiz 55 milyon mira kredinin tamamını Belediye Meclisimiz onaylansaydı da bütün araçlarımızı satın alsaydık. Eğer o alımı yapmış olsaydık, bugün hiçbir kiralama yapmazdık. Ne yazık ki 27 milyon liraya alabildiğimizi aldık, geri kalanını kiralamaya devam ettik.”

KATLANIYOR

27 milyon liraya alınan 71 araç için 3 yıl geri ödemeli kredi çekildi. Bu kredinin faizi o dönemde 4 milyon 385 bin liraydı. Toplamda 31 milyon 508 bin lira. Bu 71 aracın kredi ile birlikte maliyetine geldi. 3 yıldır da aylık 934 bin lira kredi ödeniyor. Sabitlenmiş aylık kredi ödemesi 2023’te bitecek, 27 milyon liraya satın alınan araçların da tamamı belediyenin malı olacak.

Belediye, aynı araçları bugün satın almak istese, en az 80 milyon lira ödemesi gerekecekti. Alımı yapılalı 2 yıl geçmesine rağmen, fark yaklaşık üç katına çıktı. Oysa, o zaman belediye toplam 55 milyon lira kredi kullanacaktı. Bugün ise 150 milyon lira konuşuluyor. Eğer, belediye meclisinin Cumhur İttifakı üyeleri krediye o zaman onay vermiş olsa, belediye alımı gerçekleştirseydi, bugün bir o kadar mal varlığı artmış olacaktı.

ZORLAYARAK

2 yıl önce mecliste sürekli dil dökerek 27 milyon liraya alınabilen 71 kamyon ve iş makinelerine karşılık, AKP’li Gebze Belediyesi de 43 aracı 67 milyon liraya kiraladı. Aradaki farka bakar mısınız? Birisi 27 milyon liraya mal sahibi olurken, diğeri 43 aracı 67 milyon liraya kiralıyor. Başkan Fatma Kaplan Hürriyet, bu durumu şöyle açıkladı:

“Biz 71 aracı kiralamak yerine satın aldık. Keşke 2 yıl önce 55 milyon lira olan kredi kullanma yetki talebimizi meclis kabul etseydi de tüm hizmet araçlarını satın alıp kiralamaları kaldırabilseydik. Ama tüm mücadelemize, dil dökmelerimize rağmen AKP ve MHP üyeleri reddettiler. 2 yıl önce 55 milyon liraya alabileceğimiz araçların bugünkü değeri 150 milyondan fazla. En az 10-15 yıl araç kiralamadan kurtulacak ve önemli ölçüde de tasarruf sağlayacaktık. Bugün de 125 milyon borçlanma yetkisi istiyoruz. Yine oyalama taktikleri ile karşı karşıyayız. Her şeye rağmen mücadelemize devam edeceğiz.”

Belediyelerde mücadele de, söylenti de bitmiyor. Şimdi, Ankara’nın Ayaş ilçesine gidelim.

Belediye, yıkımdan 6 milyon lira kazanacaktı


Ankara’nın Ayaş ilçesinde, 1980’lı yılların başında büyük bir cezaevi yapımına başlanmıştı. Kaba inşaatı biten bu cezaevi projesinden 1997’de tamamen vazgeçildi ve Sincan’da yüksek güvenlikli cezaevleri yapıldı.

Cezaevi inşaat alanı 10 gün önce Adalet Bakanlığı’ndan Ayaş Belediyesi’ne geçti. Belediye binayı yıktırmak istedi. Birçok firma talebini ilgili makamlara yazılı olarak iletti. Yıkımı yapacak firmaların bazıları bunun için belediyeye 5-6 milyon lira vermeyi de taahhüt etti. İhaleye çıkılmış olsaydı belediyeye belki daha fazla para gelecekti.

Ankara’da yıkım işiyle, geri dönüşümle uğraşan 500’e yakın firma var. Yaklaşık 40 yıldır harabe halinde bulunan yarım kalmış cezaevi binanın durumunun “Tehlike arzettiği” gerekçe gösterildi ve belediye davetiye usulüyle binanın yıkımı, temizlenmesi, düzenlenmesi işini bir firmaya 230 bin lira karşılığında verdi. Yani, belediyenin kasasına belki 10 milyon liraya yakın para girecekken, şimdi para çıkacak.

ÇOK ACİLMİŞ!

Belediyenin açık ihale ile yapması gereken bir işi “Acil” deyip davetiye usulüyle vermesi de şaşırtıcı. 40 yıldır aciliyeti olmayan yapı, ne oldu da birden yıkımı acil oldu, belediye apar-topar kendi belirlediği firmaya işi verdi?

Belediye Başkanı Burhan Demirbaş, bu konuyla ilgili arayacağını söyledi. Ama bir daha Burhan Beye ulaşmak mümkün olmadı. Peki Ayaş Belediye Başkanı, belediyeye para kazandırmak varken, belediye kasasından ödeme yapmaya nasıl gönlü razı oldu? Şaşırtıcı olan da başkanın sessizliği...