Doğa dostu, Kazdağları sevdalısı, kendi deyimiyle “Kazdağları Delisi” Akın Andiç, “Yarın eylem bölgesine gidiyorum” deyince eylem yapıldığını öğrenmiştim. Ben de gittim. 8-10 çadır kurulmuş, 10-15 genç sloganları afişlere yazmıştı. Görünürde kesilmiş ağaç da, çalışan da yoktu. Ancak az ileriye gittiğimizde binlerce ağacın kesilmiş olduğunu, kamyonların toprak taşıdığını gördüm. İşte bu eylemi ve orada yapılanı Türkiye’ye o gün çektiğim fotoğraflarla duyurdum.

Bu haberden sonra Türkiye ayağa kalktı. Yüzler değil, on binler o bölgeye akın etti. Günler süren eylemler, sonra arama ruhsatının yenilenmemesi sonucu firma tası-tarağı toplayıp, en azımdan şimdilik gitti. 300 bine yakın ağaç ve o bölgedeki canlılar yok edilmişti.



SORUN HER TARAFTA

Çanakkale’nin Küçükkuyu beldesinde, Belediye Başkanı Cengiz Balkan, Kazdağlarında altın aranmasına, ağaçların kesilmesine tepkisini beldeye astırdığı afişlerde şöyle vurguluyordu:  “Kazdağları’nın altını oyma! Altını zeytindir” yazıyordu.

Kazdağları o şanlı direnişlerle kurtuldu ama bugün farklı bölgede farklı gelişmeler yaşanıyor. Geçen yıl İzmir Milletvekilleri Mahir Polat, Murat Bakan, Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz’le Kozak yaylasına gitmiştim. Açılan taş ocakları her tarafı toza boğmuştu. Çam fıstığı üretimi yıldan yıla düşmüş, insanlar toprağını, çamını satar duruma düşmüştü. Köylü, üretimden çekiliyor, ilçelere göç ediyor, yerlerine kentliler yerleşiyordu.

YÖNETMELİK OYUNU

1939 tarihli Zeytin Kanunu’nda, değişiklik yapıp “Ölmez ağacı” olarak da bilinen zeytinlerin kesilmesi ve o bölgelerde maden çıkarılması öngörülüyordu. TBMM’den bu kanunu geçirmek için Torba Kanun Tasarılarının içine attılar, ilgisiz komisyonlardan geçirmeye çalıştılar. Ama olmadı. Daha yakın bir dönemde AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’a giden madenciler, özellikle Kemerköy-Yeniköy santralleri için zeytin alanlarında kömür aramak istediklerini ve bunun için kanun çıkarılmasını istediler. Elitaş da bu isteği reddetti. Ama Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, kanun çıkarılamayınca Maden Yönetmeliği’ne şu fıkrayı ekledi:

“Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin, faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir.”

Yönetmeliğin özeti, Avukat Alp Kaan’ın deyimiyle, “Elektrik üretiminde kullanılan maden (kömür vs) sahası ile zeytinlikler aynı yere rastlarsa zeytin ağaçlarının ruhuna El-Fatiha!”

CEZAYI VER KURTUL!

Yerinden çıkarılıp başka yere taşınan zeytinlerin kolay kolay tutmayacağını taşıyanlar da bilir. Size acı bir örneği Ankara’dan vereyim: Hacettepe Üniversitesi’nde yurt yapılırken binlerce çam yerinden çıkarılıp başka alanlara nakledildi. İnanın bir tanesi bile tutmadı. Bunun böyle olacağını bilmelerine rağmen sökülmesi için ayrı, dikilmesi için ayrı, kuruduktan sonra tekrar sökülmesi için hiç değilse harcama yapmayın. Yazıktır bu ülkenin parasına, kaynaklarına...

Zeytin ağaçları nakledilecekmiş de, sonra o alan rehabilite edilecekmiş. Vay ki... Vay. Maden Kanunu ve yönetmeliğinde zaten bu hükümler var. Ancak birkaç firma dışında, buna uyan yok. Çünkü, yeniden eski haline getirmek hayli pahalı. Onun yerine firma, para cezasını ödüyor ve alanı eski haline getirme yükünden kurtuluyor.

Eski haline getirmeyenlere verilecek para ve diğer idari cezalar caydırıcı olmadıkça, maden çıkaran bir kaç köklü firma dışında kimse eski haline getirmez. Her taraf bu örneklerle dolu.

DANIŞTAY KARARI

Bu yönetmelik öncelikle Muğla’yı ilgilendiriyor. Ama başka yerlerde de olmayacağı anlamına gelmesin. İYİ Parti Muğla Milletvekili ve Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Metin Ergun adına avukatı Feridun Utku Ünüvar, kanuna aykırı olduğu belirtilen yönetmeliğin, yayın tarihinden bir gün sonra yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay Başkanlığı’na başvurdu. Bu başvuru geciktirilmeden, ağaçlar kesilmeden, sökülmeden karara bağlanmalı.

Atatürk’ün emriyle 1924 yılında kurulan Türkiye Ormancılar Derneği de bu yönetmeliğe tepkili. Onlar da yasal yollara başvuruyor. Yapılanları görünce aklımıza şu geliyor: Bugün ne yapsak da topraklarımıza, suyumuza, ormanlarımıza, kısaca tüm doğal kaynaklarımıza daha çok zarar versek diye düşünülüyor, planlanıyor ve pervasızca hayata geçiriliyor...

Zeytincilik, madenciliğe kurban ediliyor. Unutmasınlar, “Altını oyma! Madeni zeytindir.”