Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ömür boyu hapis cezasına çarptırılan,  rütbeleri alınan, 19 Ağustos 2021’de terör suçlularının konulduğu cezaevine konulan eski emekli tümgeneraller İdris Koralp, Kenan Deniz 75, Erol Özkasnak 77, Cevat Temel Özkaynak 78,  korgeneral Yıldırım Türker, orgeneral Fevzi Türkeri 82, koramiraller Aydan Erol, Hakkı Kılınç, orgeneral Çetin Doğan 83, korgeneral Çetin Saner, orgeneral Çevik Bir 84, korgeneral Vural Avar 85, eski Hava Kuvvetleri Komutanları orgeneral İlhan Kılıç 87, orgeneral Ahmet Çörekçi de 91 yaşında.

28 Şubat davasında, “cebir” ve “şiddet” eyleminin kanıtı olarak tankların 4 Şubat 1997’de Sincan ilçe merkezinden geçişi gösterilmişti. Oysa tanklar sadece o yıl değil, 1965’den bu yana yürütülüyordu. 1997’de aynı tank taburunun komutanı olan emekli tuğgeneral Namık Kemal Çalışkan’ın bu köşede, tankların geçişinin çok önceden planlandığına ilişkin açıklamaları yer almıştı. Aynı tabur komutanlarından Ali Er’in, Akıncı Hava Üssü komutanı Erdoğan Karakuş’un, “Evet, tanklarla NATO tatbikatı kapsamında Akıncı üssüne gelinirdi” demesi de sonucu değiştirmedi.

O KAPI, KAPANDI

Sanık avukatlarından Aykanat Kaçmaz, Şule Nazlıoğlu Erol, Fethi Öztürk, 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına itiraz etti ve yargılamanın yenilenmesi için bir üst mahkeme olan 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu.

6. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Mayıs 2022 tarihli kararında avukatların öne sürdüğü konuların yargılamanın yenilenmesini gerektirmediğini değerlendirdi ve başvuru reddedildi. 28 Şubat davası hükümlüleri için bir kapı daha kapandı.

Avukatlar, Anayasa Mahkemesi’ne de adil yargılanma hakkı ihlali,  savunma hakkının kısıtlanması,  yargılamanın uzun sürmesi gibi gerekçelerle başvurmuştu. Osman Kavala,  Ömer Faruk Gergerlioğlu, Selahattin Demirtaş davaları üç aydan kısa sürede karara bağlanmıştı. Emekli askerler de kendi davalarının da kısa sürede sonuçlanacağını bekliyordu.  Aradan 9 ay geçmesine rağmen yaşlı mahkumlarla ilgili verilmiş bir karar yok. Onların cezaevinden çıkabilmeleri için tek umut Anayasa Mahkemesi. 

ASDER VE SADAT

Sanık avukatlarının temyiz dilekçesini okurken 118. sayfada Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) ve Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş (SADAT) adına rastlıyoruz. Yargıtay’daki dosyadan okuyalım:

-Mahkeme, toplam bin 148 müştekiden (sivil 757, asker 387, tüzel kişi 4),  388 kişiye (sivil 267, asker  117, tüzel kişi 4) bir başka deyişle üçte birine “katılan” sıfatı verdi. ( Katılan  hukuki bir sıfattır. Her şikayetçiye  “katılan” sıfatı verilmez, verilemez. “Katılan” aynı iddia makamı gibi. Kendini temsil ettirebilir, kararı temyiz edebilir, araştırma-soruşturma talebinde bulunabilir.)

- Toplam 387 asker müştekiden 128’i ASDER’in hazırladığı şablon dilekçeyi verdi.  Bu dilekçeyi veren asker müştekiden 117 kişiye  “katılan” sıfatı verildi. Bu oran yüzde 91’dir.

- “Katılan” sıfatı verilen 117 askerden 6 kişi (Vehbi Kara, İbrahim Töre, Mehmet Kurt, Yavuz Sulumeşe, Ersan Ergür ve Nejat Özden aynı zamanda SADAT yönetici ve danışmanlarıdır)

-“Katılan” 3 kişi (Mustafa Hacımustafaoğulları, Bülent Demir, Hasan Hüseyin Uludağ) ASDER üyesi ve aynı zamanda SADAT danışmanlarıdır.

-“Katılan” sıfatı verilen 267 sivilden yazar Abdurrahman Dilipak ve eski milletvekili  SADAT danışmanlarıdır. (Not: Milletvekili danışman olmadığını söyledi)

İRTİCAİ FAALİYETTEN

-“Katılan” talebi bulunmayan / verilmeyen 1 asker müşteki (Nevzat Kaşif Tarhan) ASDER kurucu başkanı/üyesi ve SADAT danışmanıdır.

-6 sivil müşteki (Hulusi Gülen, Engin Yılmaz, Mesut Kaya, Osman Kaçmaz, Cemil Turan ve İrfan Çalışkan) SADAT danışmanlarıdır.

-Askeri personelden Nevzat Kaşif Tarhan (istekle emekli) hariç tamamı “tarikat iltisakı / irticai faaliyetleri” nedeniyle TSK’dan atılmışlardır.

-Davada, gerçek dışı, haksız ve düzmece iddialarla sanıklara suç ve olgu isnat ettiği belgesi ile tespit edilen, adaletin gecikmesine, tutukluk süresinin uzamasına neden olan ve gerekçeli kararda yer alan müşteki/katılanlar hakkında ayrıca suç duyurusunda bulunulacaktır. Yani o dönem ASDER, sonradan SADAT olan teşkilat şablon dilekçeler ile 28 Şubat davasının soruşturmasının başlamasını sağlayan teşkilattır.”

ŞABLON DİLEKÇE, SAHTE İMZA

TSK’dan bir personelin atılmasının takibi yıllar sürüyor. Askeri Şura’da durumu görüşülünceye kadar 52 imza gerekiyor.

TSK’dan ihraç edilenlere daha sonra  albay maaşı bağlanmış, bir kısmına da kamu kuruluşlarında görev verilmişti. TSK’dan ihraç edilenlerden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne giden ve başvurusu reddedilenler olduğunu ve bunlardan bazılarının 28 Şubat davasında “katılan” olduğunu da aynı dosyadan öğreniyoruz. TSK’dan, Fethullahçı olduğu gerekçesiyle ihraç edilenlerden bazılarının ASDER’in şablon dilekçesini kullandıkları, imzalarında da sahtelikler olduğu temyiz başvurusunda örneklerle belirtiliyor.

Sonuçta, 28 Şubat davasında  14 asker  hüküm giydi, 16 emekli komutanın yeniden yargılanması da devam ediyor. ASDER ve SADAT da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önemli bir iddiasıyla gündeme oturdu.