İstanbul Tabip Odası’nın “14 Mart Tıp Haftası” kapsamında düzenlenen “Dr. Ali Özyurt Basında Sağlık Ödülü”nün, “köşe yazısı” kategorisinde “Şişli Etfal’i Kime Verdiniz?” başlıklı yazıma verilmesinin onurunu yaşıyorum.

★★★

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu ve Yönetim Kurulu üyesi, Barış Akademisyeni Dr. Özyurt 16 Ocak 2020’de aramızdan ayrılmıştı.

Halk sağlığı alanında yaşamı boyunca mücadele eden Dr. Özyurt’un “Umuduna Yaşama” kitabının ortasından konuştuğu günlerdeyiz.

Halk sağlığı politikalarının yerini “şehir hastaneleri” markasıyla patentlenen rant projeleri alıyor...

★★★

TTB İstanbul Tabip Odası (İTO) Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu 11 Mart günü yaptığı basın toplantısında, Covid-19’dan Sağlık Bakanlığı’na göre 95 binin üzerinde, gerçekte de 250 binin üzerinde vefat olduğunu ileri sürüyordu.

Aynı toplantıda 14-15 Mart’ta “g (ö) revde” olduklarını belirten İTO Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, “Bizleri koruyamadılar” eleştirisini dile getiriyor.

★★★

Ekim 2017’de Chicago’da gerçekleşen Dünya Tabipler Birliği’nin 68. Genel Kurulu’nda ”Cenevre Bidirgesi” olarak anılan “Hekimlik Andı”na TTB’nin katkılarıyla ek maddeler konmuştu.

Tıbbi bilgimi hastaların yararı ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için paylaşacağıma...” ve “Hizmeti en yüksek düzeyde sunabilmek için kendi sağlığımı, esenliğimi ve mesleki yetkinliğimi korumaya dikkat edeceğime...” cümleleri metne eklendi.

★★★

Önceki gün düzenlenen törende, Romatoloji bilim dalının uluslararası alanda ilerlemesine yaptığı katkılardan dolayı “Prof. Dr. Türkan Saylan Tıp Hizmet ÖdülüProf. Dr. Hasan Yazıcı’ya verildi.

Meslektaşlarına video ile seslenen Yazıcı, pandemide güvenilir veriye erişimde olumlu bir performans sergilemeyen Türkiye deneyiminden yola çıkarak “Hipokrat yeminine” bir ek önerdi.

★★★

Yazıcı’nın TTB’nin uluslararası alana taşımasını önerdiği ek paragraf şu:

Başta salgınlar sırasında olmak üzere gördüğüm hastaların verilerini titizlikle tutup, doğal olarak hastalarımın özlük haklarına saygı göstererek, en doğru şekilde, eksiksiz ve hiç bir baskıya boyun eğmeden meslektaşlarımla paylaşacağım.”

İstanbul Tabip Odası’nın ödül töreninde Şişli Etfal Platformu üyeleriyle birlikte TTB Merkez Konseyi Emekli Hekimler Kolu Başkanı Dr. Erdinç Köksal’ı, “Beyaz Yemin” kitabını imzaladığı standında ziyaret ettik. Kamuoyu 88 yaşındaki hekim Köksal’ı, İstanbul Tabip Odası’nın 14 Mart Tıp Bayramı’nda Taksim Anıtı’na çiçek koymasını engelleyen polislerin şiddetine maruz kaldığı görüntülerden anımsayacak. Eşini Covid-19’dan kaybeden Köksal, çamura bulanan beyaz gömleğini Tabip Odası’na armağan edecek.

“Şişli Etfal Seyrantepe yerleşkesini GS’ye verin”


Prof. Dr. Küçükosmanoğlu’nun yanı sıra Sibel Güneş (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC), Nuray Karagöz (Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği -ESAMDER), Dilek Dindar (Görsel Medya) ve Fatih Polat’tan (Yazılı Medya) oluşan jürinin bana verdiği ödül vesilesiyle Prof. Dr. Işın Çelebi’den gelen öneriyi paylaşmak isterim.

Çelebi, GS Yönetim Kurulu’nda yer aldığı Şubat 2007 yılına giderek, dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yine dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın katılımıyla Seyrantepe arazisiyle ilgili yapılan 3 saatlik toplantıyı hatırlatıyor.

Çelebi’nin sözünü ettiği toplantıda Akdağ, Seyrantepe’de Hazine’ye ait toplam 320 dönümlük arazinin “TEM yoluna cepheli” noktasına stat yapılmasına karşı çıkıyor, burada hastane yapılması fikrinde ısrar ediyordu.

Sonuçta toplantıdan arazinin 120 dönümünün GS’ye stat olarak verilmesine, 60 dönüme de hastane yapılması kararı çıktı.

Akdağ’ın ısrarını anlamamız zor olmadı. Zira aynı bölgede Evyap arazisine inşa edilen İstanbul’un en büyük gayrimenkul projesinin değerini arttırmak isteyen lobi harekete geçmişti.

İstanbul’daki Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Şişli halkının itirazları dikkate alınmadan 3’e bölündü. Bir Bölümü Sarıyer’e, diğer bölümü Seyrantepe yerleşkesine taşındı.

Çelebi, Şişli Etfal’in yerine kalmasını sağlayacak bir teklif getiriyor:

“Yeni yapılan Seyrantepe yerleşkesinde zemin etüdü yapılmamasından kaynaklı taban kaymasının meydana geldiği ifade ediliyor. Bu binayı GS’ye satmalılar. Galatasaray onarıp, otel olarak hizmete açabilir.”

★★★

Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) girişimi ile 2018 yılında kurulan “Şişli Etfal Dayanışma Platformu”, Sultan Beyazıt Han Veli Vakfı’na devredilen hastanenin kentin göbeğinde yer alan 36 bin 525 bin metrekarelik arazisinin rant projesine dönüştürülmesinden kaygı duymakta haksız mı?

“Türkiye, Sudan’daki doktora 3.500 dolar ödüyor”


Sağlık emekçileri, sağlıkta şiddetin son bulmasını ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini talep eden doktorlara, “Giderlerse gitsinler” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hesabına itiraz ediyorlar.

En yüksek doktor maaşının Erdoğan’ın ifade ettiği gibi, 25 bin TL’ye varmadığını vurgulayan okurum, bordrosunu konuşturuyor:

“Her uzman bu tavana ulaşamıyor. 38 yıldır devlete hizmet eden bir eğitim ve araştırma hastanesinde çalışan, 1/4 derece 3600 ek göstergeden uzman eğitim görevlisi ve akademik kadrosu verilmeyen bir doçentim. Bugün yatan net çıplak maaşım 7 bin 266,87 kuruş, sabit döner sermaye ödemem 8 bin 506,92 kuruştur. Döner sermaye performans payı duruma, uzmanlık dalına ve hastaneye göre değişir. Çoğu uzmanın aylık geliri 25 bin liraya ulaşmaz. Bazı hastanelerde yıllardır performans ödemesi hiç verilmiyor.

Ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın yurt dışındaki hastanelerinde (Sudan, Somali, Nijer, Bangladeş, Arnavutluk v.s) görevlendirilen uzmanlara ödediği ücrete dikkat çekmek isterim.

Seçilmiş uzmanlara ayda 3 bin 500 dolar (yaklaşık 50 bin TL) para ödeniyor. Görevlendirmeler 3-4 aylık periyotlarla yapılıyor ve uzatılabiliyor. Her türlü masraf devlete ait. Aynı zamanda Türkiye’deki maaş ve performansı da çalışır gibi yatmaya  devam ediyor.

Soru şu; görevlendirdikleri uzmanlara yurt dışında 3 bin 500 dolar/ay  verebilen devlet, yurt içinde aynı uzmana yarıdan az ücretle daha ağır iş koşullarını nasıl dayatıyor? Aynı uzman doktor özel sektörde çalışsa çok da farklı ücret alamaz. 1’e 3 kazandırması beklenir. Doktor bu ülkede kapana kıstırılmıştır.”

Kapanın adı belli: Piyasalaşan sağlık sektörü...