En son kırmızı ete yüzde 48 zam, Et ve Süt Kurumu’ndan geldi.

Ayçiçeği yağından sonra, et ve şeker kuyruğu da gördük.

Her akşam benzin istasyonlarında gece zamlarından etkilenmemek için oluşan kuyruklar neredeyse günlük aktiviteler arasına girdi.

★★★

Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) alınan şirketlerden Türkşeker, “3 harfli” diye anılan yaygın market zincirleriyle, bakkallarla “raf garantili” anlaşmalar yapıldı.

İktidar denetim mekanizmasıyla piyasanın yarı fiyatına verdiği şekeri rafta görmeyi garantilemeye çalışıyor.

Şeker talebinin yüzde 70’e yakını sanayi tüketimi olduğunda enflasyonu aşağı çekme kabiliyeti yok gibi bir şey.

★★★

Türkşeker’in 6-7 ay önce 265-300 liraya sattığı 50 kiloluk şekerin fiyatı, özel fabrikalar ve pancar kooperatiflerinde 750 lirayı buldu.

Devlet 2021 yılı zararı 4 milyar lirayı aşan Türkşeker’in maliyetini karşılıyor.

Bu mali yük vergi olarak yine halka yansıyor.

★★★

Ticari işletmelerin hepsini çikolata, bisküvi fabrikası zannetmeyin, mahalledeki tost büfesi de 700 liranın üzerine çıkan fiyattan şekeri alıyor.

★★★

Üretim maliyetini karşılamakta güçlük çeken çiftçiler, tarlalarına dönsün diye ağustos ayında açıklanan pancar alım fiyatı, ilk kez öne alınarak ocak ayında açıklandı.

2021’de 420 lira olan pancar alım fiyatı önce 800 liraya, geçen hafta da bin liraya çıkartıldı.

Çiftçi sattığı ürün bedeli ile tarlasını sürmeye devam edebilecek mi? Emin değil.

Şekerin tadı kaçıyor.

Çiftçi devlet desteğinin ikinci ürüne de verilmesini talep ediyor.

★★★

Çiftçi hesabını yapıyor, “1 ton şeker pancarı ile 2020’de 5 torba gübre alırken, 2021’de yarım torba gübre alabiliyorum” diyor.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran, 2018 yılında bünyesindeki 25 fabrikadan 10’u özelleştirilen Türkşeker’in piyasadaki payının yüzde 65’ten yüzde 35’lere düştüğüne vurgu yapıyor.

★★★

Süt, un, ayçiçek yağı, şeker...

Temel gıda ürünlerinde asıl mesele “kıtlık” değil “açlık”!

Ekmek bile almakta zorluk çeken insanlar süt rafının yanına uğrayamıyor bile...

Zira yağmur gibi yağan ve tek seferde yüzde 200’lere varan zamlarla alım gücü eridi.

Ürün, rafta dizili olsa da fileye giremiyor.

★★★

Dana kıyma Et ve Süt Kurumu’nda 56 TL’den 83 liraya, kuşbaşı 62.5 liradan 92 liraya çıktı...

Zamların süreceğinin herkes farkında; etin kilosunun 200 liraya gelmesi kimse için sürpriz olmayacak.

Hayvan yemi ve mazot maliyetleri yükselmeye devam ediyor.

Besiciden alınan karkas ete zam uğramıyor. Üreticinin cebine giren para artmıyor, giderler katlanıyor.

★★★

Başka bir şey daha devam ediyor.

Katar’a küçük baş hayvan ihracatı.

CHP Milletvekili Özgür Karabat, kasım-aralık ayında Katar’a 2.5 milyon küçük baş hayvan ihraç edildiğini açıklayıp, bir de yola çıkan koyunların videosunu yayımladı.

★★★

Kendi kendine yeten ülke olmayınca ithalata mecbur kalıyorsun.

Rusya’dan çekirdek olarak ithal ediliyor ve ülkede yalnızca yağı çıkarma ve rafinaj kısmı tamamlanıyor.

Bu kez daha önceleri olduğu gibi ayçekirdeğinin kabuklarını hayvan yemi (küspe) olarak kullanamıyor.

Çiftçinin gübre, mazot, yem maliyeti ve kredi borç yükü, ürün fiyat kriziyle birleşince; kazanan yalnızca stokçular oluyor.

★★★

Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım çarpıcı bir karşılaştırma yapıyor: 2021 yılında buğday, arpa, mısır ithalatına 50 milyar lira ödenirken, 2 milyon çiftçiye verilen destek 23 milyar lira. Kaldı ki ithalatla piyasayı “terbiye” etme fikri, TL’nin değerinin düştüğü bir ekonomide geleceği de ipotek ediyor.