Otel, restoran ve pastane zinciriyle hizmet veren Koç Holding şirketlerinden Divan’ın, Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) hizmete giren “Divan Brasserie Fuaye” restoranının basın açılışını yaptık.

Yeni mekanı tanıtan Divan Turizm İşletmeleri Genel Müdürü Murat Tomruk, “Öncelikle Atatürk adından dolayı buradayız” diyor.

AKM’nin giriş katında kafeler, üst katlarında ise  yalnızca iki restoran yer alıyor.

İkici restoranı Doğuş açıyor.

GÖÇ YA DA KÜLTÜR YOLU

Taksim’i “sanat dolu” günlerine döndürmek kolay değil.

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, 1 Kasım 2021 itibarıyla İstanbul’da yaşayan toplam 1 milyon 179 bin 751 yabancının, 535 bin 25’inin geçici koruma kapsamında Suriyeli olduğunu açıklamıştı.

Taksim artık 77 milletin kültür mozaiği; Afrika’dan, Afganistan’dan, Irak’tan, Pakistan’dan gelenlere AKM ne anlatır bilemem...

Tomruk, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan “Beyoğlu Kültür Yolu” turlarının AKM’den başlama sözünü aldıklarını söylüyor.

Böylelikle Taksim’de baskın kimlik “mülteciler” olmaz diye düşünüyor olabilir.

Bu turlar geçen yıl Karaköy’ün liman bölgesi Galataport’tan başlıyor, İstiklal Caddesi’nde sonlanıyordu.

GALATAPORT İLE REKABET

1.5 milyar dolar yatırımla, yılda 25 milyon ziyaretçiyi ağırlamayı hedefleyen Galataport, İstanbul’un sanat ve kültürle buluşma adresi olma iddiasında...

29 Ekim’de resmi ve kısmi açılışı yapılan, ve inşaat maliyeti 1.8 milyar liraya ulaşan AKM’nin iddiası da bu.

Galataport ile AKM’nin hedef kitlesi aynı; pastanın küçülmemesi için İstanbul’un sosyal  yaşamında sanat ve kültürün kapladığı alanı genişletmek gerekir.

Yoksa buralar da Kütahya’nın yolcusuz havalimanı Zafer’e döner.

AKM’YE AĞAÇ YAKIŞIR

Fuaye’ye gelince, Divan’ın ünlü İtalyan şefi Giancarlo Gottardo’nun menülerinin lezzetini, dekorasyonu destekleyen sanatsal dokunuşları tahmin etmek zor değil.

Asıl ilginç olan, camları açılmayan restoranın iç mekanına dikilen 4 ağaç.

Tomruk, restoranın mimarı Melkan Tabanlıoğlu’nun kapalı bir mekanda yaşama özelliğine sahip bu ağacı Hollanda’da bulduğunu söylüyor.

Öğrenebildiğimiz kadarıyla adı da mucida...

Taksim’de en kıymetli ikramın “yeşil” olduğunu herkes öğrenecek!

SEMAHAT ARSEL ANLATIYOR

Koç Topluluğu bünyesinde faaliyet gösteren turizm yatırımları, hemşire eğitimi/fonu ve Vehbi Koç Vakfı (VKV) ile ilgilenen, 2000’li yıllarda Gelir Vergisi listelerine birden çok, ilk sırada giren Semahat Arsel’in çalışma ofisi Elmadağ’daki Divan Oteli...

Arsel içini “Semahat Arsel Kuşaktan Kuşağa” adıyla yayımlanan anı kitabına dökmüş.

Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’a yazdığı 27 Haziran 2013 tarihli mektubu paylaşıyor.

“Gazdan etkilenerek camlara vuran insanlar vardı”


“İstanbul Taksim’de, Gezi Parkı olarak bilinen ağaçlık alanın imara açılıp Topçu Kışlası’nın yeniden inşa edileceği haberleri üzerine, protesto etmek amacıyla toplanan çevreci gençlerin arasına sızan değişik amaçlı grupları polis orantısız güç kullanarak dağıtmaya başlayınca, olaylar büyüdü ve kontrolden çıktı. Biber gazı, plastik mermi, tazyikli ilaçlı su gibi yöntemler kullanılınca, sivil halktan ve polislerden çok sayıda yaralananlar oldu. Taksim’de yaşayan veya çalışanlardan bazıları nefes alamaz hale geldi. Sonuçta, halk arasında korkunç bir tepki oluştu.

28 Mayıs 2013 günü başlayan bu talihsiz olay 2013 yılının Ağustos ayına kadar sürdü. Taksim çevresindeki birçok işyeri ve otel kapılarını kapattı. Gezi Parkı’nın tam karşısında bulunan Divan Oteli, gerek kendi misafirlerine ve personeline, gerekse gazdan etkilenerek camlara vuran insanlara ve polislere yardımcı olmak amacıyla kapılarını açmak zorunda kaldığı için hükümet tarafından, teşekkür edileceğine, acımasız bir şekilde suçlandı. Olaylar saptırıldı. Sanki Koç Grubu devlete karşıymış gibi bir imaj yaratıldı. İşler büyüdü, adeta biz suçlu oluverdik. Şaşırdık, yıprandık ve çok üzüldük. Bu hisler içinde başbakanımıza yazdığım aşağıdaki mektup şöyle:”

“Sayın Başbakanım,

Gittikçe artan ve ağırlaşan ithamlarınızı Divan Oteli’miz haketmiyor. Gezi Parkı’nın komşusu, turiste ve halka açık, servis amaçlı işletmemiz Divan Oteli’nin “yataklık yapmış” olmakla itham edilmesi kabul edilemez.

Divan Oteli sadece sıkılan aşırı gazdan etkilenerek hastalananlara kapısını açmış, yardımcı olmuştur. Eminim ki o tabloyu yaşasanız, sizler de yardımcı olurdunuz. Aynı şekilde olaylardan etkilenen ve zor şartlarda görev yapan emniyet güçlerimize de aynı himaye gösterilmiş ve halen gösterilmeye devam edilmektedir. Diğer uçuşan laflar ve yakıştırmalar, kesinlikle uydurmadır. Hakikatler, anlatmak üzere randevu istedik, maalesef verilmedi. Bir Koç Grubu işletmesi olan Divan Oteli’nin “yataklık” yapması veya sık sık ima edildiği gibi Koç Grubu’nun yurtdışında bazı kaynaklarla temasa geçip planlar kurgulanmış olması tamamen hayal mahsulüdür.

Koç Grubu’nun felsefesi ‘Ülkem varsa ben de varım’ der.

Karşı karşıya değil, el ele verilerek birçok sorunun halledilebileceği görüşündeyiz.

Saygılarımla,

Semahat Arsel

Divan Turizm İşletmeleri AŞ

Yönetim Kurulu Başkanı