Fransız Bernard-Henri Levy gibi Batı aydınları, PKK konusunda ısrarla görmek istediklerini yazıyor. Levy Amerikan New Republic dergisine, “PKK’ya artık terörist demeyi bırakın” diye yazdı.

Ortadoğu’da her taşın altından çıkan Amerikalı Michael Rubin, Amerikan Girişim Enstitüsü’nde “Artık ‘PKK terörü’ tanımlamasına son verilmelidir” dedi.

Başkan Clinton, Bush ve Obama yönetimleri sırasında ABD Dışişleri Bakanlığı’nda dış ilişkiler uzmanı-danışman olarak görev yapan David L. Phillips, “PKK’yı yabancı terörist örgütler listesinde çıkaralım” önerisinde bulundu.

Gazeteci kimlikli Amerikalı Meghan Bodette gibi PKK taraftarı çoğu isim “ABD’nin PKK’yı terör listesinde çıkarmasının zamanı geldi” diye lobi yaptı.

Bloomberg gibi yayın organlarında çıkan “PKK savaşçıları terörist değildir” gibi yayınlara hiç girmeyeyim...

Sadece ABD terör listesi değil.

İngiliz gazeteci William Schomberg de, “AB, PKK’yı terör listesine almakla yanıldı” diye yazdı! Merkezi Lüksemburg’ta bulunan Avrupa Adalet Divanı, Türkiye’nin baskısı olmasa PKK’yı az kalsın AB terör örgütleri listesinden çıkaracaktı.

Wikipedia, PKK’yı aynen şu cümle ile tanıtıyor:

-“PKK’nın terör örgütü olarak etiketlenmesi tartışmalıdır: Bazı analistler ve örgütler, PKK’nın artık organize terörist faaliyetlerde bulunmadığını veya sistematik olarak sivilleri hedef almadığını iddia etmektedir.” Ki bu cümle 18 Mart 2021 tarihinde eklendi...

Bu uzun girişi yapmamın sebebi soru sormak istemem:

Batı’da bazı çevreler,“terörist örgüt değildir” diye kampanya yaparken PKK son dönemde Mersin-İstanbul gibi saldırılara tekrar niçin başladı? Öyle ya:

Başta ABD olmak üzere Batı medyası daima, (kadın teröristleri filan göstererek) PKK’yı İŞİD ile savaşan “modernist kahramanlar” olarak tanıtıyordu.

ABD’nin Suriye/Ortadoğu stratejileri gereği PKK’nın bu dönem “uslu çocuğu oynaması” gerekiyordu.

HDP’den cezaevindeki Selahattin Demirtaş’a kadar kendisine sempati ile bakanların bile tavır aldığı PKK kanlı eylem sürecini neden başlattı?

-Ahlaka sığmaz biçimde yine sivilleri katleden PKK, terör bağımlılığından kurtulamıyor mu?

-Yoksa... Taşeron örgütü dönüşen PKK, (bugünlerde) Türk dış politikasından rahatsız olanlar tarafından içte istikrarsızlık çıkarma amaçlı mı devreye sokuldu?

PKK’nın, İstanbul’un göbeğindeki kanlı saldırısının Türk turizmini baltalama hedefli olduğunu New York Times itiraf etti! Keza:

Türkiye’yi ekonomi-politik içte güçsüzleştirerek, dış politika ile ilgilenemez hale getirmek istendiği sır değil! Türkiye’nin, Ukrayna- Rusya Savaşı’ndaki “aktif tarafsızlığı”, Erdoğan- Putin ilişkileri, Şanghay görüşmeleri, KKTC’den Azerbaycan’a destekler, Doğu Akdeniz’den Ege Denizi’ne manevralar, Orta Asya’da Türk Birliği kurma çalışmaları başta ABD olmak üzere Batı’yı rahatsız ediyor?

Sadece Türkiye değil... -Örneğin- Pakistan’a bakınız: Batı’nın sevdiği sporcu- çapkın playboy iken övgüler dizilen, siyasete girmesi için teşvik edilen İmran Han, başbakanlığı döneminde Çin’e, Rusya’ya yaklaşınca başına gelmeyen kalmadı, suikaste bile uğradı.

Yaşadığımız bu süreçte dünyada çok kutupluluk inşa ediliyor. Coğrafyalar üzerinden yeni jeopolitik ittifaklar kuruluyor. Güçlü devletler birbiriyle -Üçüncü Dünya Ülkeleri üzerinden- kıyasıya rekabet ediyor, çatışıyor.

PKK’nın, Amerika’nın gölgesinde taşeron örgüt/ kiralık katil olduğunu bilmeyen kaldı mı; mevcut varlığını bu ülkeye borçlu. Kaos planının parçası olarak devreye sokulduğu aşikâr...

Yoksa, 21’inci yüzyılda -Beyoğlu’nda patlatılan bomba gibi- kör terör ile kim ne kazanabilir? Kuklacısı var, kukla PKK istedikleri gibi oynuyor.

Yeri gelir,  “PKK terör örgütü değil” derler!

Yeri gelir,  küçük YağmurEcrin için timsah gözyaşı dökerler!

Emperyalizm iki yüzlüdür.