AKP iktidarındaki ilk sayımda, Türkiye’nin nüfusu 70 milyondu. Bu nüfusun yüzde 30’u olan 21 milyonu, 34 bin 438 köyde yaşıyordu. TÜİK’in 2021’deki son nüfus sayımı raporuna göre Türkiye’nin nüfusu 84 milyon 680 bin kişi ve nüfusun 5 milyon 771 bini yani yüzde 6.8’i köyde. Köylerin kaçarcasına terk edilmesini, iktidarın aldığı iki karar etkiledi. Oy hesabıyla şehirlerin sınırları değiştirilip, seçim sandıklarını birleştirmek için çıkarılan Büyükşehir Yasası, 4+4+4 eğitim sistemiyle ‘Öğrenci yok’ bahanesiyle köy okullarının kapatılması. Damda ineği, kuzusu, kümeste tavukları olan bildiğiniz köyler, bir gecede mahalle oldu. Cumhuriyet’in temelini oluşturan en önemli ayaklardan, 20 bin köy okulu işte bu siyasi hamlelerle kapatıldı.

İNEKLER OTLUYOR

Köy okullarında gururla asılan Atatürk fotoğrafları, Andımız, İstiklal Marşı bile yerlere saçıldı. Türk Bayrağı, okul bahçesinde yalnız, yapayalnız kaldı. Öğretmen dolaplarında, not defterleri, dedelerden ninelerden kalan kitaplar, tahta sıralar, üç beş parça kağıt, kalem. Köy okulları, sanki düşman işgaline uğramış gibi ıssız, öksüz, virane halde kaderine terk edildi. Yağmurlarda çürüyüp, karlarda çatısı bacası çöktü. İstiklal Marşı okunmayan bahçelerinde artık çocuklar oynamıyor, inekler, koyunlar otluyordu. Üzülerek yazıyorum ki; AKP iktidarı okulları kapatınca, Cumhuriyet’in eğitimden, tarıma en temel kalkınma ayağı olan ilim irfan yuvası köy okullarının çoğunda sınıflar ahıra çevrildi, ahıra!

AYDINLIK KORKUSU

Kapatılan 20 bin köy okulundan biri de Osmaniye’nin Kadirli İlçesi’ne bağlı Azaplı Köyü İlkokulu. Ayaklarında kara lastikle Çukurovalı çocuklar, 4 derslikli bu okulda 80 yıla yakın okudu. Azaplı köylüsü, yoksulluk azabından eğitimle kurtuldu. Profesör, doçent, tıp doktoru, avukat, asker, polis, hakim, savcı, gazeteci, mühendis, öğretmen derken binin üzerinde köy çocuğu üniversite bitirdi. Bu okul köyde eğer olmasaydı, az buçuk parası olan yüzde 1 orandaki zengin köylü ancak şehirde ev tutup, çocuğunu okutabilirdi. Köy okulları olmasa kız çocukları başta olmak üzere köylü aydınlanamaz, hak hukuk bilmez ve bilinçli toplum asla yaratılamazdı. Çoğu, Köy Enstitüsü mezunu idealist öğretmenler, köylüye sadece okuma yazma öğretmedi.

IRGAT OLMADILAR

Hastalanan köylüye iğne yapıp, modern tarım, seracılık, hayvancılık, arıcılık dersleri verdi. Kültür, sanat, sinema, tiyatro, felsefe günleri yaptı. Laikliğin kazanımları olan kadın hakları, hukuk, demokrasi, eşitlik gibi her yurttaşın anayasal haklarını, devlet köylüden hiç sakınmadı. Babası Osman Taştan ile aynı Azaplı Köyü İlkokulu sıralardan geçen Ali Taştan (47), “Köyde okul olmasaydı, toprağımız da olmadığı için Yaşar Kemal’in dediği gibi, en fazla ırgat olurdum” diyor. Hacettepe Eğitim Fakültesi, Ankara Üniversitesi yüksek lisans derken, şimdi Meclis’te CHP Grubu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eğitim danışmanı bir köy çocuğu. Uzman Eğitimci Ali Taştan, yüz binlerce köy çocuğu gibi kaderini de değiştiren köy okullarıyla ilgili TBMM’ye sunulmak üzere bir rapor yazdı.

YAZLAR KIŞLAR

Rapora göre AKP iktidara geldiği 2002’de ülkedeki 13 milyon 686 bin öğrenciden, 3 milyon 275 bin 458’i, açık olan 32 bin 401 köy okulunda okuyordu. Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 23.9’u yani yaklaşık 5 çocuktan 1’i köy okulundaydı. Köylerde hâlâ açık 12 bin 158 okulda, 622 bin 795 çocuk var. Kapatılan okulların açık olduğu zamanda, köy çocuklarının eğitime erişimi için devletin kasasından delikli kuruş çıkmıyordu. Sonra MEB, taşımalı eğitim diye bir şey icat etti. Bu yıl 6.3 milyar lira olmak üzere son 10 yılda sadece köyden kente öğrenci taşımak için 22.6 milyar lira yollara saçıldı. AKP’nin köy okullarını kapatmasının millete bedeli, yemek parası dahil 25 milyar lirayı geçti. Köy okullarının, ideolojik, siyasi kapatma kararının üzerinden 20 yaz, 20 kış geçti.

ALKIŞ BEKLEMEYİN

Köy okullarını kapatan MEB, şimdi tekrar açmak için harekete geçti. Öğrenci sayısına bakılmaksızın ilkokul, 5 çocuk bulunursa ana sınıfı ve halk eğitim merkezi açılacak. Köy meydanındaki muştucu başı gibi, kapattığı köy okullarını açtığı için AKP, tevekkeli ahaliden bahşiş bekliyor (!) O zaman sormazlar mı, ‘Milli servet, 20 bin köy okulunu niye kapatıp, çürüttünüz?’ ‘Maliyet artışı’ gerekçesiyle daha yeni 183 okul yapımı için açtığı 114 ihaleyi iptal eden MEB, köylere açmayı vadettiği 40 bin sınıf için, 40 bin öğretmen atayacak mı? Hayır. Köylerde imamların ders vereceği medreseler kuruluyor. Eğitim Bakanı Mahmut Özer bu gerçeği şimdi anlatmazsa konuşmaya karar verdiğinde, çok sevdiği aşikâr koltuğunda ve çok yakında ‘nazif, zarif’ bir başka elverişli dindar, kindar oturuyor olacak!..