Eğitim, hile ve düzenbazlığın cirit attığı çıfıt çarşısına döndü. Öğretmenler, akademisyenler ve öğrenciler, ihbarlarla bir gece yarısı kendilerini cumhuriyet savcısı, karakol veya müfettiş karşısında buluyor. Bitip tükenmez suçlamalar, savunmalar, ihraç istemleri, tutuklanma talepli soruşturmalar ve sürgünler! Suçlamalardan hukuken aklanıp, masum bulunup görevine iade edilenler üstündeki, ‘acaba?’şüphesi, öğretmenlerin meslek itibarlarını ömürlük lekeliyor. Atatürkçü eğitimcilerin çatı sendikası Eğitim İş üyesi bir öğretmenin başına gelenler, siyasallaşan eğitime örnektir. Olay yeri, Tekirdağ’daki Ertuğrul Gazi Anadolu Lisesi. Bir değil, iki değil, üç değil tam 64 öğrencinin okulda ve karakollara çekilip ifadesi alındı. Bu kadar ne olmuş olabilir?

ATATÜRKLÜ ATKI

Bakanlık ayrı, Cumhuriyet Savcılığı ayrı soruşturma açtı. Mahkeme, dava derken, okullara sirayet eden siyasi kumpasın sınır tanımazlığını ifadeler ortalığa saçtı. İddiaya göre; İngilizce öğretmeni Ç.T., derste siyasi içerikli konuşarak, sosyal medyadan siyasi paylaşımla cumhurbaşkanına hakaret etmiş. Yetmemiş, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’ne açık saçık (!) giyinip, okula gelmiş. O da yetmemiş, hangi yönetmelikte suçsa, “Sınıfta kız ve erkek öğrencileri yan yana oturtuyor” gibi aklına eseni sıralayan muhbirler, ihbar etmiş. Soruşturma dosyasındaki kıyafet fotoğraflarına baktım. Kolları bileklere, yakası boyuna kadar kapalı, sırtı v yaka çok hafif açık, dize inen siyah bir elbise giymiş. Omzunda, Atatürk fotoğraflı siyah bir atkı!

SAKINCALI ÖĞRETMEN

Soruşturma dosyasında, Öğretmen Ç.T.,’nin 12-F sınıfında söylediği iddia edilen, “Babam faşist, o bile ona oy veriyor. Gençsiniz, gerekeni sandıkta göstereceksiniz. Bizi yöneten milletvekilinden, cumhurbaşkanına hepsinin ağzına s...” gibi, bir eğitimcinin asla tasvip etmeyeceği ifadeler var. Öğretmen suçlu ya da suçsuz, soruşturma sürerken aylığı 1/3’i jet hızıyla kesildi. Soruşturmanın hassasiyeti gerekçesiyle, 657 sayılı yasaya göre ‘sakıncalı!’ bulunup, Çorlu Murat Hüdavendigar İmam Hatip Lisesi’ ne sürüldü. Bu öğretmen eğer derse giremeyecek kadar sakıncalıysa, imam hatipteki öğrencilere yazık değil mi? Yoksa MEB, imam hatipleri Atatürkçü öğretmenler için sürgün yeri mi görüyor?

AYAK OYUNLARI

Suçlamaları reddeden Öğretmen Ç.T., yürütmenin durdurulması talebiyle Tekirdağ 2. İdare Mahkemesi dava açtı. İdarenin öğrencilerden usulsüz para topladığı, haksız yere yargılanıp, maaşının kesilerek, sürüldüğünü savundu. “Öğrenciler, kantinde tostun 8 lira, suyun 2 lira olduğu, dışarıdan siparişe izin verilmediği ve doyamadıklarından yakındı. İdarenin, ‘perde, dolap, öğrenci kartı, test, sınav’ gibi gerekçelerle, para toplamasından şikayet edip, parası olmayanın sınava alınmadığını söyleyip, ‘Ne yapalım hocam?’ diye sordu. Muhatabının ben olmadığımı söyledim. Sınıf öğrencilerinden AKP Gençlik Kolları üyesi Ü.Ç. bunları Müdür A.B.’ye aktarınca, bilinmeyen bir tarihte Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla, ayak oyunlarıyla görevden alındım.” diyor.

OKULDA SİYASET

Cumhurbaşkanına bu seviyesizlikte bir söylem gerçekse, öğretmen hakkında 4 ay önce soruşturma açmayan herkes, görevini ihmal etmiştir. Yaşları 18 dahi olmayan öğrencilerin, yanında yasal vasisi anne-babaları hatta pedagog olmadan bir odada yalnız ifadeleri alınamaz. AKP Gençlik Kolları üyesi öğrenci Ü.Ç. ve Okul Müdürü A.B.’nin bireysel koçluğunu yaptığı diğer öğrenci Y.B.G.’nin, çelişkili ifadeleri dikkat çekti. Okulda, “Öğretmen siyasi konuşup, Cumhurbaşkanına hakaret etti” derken, karakoldaki ifadelerinde, “Öğretmenimizin sınıfta cumhurbaşkanımıza hakaret ettiğine dair bir ifade duymadım.” diyor. Okuldaki 64 öğrenci, “Sınıfta ne zaman siyasi konular açılsa, öğretmen konuyu hemen kapatıp, ‘Bunun yeri okul değil” derdi’ diye ifade verse de, soruşturma sürüyor.

KURBAN EDİLEMEZ

Bir de öğretmen Ç.T.’nin, “AKP devlet değildir” cümlesiyle, siyasi propaganda yaptığı suçlaması var. Eğitim İş Tekirdağ Şube Başkanı Barış Özer; “Sendikamız, zam ve ekonomik krizle ilgili sosyal medyada etkinlik başlattı. Üyemiz olan öğretmenimiz, “AKP devlet değildir, geçinemiyoruz” yazdı. AKP’nin de tüzüğünde yazdığı gibi AKP, devlet değil siyasi partidir. Atatürkçü, laik ve cumhuriyetçi bir eğitimci olduğu için öğretmenimize kumpas kurulup, cezalandırılıyor. Yanındayız” dedi. Unutmayınız ki, 100 yıl önce imam hatipleri de, ilahiyatları da Atatürk kurdu. Türkiye Cumhuriyeti, bir parti değil hukuk devletidir. Okullar, hiçbir siyasi partinin arka bahçesi yapılamayacağı gibi, Atatürkçü öğretmenler siyasi soruşturmalara kurban edilemez!