Önceki gün, değerli meslektaşım Korcan Karar’la İzmir-Alsancak’ta yürürken, karşıdan gelmekte olan 3 kişilik bir kadın grubu ile selamlaştık. İçlerinden biri “Durun lütfen” deyince durduk. Genç kadın “Bu ülke için yaptıklarınıza teşekkür etmek istiyorum. Hayatınızı bize gerçekleri anlatmaya ve bu cennet vatanı sevdirmeye adadınız. Şu anda o kadar heyecanlıyım ki, anlatamam” dedi ve sarılıp yanaklarıma iki öpücük kondurdu.

Onlar uzaklaşırken Korcan’la birbirimize baktık ve “İşte güzel İzmir” dedik.

★★★

Dün sabah bilgisayarın başına geçtiğimde, 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un sizlere gönderdiği mektubu geldi.

Okuyunca yazıma neden yukarıdaki satırlarla başladığımı daha iyi anlayacaksınız:

★★★

“Geçen gün, ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel’in daveti üzerine, Sn. Umut Oran ile birlikte ÇYDD’nin Kuşadası’ndaki ‘16. Türkel Minibaş Gençlik Yaz Kampı’na katıldık.

‘Atatürk nasıl bir Türk gençliği isterdi?’ konulu söyleşimizde, 150 üniversite öğrencisi ile birlikte olduk.

Söyleşiyi Gazi M. Kemal’in 30 Ağustos 1924 günü yaptığı konuşmasındaki şu sözleri ile bitirdim:

‘Son sözlerimi özellikle memleketimizin gençliğine yöneltmek istiyorum.

Gençler! Cesaretimizi destekleyen ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitim anlayışı ile insanlık yüksek karakterinin, vatan sevgisinin, düşünce hürriyetinin en kıymetli örneği olacaksınız.

Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk. Onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz.’

İlker Başbuğ-İzel Mansuroğlu


★★★

Söyleşinin bitiminde, dinleyicilerden sevgili İzel Mansuroğlu yanıma gelerek, ‘Size bir şey söyleyebilir miyim?’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

‘Söyleşi öncesine kadar eğitimim bittikten sonra çalışma hayatıma yurtdışında devam etmeyi düşünüyordum, ancak sizi dinledikten sonra, ülkeme faydalı olabileceğimi düşünerek bu düşüncemden vazgeçtim.’

İzel’in bu sözleri, hayatımın en mutlu anlarından birini yaşamama sebep oldu ve gözlerim yaşardı.”

★★★

İki ayrı olay ve iki unutulmaz davranış…

Büyük Atatürk ülkenin geleceğini gençlere emanet ederken, her zaman olduğu gibi yine çok doğru düşünmüş.

Gençler, günümüz koşullarında karamsarlığa kapılmakta haklılar.

Ama bu koşulları yine onlar değiştirecekler.

Cumhuriyeti onlar yükseltecek ve ilelebet devam ettirecekler.