Geçenlerde bir bakan, konuşmasının bir yerinde “Bunları bize Allah yaptırıyor” dedi. İnançlı insanlara göre  bu ifade genel anlamda doğrudur. Çünkü Kur’an’da “O’nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez” (Enam-59.) ayeti ve buna benzer çeşitli ayetler var. Ancak yine aynı Kur’an, Nahl-93. ayetinde “Yaptıklarınızdan mutlaka sorumlu tutulacaksınız.” Şura-30’da “Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. (Zilzal 7-8)​ “Zerre kadar hayrın ve şer’in bir karşılığı olacaktır” diyen ayetler de mevcut.

★★★

Dolayısıyla konunun bütününe bakmadan işine gelen ayetleri baz alarak “Bunu bana Allah yaptırıyor” demek, Kur’an’a uygun bir izah değildir. Çünkü ne kadar hırsız, cani, tecavüzcü gibi suçları işleyen varsa, hepsi de “Bunu bana Allah yaptırdı” diyebilir! Her neyse şimdi gelelim bu karmaşık görülen durumun doğrusunu nasıl anlayacağımıza...Kur’an bu durumu da net olarak açıklıyor:

★★★

Hadid-22. Yeryüzünde ve kendilerinizde meydana gelen bir musibet yoktur ki biz onu uygulamaya koymadan önce bir kitapta yazılı olmasın. 

Dikkat ettiyseniz ayet, yeryüzünde sözcüğüyle başlayarak yalnızca insanın başına gelen musibetler değil, doğadaki her olayın, tabiat kanunlarının önceden yazılı bir program olduğunu belirtiyor. Doğadan farklı olarak insanın yaratılış amacından dolayı ona, doğru ve yanlış davranışların neler olduğu onun davranış programına yükleniyor ve tercihle sorumluluk insana bırakılıyor. (Beled-7.8.9) ​ Bilgisayar oyunları, konunun daha iyi anlaşılması için iyi bir örnek. Şöyle ki:

​Oyunlarda bir hedef belirleniyor ve bu hedefe gidiş yolunda doğrularla birlikte yanlış, yanıltıcı hareketler de programlanıyor. Böylece oynayan kişi; akıllı ve doğru tercihler yaparak oynadığı takdirde oyunu kazanıyor. Yanlış tercihlerde bulunduğunda da kaybediyor!

İnsana ilişkin ilahi program da bu kadar basittir ve kolayca anlaşılır.

★★★

Kaldı ki Nahl- 83 ayetinde “Benim size yaptırdıklarımdan sorumlu tutulacaksınız” demiyor. “Kendi yaptıklarınızdan sorumlu tutulacaksınız” diyor. Ayrıca ​ “Başınıza ne gelirse kendi ellerinizin ürünüdür” diyerek duruma açıklık getiriyor. İşte bu Kur’an gerçeğinden dolayı ister şahsi bir işte isterse toplumsal işlerde bilerek ya da yanlışlıkla sebep olduğunuz hiçbir kötü sonucun arkasına Allah’ı veya Kur’an ayetini koyamazsınız. Zaten Kur’an’a inanan kişi, kötü sonuç getirecek işler yapmaz!

★★★

Her bireyin, her yöneticinin verdikleri kararlar ve yaptıklarında yanlışlıklar olabilir. Dolayısıyla kötü sonuçlara sebep olabilirler. Ancak dürüst kişiler bu yanlışlarından hemen dönerler. Hatalarında ısrar etmezler, düzeltmek için şartlar, kurallar neyi gerektiriyorsa onu devreye sokarlar. Eğer yaptıkları hatalardan etkilenenler olmuşsa bir haksızlığa, kötülüğe sebep olmuşlarsa onu telafi etmek onu düzeltmek için hüküm, hakkaniyet neyi gerektiriyorsa onu uygularlar. Hiçbir zaman Allah’ı ve peygamberi dile getirip yaptıklarına siper etmezler. Çünkü amacınız, niyetiniz ne olursa olsun, sebep olduğunuz olayların arkasına Allah’ı ve Kur’an ayetini koymak demek o kötü olayların sorumluluğunu, Allah’a fatura etmektir. Bu da insanları dinden soğutmaya, uzaklaştırmaya sebep olur.

★★★

İşte bu yüzden yaratıcı, sebep olduğu kötü sonuçları derhal düzeltme yoluna gitmeyip üstelik de yaptıklarının arkasına Allah’ı koyanları menfaati için dinden görünen “Münafık” kişiler olarak tanımlar. Ve Bakara-204. ayetinde bu gibi eylemleri sergileyenleri “Azılı İslam düşmanı” olarak ilan eder. Münafıkun-4 ayetinde de “Allah onları kahretsin”​ diye lanet eder.

Kur’an’daki durum budur.

★★★

Değerli okurlarım,

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçenlerde Bursa AKP İl Başkanlığında  hükümetin icraatını değerlendirirken “Sadece bizim yaptıklarımıza (başarılarımıza) bakmayın. Biz kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki, bize yaptıran Allah’tır” demişti.

Soylu’nun kamuoyunda çok tartışılan bu sözleri üzerine ülkemizin engin Kur’an bilgisine sahip ünlü deniz ressamı Mustafa Günen, yukarıda okuduğunuz satırları kaleme alarak bu köşeye gönderdi.

Virgülüne dokunmadığım yazının başlığına da kendisi koydu:

“Bu yazıyı bana Allah yazdırdı!”