“Benim engelli bir oğlum var. Bugün 4 taksi kısa mesafe nedeniyle bizi reddetti. Öyle ki çaresizlikten oturup ağladım. Evet, soğukta oturup hüngür hüngür ağladım. İstanbul’da paranızla bile rahat edemezsiniz!..”

★★★

Okuduğunuza benzer taksi şikayetleri, hemen her gün İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yağıyor. Yetkililer bunları değerlendirip idari yaptırım uyguluyorlar ama bu çabalar, giderek İstanbul’u yaşanmaz hale getiren taksi sorunun çözümüne yetmiyor.

Neden mi?

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe’nin verdiği bilgilerle anlatayım.

★★★

Öncelikle “İstanbul’da taksi sorunu mu var, yoksa plaka sorunu mu?” sorusuna cevap arayalım ve şöyle düşünelim:

Aynı sistem berber ve kuaförlere uygulansa, İstanbul’da berber-kuaför dükkanı sayısı sadece 1000 ile sınırlı tutulsa ve bu 1000 işyeri dışında kimse hizmet sunamasa, ortaya çıkacak tablo nasıl olur?

Şöyle olur:

■ Dükkanlar arasında rekabet biter.

■ Rekabet bittiği için hizmet kalitesi de düşer.

■ Dükkan devir ücretleri artar. Çünkü talep fazla, arz sınırlı kalır.

■ Kısıtlı arz/yoğun talep sonucunda korsan berberler ve kuaförler ortaya çıkar.

■ Piyasa mekanizması bozulur. Talep 16 milyon, berber dükkanı sayısı da 1000 olduğu için müşteri gideceği berberi değil, berber müşteriyi seçer!..

■ Berber ve kuaför çalışanı çırak, kalfa ve ustaların özlük hakları kötüleşir. Zira çalışılacak dükkan sayısı 1000 ile sınırlı tutulduğundan emekçiler, dükkan sahibinin şartlarına uymaya mecbur olur.

★★★

Peki bu sorunları dijital uygulama çözebilir mi?

Hayır çözemez!..

Çünkü hizmet veren yer ve zaman kısıtlı, buna karşılık talep bunun birkaç misli büyüktür.

Dükkanlar 7/24 çalışsa bile 16 milyon insanın talebine yetişmek hiçbir şekilde mümkün olmaz.

Sorunu sıkı denetim de çözemez. Çünkü denetim, sorunun temeline değil, uygulamasına müdahale eder.

★★★

İşte İstanbul’da yaşanan taksi sorununun en kısa yoldan anlatımı aynen böyledir...

★★★

Yıl 1965

İstanbul’un nüfusu: 2 milyon 200 bin.

Taksi sayısı: 15 bin 514.

Yıl 2022

İstanbul’un nüfusu: 16 milyon 34 bin.

Taksi sayısı: 18 bin 395.

Yani 57 yılda İstanbul’un nüfusu 8’e katlanırken taksi sayısı sadece 2 bin 881 adet artmış durumda!..

★★★

Bir de diğer dev metropollere bakalım:

3,6 milyon nüfuslu Berlin’de 7 bin 500, 8.9 milyon nüfuslu ve toplu ulaşım sisteminin mükemmel olduğu Londra’da 14 bin 600 taksi, 80 bin 500 özel taşıma aracı var.

12 milyonluk Moskova’da 70 bin taksi çalışırken, 16 milyon nüfuslu İstanbul’da 18 bin 395 taksinin hizmet sunuyor olması, sistemin ne denli yetersiz kaldığını apaçık ortaya koyuyor.

★★★

Şimdi soruna başka bir açıdan bakalım:

Taksi sayısı sabit kalsa, bir uygulama ile kullanıcılar taksiyle buluşsa, sistem daha verimli çalışır ve  sorun çözülür mü?

Kesinlikle hayır!

Çünkü İstanbul’un sabit nüfusu 16 milyon ama gerçek nüfus; günlük 19 milyon.

Yani nüfus her gün artıyor, koşullar süratle değişiyor.

 

Örneğin 3 yıl önce yazılan ve o günkü koşulları yansıtan rapor artık geçerli olamıyor.

Dünya örnekleri ortada...

Genel uygulama ortada...

Mevcut sistem hem taksi hizmeti almak isteyen İstanbulluların, hem hizmet sunan emekçilerin aleyhine gelişirken, sürdürülemez bir noktaya ulaşmış durumda.

★★★

Tam da bu nedenle İBB’nin nitelikli ve güvenli 2 bin 625 aracın sisteme girmesini sağlayan engelsiz taksi, minibüs ve taksi dolmuşların dönüşümü teklifi UKOME’de bekliyor.

Ya bu teklif kabul edilip İstanbulluların nitelikli, güvenli taksi hizmetine erişmeleri sağlanacak, ya da mevcut durumu korumadaki ısrar, taksi çilesini yaşatmaya devam edecek.

Bu arada İstanbul dünyada trafiği yoğun ilk 50 kent arasında, taksi sıkıntısı çekilen tek şehir olma özelliğini sürdürecek.