“Çok değil, bundan bir yıl kadar önce biri çıkıp önceki gün yaşadıklarımızın gerçekleşeceğini söylemiş olsa, “Arkadaş senin aklından zorun mu var?” derdik. Üstelemesi halinde de “Bunlar şizofrenik belirtiler!” diyerek hemen bir ruh hekimine görünmesini tavsiye ederdik!

★★★

Ama oldu!

Önceki gün, yakın tarihimizin en inanılmaz olayları, vicdanları kanatan “ilk”ler yaşandı.

- Örneğin Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümü ile Şehitleri Anma Günü’nde Türkiye ilk kez, büyük önder Atatürk’ün bu savaşta sergilediği askeri dehası yerine PKK’nın önderi, terörist Abdullah Öcalan’ın mesajını konuştu.

- Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir terörist, Atatürk’ün kurduğu TBMM’yi göreve çağırdı!

- Önder (!) Apo, bir ilke daha imza atarak siyasi partilere görev buyurdu!

*Yine Cumhuriyet tarihimizde ilk kez, 40 bin kişinin ölümünden sorumlu bir teröriste “demokratik çözümcü”, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 26. Genelkurmay Başkanı’na “darbeci terörist” muamelesi yapıldı!

- İmralı’ya heyet, teröristle muhabbet, paşalara da müebbet dönemi başlatıldı!

- Yurtsever gazetecilere, profesörlere, aydınlara, göğüsleri terörle mücadelede alınmış madalyalarla dolu kahraman subaylara ağırlaştırılmış müebbet, yurdumuzu bölmek için isyan edenlere “hürriyet” istendi!

- Yine ilk kez bazı televizyonlar, Şehitleri Anma Günü‘nde şehitliklere gitmedi! Şehit yavrusunun kabri başında gözyaşı döküp “Benim aslanım boşuna mı şehit düştü?” diye soran yüreği yanık analara mikrofonlar uzatılmadı. Uzatılsa bile bu sözler ekranlara yansıtılmadı!..”

★★★

Değerli okurlarım,

Yukarıdaki satırları, 20 Mart 2013 tarihinde yani yaklaşık 9 yıl önce, bu köşede yayımladığım yazımdan alıntıladım.

O süreçte bir yandan dalgalar halinde gelen FETÖ operasyonlarıyla Atatürkçü yurtsever subaylar, aydınlar ve gazeteciler tutuklanıp Silivri zindanına atılıyor öte yandan terörist başı Abdullah Öcalan’la açılım süreci yaşanıyordu.

PKK Terör Örgütü silah bırakmaksızın, üstelik İngiltere Gizli İstihbarat Servisinin kurduğu masada koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile pazarlığa oturuyordu!

★★★

Çok yazdık, çok söyledik, yapmayın etmeyin, eli silahlı teröristlerle bu pazarlıkları devam ettirmeyin dedik ama bir türlü lafımızı dinletemedik.

Çünkü PKK 8 Ocak 2013’de Hakkari Çukurca’daki Karataş Karakolu’na saldırmış, 1 Mehmetçik şehit olurken 3’ü de yaralanmıştı.

Sonra 4 Mart’ta yine saldırdılar. Lice- Bingöl arasındaki Tavşantepe mevkiinde yola önceden döşedikleri mayını patlatarak kobra tipi zırhlı araçtaki 4 askerimizi yaraladılar.

Teröristler o yıl boyunca askerimizi, polisimizi ve masum sivil yurttaşlarımızı sürekli hedef aldılar.

★★★

Durmadılar, 2015 yılında da çok sayıda kahraman vatan evladını  vurdular...

Ta ki 20 Temmuz 2015’de Şanlıurfa’nın Suruç İlçesinde  IŞİD’in gerçekleştirdiği canlı bomba saldırısında 33 kişinin yaşamını yitirmesinden iki gün sonra Ceylanpınar İlçesi’nde görevli  polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Uçar’ın kaldıkları evde enselerine birer kurşun sıkılarak şehit edilmelerine kadar...

Faili meçhul kalan bu esrarengiz suikastla, adına “çözüm (!) süreci” denilen “çözülümde” sona vardılar.

★★★

Şimdi de kalkmışlar yok Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediyesine PKK’lıları almış, yok efendim CHP’nin yeni adı CHPKK imiş!

Sanki o kanlı, acılarla dolu süreç yaşanırken “Türkiye”nin tüm sorunlarının çözüm yeri Meclistir. Akan kanın ve anaların gözyaşlarının dinmesi gerçekten isteniliyorsa, konu Meclis çatısı altına getirilsin ve çözüm milletin gözü önünde aransın. Hiç kimse eli silahlı teröristlerle, İngiliz’in kurduğu masada pazarlığa girmesin. Ayrıca PKK’nın, Kürt yurttaşlarımızın tek ve vazgeçilmez  temsilcisi olduğu sanılmasın!” diyen CHP değilmiş!

Geçin bunları!

FETÖ kumpaslarında yitip giden yurtseverlerle, çözülüm sürecinde kaybettiğimiz kahramanlarımızın acıları hâlâ yüreklerimizi dağlarken hiç olmazsa aklımızla alay etmeyin!..