Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Putin’le yaptığı görüşmelerden sonra iktidarın Suriye politikasında radikal bir değişim başladı.

Değişimin ilk adımı olarak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad ile görüştü. Çavuşoğlu diplomatik temasın ardından Suriye’nin toprak bütünlüğünü desteklediklerini ve artık barış zemininin oluşturulması gerektiğini söyledi.

Ancak bu açıklamanın hemen ardından Türkiye’nin kontrolündeki Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) mensupları, Cerablus ve Azez kentlerinde protesto eylemleri başlattı.

Eli silahlı protestocular Türk bayraklarını yaktı, Gaziantep Belediyesi’nce yapılan Osmanlı Millet Bahçesi önündeki ay yıldızı tahrip etti, konvoylar oluşturarak Türkiye karşıtı sloganlar attı...

★★★

Olayları televizyonlardan takip ederken, bundan 9 yıl önce, tüm öngörüleri doğru çıkan emekli Büyükelçi Şükrü Elkdağ ile yaptığım ve köşemde yayınladığım söyleşiyi hatırladım.

O tarihi söyleşide Elekdağ, adeta geleceği okumuş ve AKP’nin Suriye politikasının, Cumhuriyet tarihinin en büyük dış politika yanlışı olduğunu belirtmişti.

İşte o söyleşiden çarpıcı satır başları:

★★★

UĞUR DÜNDAR: Erdoğan hükümeti Suriye’de muhalefeti organize etti, Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) kurulmasında önde gelen bir rol aldı. Böylece iç savaşa angaje olmaktan da öte, taraf oldu. Ayağa kaldırdığı, bir anlamda ateşe sürdüğü bütün bu insanlar Türkiye‘den liderlik bekliyorlar, silah teçhizat ve fiili askeri destek bekliyorlar. Bu durumda Türkiye ne yapacak?
ŞÜKRÜ ELEKDAĞ: Bu durum Türkiye için çok ciddi risk ve tehditler yaratıyor. Zira Ankara‘nın yaratılmasına katkıda bulunduğu sorunu çözme kapasitesi yok. Bu nedenle girdiği bataktan çıkabilmek için kurtarıcı arıyor ve bu hususta ABD’ye güveniyordu. Ne var ki, Başkan Obama, kurtarıcı olmayı reddederek Türkiye’yi yalnız bıraktı. İkinci Cenevre Konferansı toplandığı ve ABD-Rusya mutabakatı çerçevesinde bir karar aldığı takdirde, bu gelişme Esad rejimine moral destek sağlayacak ve elini kuvvetlendirecektir.(...) Hemen belirteyim ki, Washington ile Moskova, Suriye’de bir Müslüman Kardeşler/Selefi hakimiyetini önlemek istiyorlar. Oysa bildiğiniz gibi, AKP Hükümeti’nin amacı Suriye’de Müslüman Kardeşler’i iktidara getirmekti. AKP iktidarının artık bu hayalden vazgeçmesi gerekiyor...

Şimdi risk ve tehditlere geliyorum. Hükümet’in Suriye politikası Türkiye’yi iki ayrı tehditle karşı karşıya bırakıyor. Birincisi, Suriye’de kurulacak Baas ağırlıklı hükümet, Türkiye’yi bir numaralı düşmanı olarak görecek ve ülkemize zarar vermek için fırsat kollayacaktır. İkinci olarak, Suriye’deki muhalefet güçleri de -ki bunların bazıları El-Kaide gibi terör örgütleridir- Türkiye’nin kendilerini yarı yolda bıraktığı düşüncesiyle ülkemize karşı şiddet hareketlerinde bulunabilirler. Reyhanlı (katliamı-UD) güvenlik makamlarımıza ibret olmalı... Uzun lafın kısası, AKP iktidarı Türkiye’nin sınırlarını kanlı Arap Baharı’na ve terör dalgasına açmıştır. Cumhuriyet döneminde dış politikada en büyük hatalar deyince akla ilk önce 1961’de Jüpiter füzelerini Türkiye’de konuşlandırma kararı ve 1979’da Rogers Planı’nın kabulü gelir. Ancak, bunların doğurduğu zarar, AKP’nin Suriye politikasının Türkiye’yi karşı karşıya bıraktığı risk ve tehditlerle karşılaştırıldığında devede kulak kalır.

★★★

İktidarın kulak asmadığı bu öngörülerden sonra yaşadıklarımızı şöyle bir gözünüzün önüne getirin.

Savaşta yaşamlarını yitiren yüz binlerce masum insan...

Ülkelerinden göç edip, Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan milyonlarca Suriyeli...

Kendi dertlerimiz yetmiyormuş gibi, bu sığınmacılarla birlikte gelen yığınla sosyal, siyasal ve ekonomik sorun...

Suriye topraklarında şehit düşen nice kahraman vatan evladımız. Her biri ana kuzusu Mehmetçikler...

Terör katliamları ve çeşitli güvenlik tehlikeleri...…

İsrail’in güvenliği için planlanan garnizon devleti kurmaya yönelik adımlar...

Ülkemizin gelişmesi  ve krizlerin önlenmesi amacıyla harcanması gerekirken, bu yanlış politika doğrultusunda heba olup giden milyarlarca dolar...

Daha nice bela...

★★★

Ve şimdi sil baştan!..

Yazık değil mi bu canım ülkeye?..