“Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin içine düşürüldüğü hazin duruma bakar mısınız?

Terör örgütü Kandil’de, Gabar Dağı’nda değil, Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde şehitlik inşa etti, herkes seyretti! Bu da yetmedi.

PKK, 1984 yılındaki ilk terör saldırısında er Süleyman Aydın’ı şehit eden Mahsum Korkmaz’ın anıtını coşkulu bir katılımla buraya dikti, yetkililer  hemen “üç maymun” pozisyonuna geçti!

Tepkiler çığ gibi büyüyüp, şehit yakınlarından isyan sesleri yükselince, usulen harekete geçti.
Mahkeme “anıta el koymaya” hükmetti! Bu sırada olaylar çıktı, çatışmada bir kişi de hayatını kaybetti.

★★★

Sormak gerekir, ey Diyarbakır Valisi… Ey Lice Kaymakamı… Başsavcısı, Kolordu Komutanı, Emniyet Müdürü, Jandarması ve MİT’çileriyle, yani ilgili tüm kurum ve kuruluşlarıyla ey devlet!..

Bu süreçler yaşanırken sen neredeydin?

Sözde şehitlik inşa edilirken, Mahsum Korkmaz anıtı dikilirken, neden “dur” demedin?

Neden seyirci kalmayı tercih ettin?

O halde dün yaşananların sorumlusu sensin.

★★★

Yine Diyarbakır… Ajanslar PKK’nın sözde polis teşkilatının, uyuşturucu satanlarla mücadelesini yansıtan haberler geçiyor.

Yüzü maskeli, eli tabancalı PKK polisleri (!) uyuşturucu satan torbacıları yere yatırıp üstlerini arıyor, bazılarına da sopalarla dayak atıyor.

Hay Allah, işe bakın! İster inanın, ister inanmayın!

Uyuşturucu trafiğinden her yıl yüzlerce milyon dolarlık pay alan PKK, şimdi de kalkmış, uyuşturucuyla mücadele oyunu sahneliyor!
Milleti enayi yerine koyan ucuz bir tiyatro oynanıyor.

Peki devlet ne yapıyor?

Başta Vali olmak üzere devleti temsil edenler yine seyirci kalmayı tercih ediyor.

Belli ki sorumlu mevkideki kamu görevlileri, aldıkları talimat gereği, açılıma zarar vermekten korkuyor!

Görüntüler “gülsek mi, ağlasak mı” dedirtiyor.

★★★

Aylar önce efsanevi polis şefi, eski İçişleri bakanlarından Sadettin Tantan’dan aldığım bilgilerle yazdım.

PKK’nın uyuşturucu, sigara, insan kaçakçılığı ve haraç yoluyla sağladığı kara paranın 70 milyar doları bulduğunu belirttim.

Diyarbakır’da bırakın büyük yatırımları, herhangi bir AVM’de küçücük bir işyeri açmanın bile PKK’nın onayına bağlı olduğunu, istenilen para verilmediği takdirde, vatandaşın o dükkanı asla açamadığını duyurdum.

Terör örgütünün kendi yargısını, vergi, gümrük ve özgüvenlik teşkilatını kurduğunu, fiili özerkliğin tüm boyutlarıyla gerçekleştiğini anlattım.

★★★

Bir okurum soruyor: “Valilik Mahsum Korkmaz anıtını ne yapar?”

Ne yapacak?

Açılımın bundan sonraki aşamalarını düşünerek, bir yerde saklar.

Hele Sayın (!) Apo  bir özgürlüğüne kavuşsun.

O zaman resmi açılışı oyapar!..”

★★★

Okurken tüylerimi ürperten bu satırları iktidarın ünlü açılım sürecinde, Ağustos 2014’te köşemde yayımladım.

Eli silahlı teröristlerle yapılan “açılım” pazarlıklarının kurumlarda yarattığı tahribata dikkat çekip, devletimize sahip çıkmak için kaleme aldım.

Bugün niye alıntıladığıma gelince;

AKP iktidarı önde gelenleri Millet İttifakı’nı sanki PKK ile bağlantılıymış gibi gösterip, özellikle CHP ve İYİ Parti’nin terörle en ufak ilgisi bulunmayan Kürt seçmen kardeşlerimize sırtlarını dönmeleri için büyük çaba harcıyorlar ya!

Yakın geçmişte yaşananları unutmadığımızı duyurmak, balık hafızalı olmadığımızı hatırlatmak için alıntıladım.

Açılımın azdırdığı PKK terörüyle mücadele ederken şehit düşen kahraman vatan evlatlarının aziz hatıraları önünde minnet ve rahmetle eğildiğimi belirtmek için alıntıladım.

Hangi etnik kökenden, hangi inanç ve mezhepten olursa olsun vatandaşlarımızın 100. yıldönümü yaklaşan Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine sıkı sıkıya sarılıp, Atatürk’ün eşsiz emanetini ilelebet yaşatacaklarına yürekten inandığım için alıntıladım.