“Sizler devleti kanun dışı talimatlara uyarak adeta bitkisel hayata soktunuz. Bu süreçte kendinizi de bitirdiniz. Öncelikle birazdan açıklayacağım şey, skandallara, yolsuzluklara dikkat çekmek değildir. Bunların ne olduğunu sağır sultan da biliyor. Amacım, komaya sokulan bu devleti uyandırmaktır. Komaya sokulan bu devi uyandırmak, çalışır hale getirmektir. Ama size de bir iyilik yapıyorum; “Sarılar”, sizi bu suç gemisinden indirmek istiyorum. İnin, kurtarın kendinizi. Çok geç olmadan, küçük cezalar alabileceğiniz bir aşamada kurtulun. Çünkü gündemlerinde hiç yoksunuz...”

★★★

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, vakıflar aracılığıyla ABD’ye milyonlarca doların aktarıldığını öne sürdüğü konuşmasında görevleri iktidara değil, devlete hizmet etmek olan bürokratları böyle uyarmıştı. Kılıçdaroğlu’nun devlete dürüstlük içinde şerefiyle hizmet eden görevlileri bir kenara ayırarak “sarı” sözcüğüyle tanımladığı yandaş bürokratları uyarması, iktidar cenahında paniğe neden oldu. Çünkü onlar da çok iyi biliyorlar ki; bürokrasi iktidarın gidici olduğunu anladığında tıpkı güneşe doğru dönen ayçiçekleri gibi duruş değiştirir. Bunu da açıktan yapmaz. Ya atacağı imzayı geciktirir, ya uzun süreli raporlar almaya başlar, ya da gelecekte kendisini zor duruma düşüreceğini hissettiği bir işi yapmamak için bin dereden su getirir.

★★★

Geriye sadece siyasi iktidarla kader birliği yapmaktan başka seçeneği bulunmayan ve kurdukları düzenin hep sürüp gideceğine inanan “militanlar” kalır.

Ancak onların her buyurulanı –yasal, ya da doğru olup olmadığına bakmaksızın- biat ederek yapmaları, hem kendilerinin hem de iktidarın sonunu hızlandırır. Biraz düşündüklerinde yakın tarihin bunun ibret verici örnekleriyle dolu olduğunu hatırlarlar. Ama ya çok geçtir, yani giden geminin ardından bakakalmıştır, ya da kendilerini “devran dönmez, bizden kimse hesap soramaz” söylemiyle kandırmaktan başka çareleri kalmamıştır.

★★★

Geçenlerde bir avukat dostumla sohbet ediyorduk. Söz döndü dolaştı İstanbul Adliyesi’nin Sultanahmet’te bulunduğu yıllara geldi. İkimiz de aynı anda “Mahkeme salonları küçücüktü ama içinde büyük yargı mensupları vardı” dedik. Sayıları çok azalmış da olsa hala var olduklarına inandığım değerli savcı ve yargıçları tenzih ederek soruyorum: Şimdi adalet için görkemli saraylar var, ama içinde adalet var mı?..

Oysa yargı kararlarına duyulan güvenin kalmadığı toplumlarda kamu düzenini başka hiçbir gücün sağlayamayacağını bırakın savcı ve yargıç olmayı, hukuk fakültelerinin birinci sınıflarında okuyan öğrenciler bile bilirler...

★★★

Yargı böyle de diğer devlet kurum ve kuruluşlarında işleyiş farklı mı?

Hayır, hepsinde işleyiş aynı!

O nedenle CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun “Sarılar, sizi bu suç gemisinden indirmek istiyorum.
İnin, kurtarın kendinizi. Çok geç olmadan, küçük cezalar alabileceğiniz bir aşamada
kurtulun”
diyerek uyarması, tarihi bir değer taşıyor.