10 yıl önce...

Ergenekon, Balyoz, Odatv, Askeri Casusluk - Fuhuş, Amirallere Suikast ve Fenerbahçe gibi kumpas davalarının tüm hızıyla sürdüğü günler...

Yandaş gazetelerde adım, sık sık “tutuklanacak gazeteciler” listesinde yer alıyor.

O güne kadar sorunsuz çalıştığım ve saygın reytingler kazandırdığım patronum Aydın Doğan büyük baskılar nedeniyle Star Televizyonu’nu sattığından yaklaşık 6 aydır işsizim.

★★★

İstanbul havasının bahar kokmaya başladığı güneşli Nisan günlerinin birinde, SÖZCÜ Gazetesi’nin sahibi Burak Akbay ve babası merhum Ertuğrul Akbay dostumla, Yeşilköy’deki bir balık lokantasında buluşuyoruz.

Yemekte Burak Akbay SÖZCÜ’de çalışmamı teklif ediyor. (O tarihlerde Emin Çölaşan dostum da köşesinden beni SÖZCÜ’de yazmaya çağırıyor.)

Onlara FETÖ yargısının beni her an içeri alabileceğini, bu nedenle başlarının belaya girebileceğini söylüyorum.

Burak Akbay hiç düşünmeden “Biz de onlarla mücadele ediyoruz. Siz gelirseniz, bunu birlikte daha güçlü bir şekilde sürdürürüz” diyor.

Yemeğin ardından, el sıkışıp yolcu ettikten sonra, beni yakından tanıyan ve seven şef garson yanıma yaklaşıyor ve hiç unutmadığım şu uyarıyı yapıyor:

“Uğur Abi, zaten başın belada. SÖZCÜ gazetesi Ergenekon ve Balyoz gibi davalara karşı çıkan, tutuklu askerleri ve aydınları savunan yayınlar yapıyor. Sen orada çalışmaya başlarsan hemen içeri alırlar!..”

★★★

Kısa bir süre sonra, söz verdiğim gibi SÖZCÜ’de yazmaya başlıyorum.

İlk yazımda da neden SÖZCÜ’yü tercih ettiğimi şu sözlerle anlatıyorum:

“Tercihimin nedeni, SÖZCÜ’nün bağımsız gazete olmasıdır. SÖZCÜ’nün genç sahibi, başka işlerden para kazanıp, araya medyayı sıkıştırmıyor. Sadece gazetecilik yapıyor. İşleri şeffaf, her an hesabını verebilir durumda. Bu nedenle de kimse karışamıyor. SÖZCÜ’de çalışanların beyinlerinde otosansür, yüreklerinde ‘Bu haberi yaparsak Ankara ne der?’ korkusu yok. Gazetecilik ilke ve ahlakına sahip, yasalara ve kişilik haklarına saygılı gazeteciler için günümüz medyasında en özgür ortam SÖZCÜ’de...”

★★★

Aradan tam 10 yıl geçti.

Bu süre içinde haftada 5 gün köşemden sizlere seslenmeye, halkın sorunlarının çözüm makamı olan iktidara duyurmaya çalıştım.

2 binin üzerinde yazı kaleme aldım.

Yazılarımın hiçbirinin içeriğine müdahale edilmediği gibi, virgülüne dahi dokunulmadı.

Ama gelin görün ki, FETÖ’ye karşı en yürekli duruşu sergileyen bu gazetenin değerli yazar ve yöneticileri “FETÖ üyesi olmamakla birlikte yardım etmek” gibi bir suçlamayla (!) yargılanıp maalesef hüküm giydiler. Sahibi Burak Akbay’ın dosyası ise ayrıldı.

Dosyalar halen Yargıtay’da, bu kararların bozulmasını bekliyor.

★★★

Burak Akbay yıllardır yurt dışında sürgün hayatı yaşıyor.

Oysa o sürgünü değil, “Dünyada Köşe Yazarlarının En Özgür Oldukları Gazetenin Sahibi” ödülünü almayı hak ediyor...