-Çekilmezlik ve bıktırım bir tür işkencedir.-

Yaşam tabloları kişiden kişiye, toplumdan topluma değişir. Bu doğal bir yansımadır. Aileden başlayıp eğitim ve ortam ile gelişen açılım, insan ilişkilerindeki düzeni de sağlar. Ne var ki kimi kişisel davranışların olumsuzluğu ve aykırılığı toplumsal bağları da etkiler. Yakınlıklar, birliktelikler gölgelenip kararır. Birbirimize yaraşır olduğumuz duygularla yaklaşmadıkça yaşam sorunları birbirine eklenir. Aile büyüklerinin çocuklarına yaklaşımı, öğretmenlerin öğrencilere davranışı, yöneticilerin yönettiklerine tutumu yakınmalara neden olduğunda, bir kişilik sorunu ağır basar. Düşüncesiz yaklaşımlar, duygusuz yakınlıklar, beklentili ve amaçlı ilişkiler yaşam karanlığının kimi nedenleridir. Aile terbiyesinden eğitime ve kişilik özelliklerine uzanan nedenler yaşamsal değerlerin kökleridir.

Birbirimize karşı beğeni toplayan ilişki yerine nedense karşıtlık sayılacak olumsuz davranışlar daha yaygın. Siyasetçilerin kötü örnek olan karşıtlıkları toplum yapısını da gölgeliyor. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda kimi gazetecilerin Anıt-Kabir e alınmaması siyasal kökenli kötü bir uygulamaydı. Başkent yollarındaki kavşakların kamyonlarla kapatılması da böyleydi. Üstelik resmî kişilerin ziyaretinden sonra saatlerce yurttaşlara kapalı tutulması çok yanlıştı. İktidar alkışçılarının toplanmasıyla sırıtan olumsuzluk düşündürücüdür. Cumhuriyetimizin kurucularından İNÖNÜ’nün dışlanması biçimindeki uygulama da böyledir.

Diyanet İşleri Başkanı‘nın ATATÜRK’e uzaklığını ve karşıtlığını içeren tutumu kendisi ve özellikle siyasal iktidar için çok düşündürücü bir olumsuzluktur. ATATÜRK kadar inançlı, inanca saygılı olmadıkları bir yana devletin, özelde de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurucusu olan bir TÜRK Büyüğü’ne yaklaşım sakatlığı büyük bir çirkinliktir. ATATÜRK’ün inanç konusundaki anlamlı sözleri, içtenliğinin yansımalarıdır. Bu örnek durumu ve tutumu değerlendiremeyen yöneticiler ağır kusurludur. İktidarın ses çıkarmaması da katılım, destek olarak algılanmaktadır. ATATÜRK konusundaki yanlışlık ve sakatlıklar bağışlanamaz.

Kanımızca Anayasa’ya aykırı olarak iktidar partisi genel başkanlığı sıfatını sürdüren Bay RTE, konuşmalarındaki saldırı sözleriyle, bulunduğu katla bağdaşmayan çıkışları, yanıtları ve eleştirileriyle kötü örnekler sıralamaktadır. Kullandığı sözcüklerin yakışıksızlığı, yersizliği, gereksizliği, çirkinliği ve ayrıştırıcılığı geçici olarak bulunduğu makam ve katla asla bağdaşmamaktadır. Bir ülkenin yurttaşları arasındaki bağ, ulusal varlık dayanağıdır. Partizanlıklarla kıyılan bağlar, birlikteliği, öbür tüm yakınlıkları olumsuz etkiler. Ülke yönetimi yarışması olan siyaset çalışmaları, “Birlik-beraberlik” deyişiyle nitelenen dayanışmayı geçersiz kılmamalıdır. Ölçüsüz ve özensiz çalışmalar, yaklaşımlar, açılımlar yarar değil, zarar getirir.

Yeni Yayınlar:


- Mehmet Tevfik BEDÜK’ün “SADAKAT-Siirt’li Bir Generalin Yaşam Serüveni” adlı kitap GALEATİ Yayıncılık ürünü.

- Özgün ÖKMEN’ in “Özgürce Öyküler” adlı kitabı ETKİN Yayınları ürünü.

- Ahmet GÜLEN’in “Ne İçindeyiz Ne Dışında- Mülâkatlarla Yakın Tarihimiz” adlı kitabı BİLGİ Yayınları ürünü.

- Hidayet KARAKUŞ’un “Özel Coğrafya Dersleri- Çakıl Taşı” adlı kitabı da BİLGİ Yayınları’ndan.

- Prof. Dr. Mehmet Âkif TURAL’ın yayına hazırladığı “Hilâfet Sevdası Karşısında Millî Hâkimiyet Mücadelesi” adlı kitap Atatürk Araştırma Merkezi yayını.

- Prof. Dr. Bingür SÖNMEZ’in “Sarıkamış- Kafkas Cephesi- Esarete Gidiş, Esir Kampları, Esaretten Dönüş” adlı kapsamlı kitabı TARİHÇİ Kitapevi yayını.

- Yekta Güngör ÖZDEN’ in “Can Güneşi” adlı şiir kitabı kişisel yayını.