Günler geçiyor ama nasıl? Dönüp geçmişe bakmadığımız için arkada kalanları unutuyoruz. Yarının yapımcısı olması gereken önceki günün değerlendirmesi nedense pek yapılmıyor.  Geçmişten ders almak, iyilik ve güzelliklerin örnek olma değerini unutmamak gerekiyor. Yarınların kaynağı, dayanağı ve yapımcısı “dün” lerdir. “İbret” denilen yaşam dersi-öğretisi deneyim niteliğiyle yararlı bir olgudur. Günlerimiz dünlerden ibret almadan, bir tür bilinçsizlikle gelip geçiyor. Önceki yanlışlıkları yinelememek, sakıncalarda direnmemek özeni nedense gözardı ediliyor. Yaşamı güzelleştirmek, tadını alarak yaşamak özeni çok kimse için anlamsız ve önemsiz bulunuyor. Oysa varolmanın benzersiz ve ölçülemez tadı, yaşamın en değerli besinidir.

İnsanlığın en belirgin, en değerli özelliklerinden biri başkalarına karşı davranış soyluluğu, inceliği, anlayışlı yaklaşımıdır. İnsanın insandan daha değerli bir yakını yoktur. Arkadaşlık, dostluk, meslektaşlık, akrabalık bağları güç ve esenlik kaynaklarıdır. Katkının, yardımın, dayanışmanın ve arayışın yapıcı değeri tartışılamaz. Toplumsal ilişkilerde aranan bağın bu özellikleri taşıması önemli bir olgudur. Bu arada Anıt-Kabir komutanının bir devlet sanatçısının Atatürk’ü ziyaretinde kullanmak zorunda olduğu arabasındayken bir subayın şemsiye ile yardımı Anıt-Kabir Komutanı’nın görevden alınıp uzaklara atanmasına gerekçe yapılmıştır. Bu duruma katılmak güçtür.

Genel seçimlere doğru yürüyüş başlayınca siyasal partilerin açılımları ve etkinlikleri de birbirine eklenmektedir. İktidar partisi genel başkanının bu bağını devlet başkanlığıyla birlikte sürdürmesi aykırılığını yineleyerek “tarafsızlık” ilkesinin eylemli aykırılıklarla nasıl geçersiz kılındığını bir kez daha vurguluyoruz. Andına aykırı tutum ve davranışlar “görevin kötüye kullanılması”  sayılabilecek ağır yanlışlıklardır. Temsil yükümlülüğü daha çok duyarlık, daha çok özen, daha çok anlayış gerektirir. Kimse kendi alışkanlık ve tutkularını görevinin olanaklarıyla sürdüremez.  Tersine davranış ceza yaptırımlarına kadar uzanır.

Yaşam tabloları kişiden kişiye, zamana, ortama, koşullara göre değişir. Sevilmeyen yanı renk ayrılıklarıdır. İnsan ömrünün geçiciliğine bağlı olarak hiçbir şeyin kalıcılığı yoktur. En etkin üzüntü ve yıkım, aldanışlar, yanılgılar ve çekilen acılarla gelir. Mutluluk, zenginliğin en değerlisi ve en anlamlısıdır. Yaşam gücünü, sağlık düzeyini etkileyen, tadı benzersiz bu duygu bir iç aydınlığıdır, bir gönül coşkusudur. En etkin destektir. Yakınlarımızı, sevdiklerimizi, saydıklarımızı yitirdiğimizde duyduğumuz üzüntü, çektiğimiz acı, yitimin ne ölçüde etkin olduğunu göstermektedir. Ölümlerin doğallığı, kaçınılmazlığı tartışmasızken zamanı ve nedeni üzmektedir. Dönüşsüz, kesin bir ayrılık olduğu için de yıkımı ağırdır.