-Doğa, Tanrı’nın kucağıdır.-

Yalnız ilişilmemiş, düzenlenmemiş, bakım görmemiş doğal varlıklarımız değil, yaşamımızı sürdürdüğümüz her yer, bizi kucaklayan ve barındıran her alan bizim yuvamız ya da yuvamız kadar sıcak ortamımızdır. Kuşların yuvalarını nasıl yaptıklarını, yavrularını orda dünyaya getirip onlara nasıl baktıklarını düşünürsek, tüm doğurgan canlılar için aynı durumu gözönüne alırsak yaşamın ve yuvanın ne kadar önemli olduğunu daha iyi kavrarız. Yaşam alanlarımıza iyi baktığımızı, özen gösterdiğimizi söylemekte güçlük çektiğimiz bir toplum gerçeğidir. Yaşamın gelişigüzellikleri arasında doğaya karşı sorumluluk ve yükümlülüklerimiz gereken önemle ele alınmamakta, uygulanmamaktadır. Sokaklara gelişigüzel atılan (başta sigara izmaritleri ve kimi kâğıt parçaları) hepimizin özensiz davranışının çirkinlikleridir. Taşıtlarının iniş kalkışlarından, insanların dikkatlerinden ve kimi hayvanların yaşam alanı edinmelerinden belediyelerin bakımına kadar özen isteyen durumlar var. Yurttaşların sokakları evlerinin eklentileri sayarak özen göstermeleri uygarlık ve çağdaşlığın bir gereğidir.

Doğa cennetinin güzelleri çocuklar, çiçekler, kuşlar, ağaçlar, tüm canlılardır. Bahçeler, bağlar, göller de bu cennetin bölümleridir. Varlık alanımız, doğumlarımızın doğal kaynağı doğamıza büyük özen göstermek yaşam koşullarımıza değer vermektir. Her canlı için kendi yaşamı öncelik ve ağırlık taşır. Çevre temizlik, düzen ve güzelliği yaşam özeninin en doğal koşuludur. Ne var ki yaşam gelişigüzellikleri arasında doğaya özen gereken ilgiyi görmemektedir. Özensizlik, dikkatsizlik, dağınıklık, gelişigüzellik, tembellik, hattâ terbiyesizlik, çıkarcılık doğanın yıkımının düşük nedenleridir. Doğasına özen göstermeyen canlılar kendi yaşam alanlarını kötüye kullanmaktan öte varlıklarını sakıncalara açık tutmuş olurlar. Doğa hepimizin doğal yuvası, yaşam alanı, sonsuzluk barınağıdır. Değerini bilmemiz, kendi yaşamımız için önde gelen özendir.

Doğamıza gereken özeni gösterdiğimizi söyleyemeyiz. Unutulanlar dışında atıklar, çöplerin oluşturduğu yığınaklar yaprakların dökülüşü gibi doğallıklar dışındaki kötü tutumlar hepimizin sağlığına ve zevkine karşı çirkinliklerdir. Evimize, konutumuza, yuvamıza nasıl özen gösteriyorsak kentimize de öyle özen göstermek yaşam borcumuzdur. Ortak alanlar için sorumluluğumuz daha önemlidir. Bu bilinç hemşerilik ve yurttaşlık niteliğinin doğal özelliğidir. Dilimizdeki güzel sözlerden biri olan “Arslan yatağından belli olur” un yaşam alanlarımız için bizi özene çağıran anlamını unutmamalıyız. Kentimiz hepimizin yuvasıdır, ortak yaşam alanımızdır.

Toplumsal yaşamımıza ışık tutan, tat veren yaklaşımlar arasında son günlerde Cumhuriyet gazetesinde Prof. Dr. Bilsay KURUÇ ile tanınmış sanatçı Müjdat GEZEN’in yazıları büyük ilgiyle okunmakta, beğeni toplamaktadır. Toplumsal katkıları nedeniyle kendilerini ve Cumhuriyet’i kutluyorum.