-En büyük, en değerli hazinemiz zamandır.-

Gazeteler, gerçekte yayımlayan sahiplerinin, yazarlarının ve yöneticilerinin değil okurlarınındır. Onların istekleri, beklentileri, görüşleri doğrultusunda yayın yapmayanların okur edinmesi olanaksızdır. SÖZCÜ, Türkiye’mizin en çok okunan gazetesi olarak yayın içeriğiyle ve ilkeleriyle özgünlüğünü korumakta, sürdürmekte, okurlarının ilgisine yaraşır olma özenine büyük önem vermektedir. Halkın sesi ve sevgilisi olmak kolay değildir. Tüm çalışanlarının çabası, okurlarının aradıklarını bulmasını sağlamaktır. Bir okurumuzun toplumsal yarar yönünden gerekli gördüğü güzel söz derlemesinin yayımlanması istemini yerine getiriyoruz. Kötüye kullandığımız değerlerin başında gelen ZAMAN konusunda önemli değiniler:

★★★

“ZAMAN” servetimiz...

İnsanlar, “zaman” kavramının anlamı üzerinde hep düşünmüşler ve tanımını yapmaya çalışmışlar. Kimileri zamanın tanımlanamaz bir kavram olduğu... Kimileri ise evrenin sonsuzluğu içinde, bir oluşum ve değişimin sürekli akışı seklinde algılanabileceği hususunda fikir birliğine varmışlardır. Ve biz insanlar, gözlerimizin bu dünyaya açıldığından ebediyen kapanana kadar; o sonsuzluk süreçten bize bahşedilen payımızla, bir ömür boyu taşıdığımız YAŞAM zamanını değerlendirerek; insanoğlunun bu sürecinin en değerli serveti olduğu bilincine varmışlardır.

İnsanlar, vardıkları bu bilinç sonucunda; yaşam sürecini “zaman serveti” açısından değerlendirerek ele almışlar ve bunu; “yıllar”, “aylar”, “haftalar”, “günler”, “saatler” ve “dakikalar” şeklinde sarf etmeye koyulmuşlardır. Şu halde, bu düşünceden hareketle, şöyle bir gereklilik çıkıyor ortaya:

- Ben bu servetimi nasıl kullanmalıyım? Çünkü akıp giden sayılı günler ve saatlerdir zaman... Örneğin, maddi varlığımı oluşturan servetimi elde edebilirim, onu kaybedebilirim de... Ancak tekrar kazanarak yerine koyabilirim... Oysa akıp giden zaman geri getirilebilir mi?

- Bu servetimi, mutlu geçen anlarımın daha fazlasını üretmem için nasıl kullanmalıyım? Diğer yandan da; üzüntülü, öfkeli, kızgın dargın ya da başka kaynaklı olumsuz geçen zamanlarımı en aza indirmem veya yok etmem için nasıl kullanmalıyım zamanımı?

- Bu servetimden ben, insan sağlığı ve insanlık yararı için de nasıl ve ne kadarını harcamalıyım?..

- Kimileri, vatanını ve milletini düşman elinden korumak ve kurtarmak için harcar zaman servetini...

- Kimileri de insanoğlunun daha ferah ve daha mutlu olması için keşif ve icatlar yaratmada kullanır zamanını...

- “Sıradan bir insan, vaktini nasıl geçireceğini; üstün bir insan ise vaktini (servetini) nasıl harcayacağını düşünür”. (Schopenhaver).

- “Varlığımızı sürdürmek için, zamanla mücadele ediyoruz. Zaman en değerli varlığımız. Hepimizin vakti sınırlı...” (Mustafa Vehbi KOÇ)

- “Zamanımız sınırlı; size ait olmayan bir yaşamı sürdüreceğim diye boşa harcamayın.” (Steve Jops)

- “İnsanları yargılama! Zira onları sevmeye zaman kalmaz”. (Rahibe Teresa)

- “Kalan zaman çok kısa, yapılacak iş çok fazla” ilkesini benimseyin. (Tom Peters - A.B.D.)

- Randevusuna vaktinde gelmeyen dostumuz tarafından boşuna bekletildiğimiz zaman sürecinde, onun bir tür tutsağı olmuyor muyuz; tıpkı nezarethanede veya ceza evinde tutuklu bir sanık misali?

- Bazı kimselerse, zaman bilincinden yoksun olarak; bu dünyaya öyle gelir ve bitik bir fert olarak öylesine de yok olup gider!

Özetle diyebiliriz ki, insanoğlu; “Zaman” serveti süresince hayat boyu edinmiş olduğu SOSYAL, KÜLTÜREL ve BİLİMSEL değerdeki kendine özgü kazanımlarıyla “Dünya”, “Toplum” ve “İnsan” gerçeklerini daha geniş perspektifte algılama, yorumlama ve yaşama geçirme olgusunu elde eder. Ve böylece; Kemale erme yolunda “Evrensel nitelikte çağdaş insani gelişmişliğin” değerlerini yaşamına yükleyebildiği anlamda kendi kişiliğinin inşasını yaratmış olur. Şadan ERSOY.