Feci elektrik parası geliyor.

Faturayı gördüğümüzde, parmağımızı prize sokmuş gibi çarpılıyoruz.



Niye?

Akılsız olduğumuz için!



Enerji bakanlığımız öyle söylüyor.

Hepimizin cep telefonlarına “aklınla verimli yaşa” diye mesaj atıyor.



Peki aklımızı kullanmak için ne yapmamız gerekiyor?

Resmi internet sitesini açın lütfen...

Aklınla verimli yaşa başlığı altında “bugüne kadar hiç akıl edemediğimiz” tavsiyelerde bulunuyor.



Mesela “klimanızı amacı dışında kullanmayın” diyor.

Şahsen ben klimamı müzik seti olarak kullanıyorum, demek o yüzden fazla fatura geliyor.

“Ev boşken klimanızı kapatın” diyor.

Bu da hiç aklıma gelmemişti doğrusu.

“Aspiratörü uygun yere monte edin, ocağınızın üstüne monte edilmelidir” diyor.

Aspiratörü gidip buzdolabına bağlıyorsunuz, sonra fazla fatura geldi diye ağlıyorsunuz.

“Satın aldığınız fırının ihtiyaçlarınızı karşıladığından emin olun” diyor.

Yani, fırın diye gidip bulaşık makinesi alırsanız, olmaz, ihtiyaçlarınız karşılanmaz, koyarsın yemeği bulaşık makinesine, bekle Allah bekle, pişmez, boşuna elektrik kullanmış olursun, aklını kullan biraz.

“Satın aldığınız televizyonun ihtiyaçlarınızı karşıladığından emin olun” diyor.

Televizyonunuz ütü yapamaz, ısrar etmeyin.

“Saçlarınızı havluyla iyice kuruladıktan sonra saç kurutma makinesi kullanın” diyor.

Havluyla kurulayın, burası çok önemli, atkıyla veya çorapla kurulamaya kalkarsanız, saç kurutma makinenizden randıman alamazsınız.

“Elektrik süpürgesinin torbası dolduğunda boşaltın” diyor.

Özellikle kadınlar işin bu püf noktasını pek bilmez.

“Kullanmadığınız cihazları açık bırakmayın” diyor.

İtiraf etmek gerekirse, ben de bu detayı bilmiyordum, gideyim elektrik süpürgesini kapatayım bari.



Çünkü kardeşim...



Geçmediğimiz köprüye, girmediğimiz tünele, uçmadığımız havalimanına, görmediğimiz otoyola, yatmadığımız hastaneye ödediğimiz gibi, kullanmadığımız elektriğin de parasını ödüyoruz.



Gerçekten kullandığımız elektriğin, yedi mislini ödüyoruz.

Bir kullanıyoruz, yedi ödüyoruz.

Nasıl yani derseniz?

Elektriği devlet verse, bir ödeyecektik.

Sayın hükümetimiz, elektriği dağıtım şirketlerine verdiği için, aynı miktarda elektrik için yedi ödüyoruz.



Elektrik dağıtım şirketleri, sayın hükümetimizden dağıtım ihalesini kapabilmek için yurtdışından krediler aldılar, dolarla borçlandılar.

Dolar üç yılda üç liradan 13 liraya yükselince, ne oldu?

E, onlar öderse ayıp olur.

Dağıtım şirketlerinin dolar borcu, vatandaşın sırtına yıkıldı.

Dağıtım şirketleri dolar borçlarını ödeyebilsinler diye, kullanmadığımız elektriğin parasını bizden almaya başladılar.



Hani “zam yapıldı” filan diyoruz ya...

Zam değil aslında o.

Kullanmadığımız elektriğin faturası.



Dolayısıyla...

Ya, aklımızla alay etmeye devam edecekler.

Ya da, enerji bakanlığımızın tavsiyesine kulak verip, aklımızı kullanarak, ilk seçimde “ampul”ü söndüreceğiz!