Gökhan Demir

Ramazan Gök

Kadir Kemik

Fatih Özkaya

Sercan Baş

Abdullah Bayram

Serkan Taşçı

Halis Keskin

Serhat Bal

Enes Özgül

Yusuf Gürler

Ömür Ertuğrul Sarı

Muhammed Mustafa Koca

Murat Yıldırım

Selahattin Taşkın

Ömer Faruk Civelek

Remzi Nişan

Mevlüt Yoğurtçu

Mert Otal

Cüneyt Taşyürek

Batuhan Şimşek

Mehmet Burak Keçe

Yusuf Sofioğlu

Reşet Ergin

Halil Koç

Mustafa Demir

Mahsun Şimşek

Ömer Bağra

Atakan Çakır

Uğurcan Cirnooğlu

Enes Gazi Özdemir

Okan Meteöz

Ümit Kesti

Ramazan Uçakçı

Fatih Kalkan

Harun Yıldırım

Savaş Borlu

Gökhan Ağıl

İsmail Esmer

Mustafa Öztürk

Emre Sevinç

Sinan İnak

Mustafa Yıldız

İsmail Ünal

Duabey Onur Öztürkmen

Eyyüp Uğurlu

Mustafa Işık

Hakan Köroğlu

Mehmet Demir

Halil İbrahim Yiğit



Bana sorarsanız, Anayasa’nın en önemli maddesi “başlangıç” bölümünde yazıyor, “her vatandaşın huzurlu bir hayat hakkı vardır.”



Yani, huzurla yaşamak hepimizin anayasal hakkıdır.



Son 150 günde 50 şehit veren ülkede “huzurlu bir hayat” sürdürebilmek mümkün müdür?



Son 150 günde, Gaziantep Nizip, yolcu otobüsü ambulansa patlattı, 16 ölü, Mardin Derik, tır kalabalığa daldı, 20 ölü, Mersin Mezitli, polisevi basıldı, bir şehit daha verdik, Datça/Çeşme, ormanlarımız yandı, Amasra, 42 madencimiz can verdi, İstiklal Caddesi, havaya uçuruldu, biri henüz 9 yaşındaki Ecrin, altı insanımız can verdi, Gaziantep Karkamış, havan saldırısı, biri henüz 5 yaşındaki Hasan, iki insanımız can verdi, her gün yüreğimiz ağzımızda, “huzurlu bir hayat” mıdır bu?



Son 150 günde... Pınar Damar, Nuriye Mert, Yasemin Çedik, Elif Gölveren, Birgül Göksu, Derya Tekin, Yasemin Demir, Güllü Sülük, Elif Güneş, Zehra Bayır, Melek Yıldırım, Ayşe Polat, Fadim Süner, Kader Keskin, Mehlika Derici, Beyza Doğan, Susenber Özdemir, Hacer Alkan, Dilek Karcı, Ayşe Korur, Ezgi Zerkin, Hanife Çakıcı, Mihriban Arduç, Aslıhan Sinem Çiçek, Ülkü Akın, Neriman Güngör, Şenay Ayvaoğlu, Sibel Uyanık, Filiz Girgin, Berivan Uslu, Gülten İnan, Ayşen Çöl, Mümine Ersoy, Firdevs Babat, Şerife Karaaslan, Melek Karaaslan, Derya Karaaslan, Leyla Karaaslan, Sultan Karaaslan, Sevtap Akbacı, Şermin Sarı, Necla Aydoğdu, Fadime Cuma, Sunay Aslan Kaya, Arzı Elen, Arzu Ar, Dilek Karaman, Ezgi Deler, Handan Ö., Yeliz Bülbül, Pakistan Öner, Buse İlgin, Fatma Zehra Koyun, Vildan Boduroğlu, Hatice T., Damla Çubukçu, Ayşe Kılıç, Dilek Çamur, Zeliha Durmuş, Berna Kargı Bulduklu, Rahime Eker, Aleyna Ayas, Hava S., Havva Dursun, Lina Nazlı Erbay, Kiraz Büyüksaraç, Hacer Yılmaz, Şevval Koçar, İlksen Tüzün, Yadigar Işık, Dilek Çorap, Burcu Tokaç, Tuğçe Uğur, Zülal Uğur, Büşra Kabataş, Dilara Köç, Nadia Noori, Sultan Önder, Bahar Torun, Yasemin U., Hüsniye Keskinbaş, Vahide Duran, Nursel Bircan, Beyza Sorguç, Eda Eke, Hülya Yeğin, Huriye Zeybek, Mevlüde A., Sevim Çet, Yasemin Sarıyıldız Kurt, Hilal Sultan Kırgöz, Emine Cin, Zeynep Özgelen, Songül Akbaş, İpek Kürşat, Fadime Çiftçi, Nurhan İlhan, Sidra Tameemi, Kudret Karabülak, Neriman Sakallı, Aynur Çiçek, Meryem Sevin, Nazlı Meral, Fatma Topçu, Zülfi Çeri, Nurten Karabulut, Özlem Cangöz, Fadime Dağlı, Kader Yiğit, Gulzo Kamolova, Müzeyyen T., Nergis Güçlüer, Merve Özturan, Tülay Vural, İnci Barış Karakuş, Hatice H., Selcan Dönmezer... 117 kadın öldürüldü, kiminin cesedi buzdolabında bulundu, kimini uyurken benzin döküp yaktılar, kimini uçurumdan attılar, her gün bir kadının katledildiği ülkede “huzurlu bir hayat”tan söz edilebilir mi?



İstek parçayı söylemedi diye şarkıcının gırtlağını kesiyorlar.



Birbirinden vahşi yöntemlerle birbirimizi katlettiğimiz yetmiyor, kürekle vura vura hayvanların beynini parçalıyorlar.



Dünya, dünya kupasında eğlenirken, rakip tribüne fişekle ateş ediyorlar, korner bayrağıyla kalecinin kafasını yarıyorlar.



Tarikat-cemaat-zırcahil atmosferinde, hırtlık korunup kollanıyor, zontalığa çanak tutuluyor, magandalığın sırtı sıvazlanıyor, yaratık türevi güruh toplumun kılcal damarlarına kadar sirayet etti, sapıkları, iti kopuğu sokağa salıyorlar, trafikte, çarşıda, parkta, eğlence mekanında huzur kalmadı, sıradan insanlar kimseye bulaşmadan sağ salim evine ulaşabilmek için dua ediyor.



Milyonlarca Suriyeli, kamyon kasalarından şehirlerimize boşaltılan Afgan taburları, Türkiye’de fidye için insan kaçıran Pakistan çeteleri, İstanbul’da çatışan Sırp mafyaları, onbinlerce kaçak Afrikalı, karanlık oligarklar, küresel karaparacılar, kokain baronları... Kim olduğunu bilmediğimiz mültecileri e-devlet üzerinden ikametgah adresi olarak evlerimize kaydediyorlar, ülkede huzurla oturmaktan vazgeçtik, artık evlerimizde huzurla oturabiliyor muyuz?



Askıda ekmek, çıkma sebze, bayat simit, patatesin tanesi 3.5 lira, gazete kağıdını kitap kağıdını boşver, popomuzu sildiğimiz tuvalet kağıdı 200 lira oldu kardeşim, çeyrek altın aldığın parayla anca bir kilo hıyar alabiliyorsun, ekonomik huzuru yerinde olan var mı?



Millete “sürtük” denilen ülkede, huzurla yaşanır mı?



Ve, hal böyleyken...

Saray, anayasa taslağı hazırladı.

Altılı masa, anayasa taslağı hazırladı.



Bismillah, daha “başlangıç” bölümündeki “huzurlu bir hayat hakkı” maddesine bile uyulmuyor, o taslakların gerisini okumaya gerek var mı?



Anayasa dediğin sadece bir maddeden ibarettir.

“Huzurlu bir hayat hakkı”dır.

Buna uymadıktan sonra, istersen 250 bin maddelik anayasa yaz, hikayedir.