İslami Dayanışma Oyunları, Yahudi cesaret madalyası olan asrın liderimiz tarafından besmeleyle başlatıldı, Kuran’ı Kerim okunmasının ardından hıristiyan sporcular istavroz çıkardı.



Trt’de yayınlanan İslami Dayanışma Oyunları belgeselinde, asrın liderimizin gençlik yıllarında futbolun yanısıra sırıkla yüksek atlama, uzun atlama, gülle, maraton, voleybol, bisiklet, halter, eskrim, kano, masa tenisi, hentbol, yelken, tekvando, basketbol, ve cimnastikle uğraştığı, özellikle barfiks, halka ve kulplu beygirde altın madalyaları olduğu, sırtüstü yüzme, kurbağalama, kelebek ve dört çarpı dört yüz karışıkta dünya rekorları kırdığı, Usain Bolt’a 100 metrede 50 metre fark attığı, NBA’den cazip teklifler aldığı, ama imam hatip lisesine gitmek için Los Angeles Lakers’a gitmeyi kabul etmediği, Wimbledon’da Roger Federer’i 3-0, Roland Garros’ta Rafael Nadal’ı 5-0, snooker’da Ronnie O’Sullivan’ı 18-0 yendiği, Putin’in asrın liderimizden özenerek judoya başladığı anlatıldı.

İslami Dayanışma Oyunları meşalesinin Karadeniz’de keşfettiğimiz 980 milyar metreküplük doğalgazımızla yakılacağı müjdelenmişti ama, meşale yerine idareten mangal monte edildiği anlaşıldı.

İslami Dayanışma Oyunları’nın 40 bin koltuk kapasiteli stadyumuna, 3 milyon 40 bin seyirci garantisi verildiği... Üstelik, sadece 10 gün sürecek oyunlara, dolar bazında 25 yıl seyirci garantisi verildiği ortaya çıktı. Stadyum rezaleti Tbmm gündemine getirilince, stadyumun aslında Katar emirinin annesine verildiği anlaşıldı.

Her müslüman ülke 50-60 sporcuyla katılırken, Türkiye’nin açılış törenindeki resmi geçide 75.322 sporcuyla katılması ayakta alkışlandı. Bilahare, 122 sporcumuzun milli sporcumuz olduğu, geriye kalan 75 bin 200 kişinin Akp teşkilatlarındaki çift maaşlı bürokratlar olduğu, İslami dayanışma oyunlarının huzur hakkını kaçırmamak için, yerli ve milli kontenjanından milli takım kafilesine dahil edildikleri anlaşıldı.

Kafilemizin bayrağını, dünya güreş tarihinde devlet bankası yöneten ilk ve tek güreşçi Hamza Yerlikaya taşıdı.

İstiklal Marşı okunurken sakız çiğneyen milli atletimiz, tribünden atlayan seyircilerimiz tarafından öldüresiye dövüldü. Ambulansla hastaneye götürülen atletimizin Etiyopyalı devşirme olduğu, Türkçe bile bilmediği anlaşıldı.

Oyunların kazasız belasız geçmesi için, 41 kere maşallah kapsamında, stadyum ortasında 41 adet deve kesildi, deve kanının alınlarına sürülmesini istemeyen kadın sporcular, saha kenarına dizilmiş kamuflajlı/sakallı tipler tarafından uzun namlulu silahlarla tehdit edildi, Sadatçı oldukları anlaşıldı, yaşanan kaos sırasında kasaplar elini kesti, develerin bazıları kaçtı, can havliyle koşarken İran kafilesine daldılar, ezilerek yaralananlar oldu, sivil polisler develeri vurdu, kendilerine ateş açıldığını düşünen İranlılar el bombalarıyla karşılık verdi, Pakistan kafilesinden ölenler oldu, evsahibi Türkiye’nin Pakistan’a kan parası ödemesi üzerine mevzu tatlıya bağlandı, seyircilere deve kavurma dağıtıldı.

Okçulukta ülkemizi asrın liderimizin oğlu Bilal temsil etti, ahaber’in spor programında, Mete Gazoz’un ok atmayı Bilal’den öğrendiği anlatıldı.

Yüzücüler kusmaya başlayınca, suya kanalizasyon karıştığı anlaşıldı, havuz mühürlendi, zehirlenme şikayetini geri çeken yüzücülere hiç yarışmadan altın madalya verildi.

Halterdeki bütün madalyaları, tesislerin ihalesini omuzlayan yandaş müteahhitlerimiz topladı. Basketbol salonunu silkmede 500 milyon dolara silken müteahhidimiz bronz madalya, velodromu koparmada 750 milyon dolara koparan müteahhidimiz gümüş madalya, stadyumdan toplamda 1 milyar dolar kaldıran müteahhidimiz ise, altın madalya aldı. O kadar uğraşıp silke silke anca üç beş kilo silkelebilen milli sporcular dereceye giremedi.

Malezya kafilesi bavullarıyla sokakta kaldı, odalarına Suriyelilerin yerleştiği tespit edildi. Zabıtanın müdahalesi sırasında Suriyelilere Afganlar destek verdi, çatılardan kiremit, disk ve gülle fırlatıldı, çatılardan fırlatılan sportif malzemeyi aile bakanlığımızın hibe ettiği anlaşıldı, neticede zabıtalar püskürtüldü, Endonezya kafilesi de Malezya kafilesi gibi bavullarıyla sokakta kaldı, onların odalarına Afganlar yerleşti.

Kuveyt adına yarışan Rus kökenli eskrimciler, gece hayatına aktı, sahte votkadan hayatını kaybedenler oldu, Suudi Arabistan adına yarışan Ukrayna kökenli kürekçiler sahte rakıdan kör oldu, Ürdün adına katılan ve hesaba itiraz eden Küba kökenli boksörler bıçaklandı, Mısır adına katılan ve ilaçlı kolayla uyutulan Rumen cimnastikçiler tecavüze uğradı.

Burkina Fasolu maratoncular aniden ortadan kayboldu, soruşturma açıldı, ihbarlar üzerine Edirne’de jandarma operasyonu düzenlendi, Burkina Fasolu maratoncular terkedilmiş bir kamyonun kasasında, branda altında titreşirken bulundu. Meğer, adam başı 500 dolara mülteci kaçıran bir çete tarafından yolda koşarken görüldükleri ve yanlışlıkla “aha işte bunlar” diye yoldan toplandıkları anlaşıldı.

Afrikalı açlara yardım ediyoruz ayağıyla tribünlerden makbuz karşılığında bağış toplayan Sierra Leoneli sporcuların, Sierra Leoneli filan olmadıkları, yüzlerini gözlerini boyayan doğma büyüme Hacıhüsrevli oldukları ortaya çıktı.

Bir depoya yapılan baskında, Azerbaycan ve Türkmenistan kafilelerinden çalınan eşofmanlar ele geçirildi.

Cezayir-Yemen basketbol maçı öncesinde, Litvanya kökenli Cezayirli pivota 250 bin dolar indiren Türk bahis şebekesine suçüstü yapıldı.

Sedat Peker’in tweetleri üzerine, Tunus kafilesinde kokain yakalandı.

100 metre finalinde sprinterlerin gözüne lazer tutuldu, tribünden lazer tutan vatandaşlarımız bulunup stadyumdan kovulana kadar, 100 metre finali sekiz defa tekrar edildi.

Trt haber bülteninde, 100 metre, 200 metre ve 400 metrede sonuncu olan atletlerimizin, dünya ve olimpiyat rekorları kırdığı duyuruldu, dünya şoke oldu, Dünya Atletizm Birliği tarafından yapılan araştırmada, Trt’nin duyurduğu derecelerin Tüik tarafından belirlendiği anlaşıldı.

Cibutili bisikletçilere ters yönde giden sarhoş şoför çarptı.

Faslı güreşçi altın madalya kazandı, Fas bayrağı yerine yanlışlıkla Uganda bayrağı göndere çekildi, itirazlar üzerine Fas’tan özür dilendi, düzelteyim derken bu defa Umman bayrağı çekildi, itirazlar üzerine Fas’tan özür dilendi, nihayet Fas bayrağı denk getirildi, ama Fas ulusal marşı yerine yanlışlıkla dombıra çalındı, Faslı güreşçi “tören mören istemiyoruz kardeşim, verin madalyamı gideyim” dedi, Trt haber bülteninde Fas’ın müşkülpesent bir ülke olduğu, yetkililerimize habire zorluk çıkardıkları ifade edildi, Faslı güreşçinin fetocu olduğunu yazan gazetelerimiz oldu.

Sarı kırmızı yeşil bayraklarıyla şeref turu atan Kamerunlu atletler, Pkk’lı diye tutuklandı, protokol tribününde sarı kırmızı yeşil bayrak salladığı için sopayla dövülerek kolu kırılan şüpheli şahıs, Senegal büyükelçisi çıktı.

Atıcılık branşı, kelimenin tam manasıyla göğsümüzü kabarttı, bütün rekorları kırdık, bütün madalyaları topladık, yalaka basınımız haklı olarak “muhteşem atıyoruz, kimse bizim gibi atamıyor” manşetleri attı, asrın liderimiz bu haklı gururla konuştu, “görüyorsunuz, atıcılık branşında dünyaya parmak ısırtıyoruz, atıcılıkta rakip tanımıyoruz, bu millet arkamızda olduğu sürece daha çoook atarız” dedi.



Abarttığımı düşünüyorsunuz değil mi?



O halde buyrun, tek kelime abartı olmadan yaşananları okuyun...



- İslami Dayanışma Oyunları, Yahudi cesaret madalyası olan asrın liderimiz tarafından besmeleyle başlatıldı, Kuran’ı Kerim okunmasının ardından hıristiyan sporcular istavroz çıkardı.

- Atletizmde ilk üç günün tüm sonuçları, Dünya Atletizm Birliği tarafından iptal edildi. Çünkü, stadyumdaki kablo bağlantılarında sorun olduğu, dijital sonuçların tamamının yanlış olduğu ortaya çıktı.

- Minder, direk, kronometre, kablo gibi teknik ekipmanların, uluslararası yarışma standartlarına uymadığı belirlendi.

- Beton yerine kum üzerine inşa edilen tartan pist, çöktü.

- Stadyumun zemini, açılış töreninde bozuldu, futbol oynanamaz hale geldi, Konyaspor-Başakşehir maçı mecburen Eskişehir’e kaydırıldı, Konya’daki maça bilet alanların paraları
iade edildi.

- Uluslararası federasyonların pek çoğu İslami Dayanışma Oyunları organizasyonunu tanımadığı için, hakemler maçları ve yarışmaları kokartsız yönetti.

- Velodromun ses sistemi bozuldu, bisiklette madalya töreninin anonsları el
megafonuyla yapıldı.

- Güreş müsabakaları için gelen seyirciler, salona sokulmadı. Tesis müdürünün kafasına göre böyle bir karar aldığı anlaşıldı.

- Ulaşım araçları yetersiz kaldı, sporcular otellerine dönemedi, saatlerce sıra beklemek zorunda kalanlar oldu.

- Erkek voleybol milli takımımızın maçında, yani Filenin Efeleri’nin maçında “Filenin Sultanları” marşı çalındı.

- Halterde altın aldık, İstiklal Marşımızı çalmayı beceremediler, seyircilerimiz okudu.

- Türkiye-Bangladeş kadın hentbol maçının hakemleri, Konya’yı gezerken maçı kaçırdı, maçı Türk hakemler yönetti.

- Erkek hentbol milli takımımızın kalecisinin forması otelde unutuldu, antrenman tişörtüyle maça çıktı.

- İslami Dayanışma Oyunları’nın sloganı, Mevlana’nın “gel, ne olursan ol gel” sözüydü ama... KKTC davet edilmedi! Ne olursan ol gel, hıristiyan sporcular dahil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hariç.



Dünya spor tarihi, böyle organizasyon görmedi.



Olimpiyatı bize vermemeleri hakikaten bizi kıskandıkları için yani!