İçişleri bakanımız çok cesurdur, muhalefete karşı gözünü budaktan sakınmaz, acayip posta koyar, Kılıçdaroğlu’na mesela, “çirkef, şerefsiz, alçak” der, “vatan haini” der, “teröristlerle işbirliği yaptığını” öne sürer, “hiçbir yere kaçamaz, onun boynuna çıngırak takacağım” diye tehdit eder, “yaratığa benziyor” diye alay eder.



Çok yiğittir içişleri bakanımız, feriştahı bile gelse lafını esirgemez, Meral Akşener’e mesela, “fetö senaryosu” der, “kukla” der, “captagoncuların esiri” der, “stajyer” diye aşağılar, “zafiyet hanım” diye lakap takar, “sözlerinin bedeli var ona göre” diye tehdit eder.



Çok korkusuzdur içişleri bakanımız, kimseden çekinmez suratına dobra dobra söyler, Ümit Özdağ’a mesela, “hayvandan aşağı” der, “Soros çocuğu” der, “meczup” der, “ruh hastası” der.



Mangal yüreklidir içişleri bakanımız, tehlikeli kişilere karşı pek gözüpektir, Canan Kaftancıoğlu’na mesela, “terör örgütlerinin soytarısı” der, “şehitlere küfretti” der.



Bıçkındır içişleri bakanımız, halk arasındaki tabirle hiç geri vitesi yoktur, Ekrem İmamoğlu’na mesela, “Pkk’yla koyun koyuna” der, “teröriste yataklık yapıyor” der, “biz o teröristi yattığı yatağından almasını biliriz demedi deme” diye tehdit eder, “hapisteki darbecilerin, katillerin sevicisi” der, “büyükelçi peşkircisi” der, “haddini bil” diyerek haddini bildirir.



Bileği çok güçlüdür içişleri bakanımızın, kodu mu oturtur, Mansur Yavaş’a mesela, “teröristleri belediye meclis üyesi yapacak” der, “bir seçilsin de görelim bakalım, ben gereğini yaparım” diye tehdit eder.



Atara atar gidere giderdir içişleri bakanımız, alayına meydan okur, muhalefet milletvekillerine mesela, Meclis kürsüsünden “lan şerefsiz” diye bağırır, “acımam” diye tehdit eder, “taş üstünde taş bırakmam” diye gözdağı verir, “sen görürsün” diye parmağını sallar.



Haşindir içişleri bakanımız, gürültüye pabuç bırakmaz, namuslu gazetecilerin ağzının payını verir, “namussuzlar” der, “alçaklar” der, bana mesela “it” diyor.



Ama bakıyoruz...



Sedat Peker takır takır anlatıyor, Erkam Yıldırım diyor, Halil Falyalı diyor, Uğur Mumcu diyor, Kutlu Adalı diyor, Mehmet Ağar diyor, Korkut Eken diyor, Mübariz Mansimov diyor, Tolga Ağar diyor, Yeldana Kaharman diyor, Sadat diyor, Hakan Çalışkan diyor, Sezgin Baran Korkmaz diyor, Cihan Ekşi diyor, Tarık Ümit diyor, kaymakam Hasan diyor, başsavcı Ekrem diyor, Hasan Yeşildağ diyor, Orhan Adıbelli diyor, fare Murat diyor, Bingöllü Şeyhmus diyor, pokemon Mehmet Barlas diyor, Mustafa Karlıdağ diyor, Ahmed Nazari diyor, Türkiye’ye üşüşen karanlık oligarkları, memlekette fink atan küresel karaparacıları, ithal mafyayı, halının altına süpürülen suikastları, Güney Amerika’dan adeta şehir hatları vapuru gibi gelip giden uyuşturucu gemilerini, kokain baronlarını, narkotik marinalarını, çökülen otelleri, yasadışı bahis casinocularını, kirli para trafiğini, şantaj kasetlerini, akaryakıt kaçakçılığını, silah ticaretini, çantacı gazetecileri anlatıyor, kibrit kutusu diyor.



Karadeniz’in hırçın delikanlısı içişleri bakanımız dut yemiş bülbül gibi, çıtı çıkmıyor.

Herkese atıyor tutuyor esiyor gürlüyor, mevzu Sedat Peker’e gelince yelkenler suya iniyor.



E, merak ediyor tabii insan...

Nooldi saa nooldi boyle?