Varlığıyla onur duyduğumuz Cem Toker, Türkovak denilen aşının dünya bilimine katkısının olmadığını söyledi... Varlığından utanç duyduğumuz Akp genel başkan yardımcısı güya cevap verdi, “Türkovak’ın etkili olabilmesi için kanın bozuk olmaması lazım” dedi.



Geçen yıldı.

Gene böyle temmuz ayıydı.



Sedat Peker twitterdan peşpeşe mesajlar paylaşıyor, İstanbul Esenyurt belediyesiyle alakalı olarak müthiş şeyler anlatıyordu.

Akp’li belediye başkanı Necmi Kadıoğlu’nun kadınlarla tufaya getirildiğini, fuhuş şantajıyla istifaya zorlandığını iddia ediyordu.



Esenyurt’u 2004 yılından itibaren yönetmeye başlayan Necmi Kadıoğlu, 2017 yılında sürpriz şekilde istifa etmişti, neden istifa ettiğine kimse anlam verememişti, Akp’den yapılan açıklamada “sağlık sorunları” filan denilmişti, kimse üzerinde durmamıştı.

Sedet Peker işte bu sağlık mazeretinin palavra olduğunu söylüyordu.



Aslına bakarsanız, bu iddiayla alakalı bir video yıllardır internette dolaşıyordu, Necmi Kadıoğlu’nu makam odasında kadınlarla gizli kameraya almışlardı. Ki zaten, Necmi Kadıoğlu da bu videoyu doğruluyordu, görüntülerde yeralan kadınların kendisinden para sızdırmaya çalıştığını, videoya yayın yasağı getirildiğini söylüyordu.



Ama, Sedat Peker’in anlattıkları bu fuhuş şantajından ibaret değildi. Necmi Kadıoğlu tasfiye edildikten sonra, Necmi Kadıoğlu’nun koltuğuna oturan Akp’li yeni belediye başkanının, müteahhitlerle akçeli işler çevirdiğini, rakip müteahhitlerin vurulduğunu, bu antin kuntin işlere çomak sokan avukatların vurulduğunu, rezillikleri haber yapan yerel gazetecinin vurulduğunu, mütedeyyin kisvesi altında seks skandalları yaşandığını, birlikteliğini gizleyen imam nikahlı işadamlarına şantaj yapıldığını, fetocu/pkklı filan diyerek, işadamlarının malına mülküne çöküldüğünü öne sürüyordu.

14 kat imarı olan yerlere Süleyman Soylu’nun devreye girmesiyle 42 kat imar verildiğini, Süleyman Soylu’nun kasası olarak tanınan işadamlarının Esenyurt’ta dokunulmaz olduğunu, ihale üstüne ihale kaptıklarını, üniversiteli kızları fuhuş yemi olarak kullandıklarını, Necmi Kadıoğlu’nu bunların tasfiye ettiğini öne sürüyordu.

Yani...

Akp çatısı altında şantajlı, tuzaklı, silahlı, talanlı güç savaşı yaşandığını anlatıyordu.



Akp’den çıt çıkmadı.

Muhalefetmiş gibi yapan muhalefetin de gıkı çıkmadı.

Aradan koskoca bir yıl geçmesine rağmen, bağımsız medyada bangır bangır manşet olmasına rağmen, hukuken gereği yapılmadı, böylesine vahim iddialar soruşturulmadı, üstü örtüldü.



Benim ilgimi çeken taraf ise, iddialardan ziyade, adı geçen kişiydi.



Bu istifa eden Necmi Kadıoğlu kimdi biliyor musunuz... Başkanlık makamında otururken “kan tahlili” yapan belediye başkanıydı!



“İçimize kanı bozuklar, sütü bozuklar sızdı, padişahlarımızı alaşağı ettiler, Osmanlı’yı tarumar ettiler, 1923’te koskoca 650 yıllık çınara darbe yaptılar, cumhuriyet kuruldu, ecdada ihanet edenler olunca hayır gelmiyor, bu milleti millet yapan değerlere saldırmaya başladılar, Kuran’a ezana saldırdılar” diyen belediye başkanıydı!



2017 yılındaki anayasa referandumu öncesinde, istifasından çok kısa süre önce, kelime kelime bunları söylemişti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kuran, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, başta Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kuvayı Milliye’nin, milli mücadele kahramanlarımızın “kanı bozuk, sütü bozuk” olduğunu söylemişti.

Cumhuriyet’i kuranların “ecdadımıza ihanet eden darbeciler” olduğunu, “milletin değerlerine, Kuran’a ezana saldırdıklarını” söylemişti.



Ve, bu söyledikleri yanına kâr kaldı zannederken, Sedat Peker’in ifşaatlarıyla ampul gibi manşetlere taşınmış, rezil rüsva olmuştu.



Allah’ın tokadı yok denilen, kelimenin tam manasıyla buydu.

Bir kez daha ibretle şahit olmuştuk ki, Mustafa Kemal’e, Kuvayı Milliye’ye, Cumhuriyet’e nefret kusanların sonu hep aynıydı.

İlla ki dönüp dolaşıp geri geliyor, ayağına dolanıyordu.



Demem o ki...

Türkovak üzerinden kan tahlili yapmamakta fayda var.

Muhalefetten zarar gelmez ama, maazallah, Sedat Peker’in kimi muayene edeceği hiç belli olmuyor!