2018’de ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ne geçtik, memleket ‘tek kişinin iki dudağı arasına’ girdi ya... İşte o günlerde ilk ne oldu, ne değiştirildi? Bu el çabukluğunu yapanlar ve mevzuya uyanan üç beş uzman hariç, pek çoğumuzun haberi bile yok!

Bilgi, az sonra...

***

Avrupa’nın açlık ve açlık sınırı altında yaşayanlar ülkesi Türkiye’de ‘kayıtlı çalışanların yarısı’ asgari ücret ve altında maaş alıyor! Hesaplamışlar; onlardan biri, merkezi olmayan bir noktada 2+1 ev alabilmek için en az 244 maaşını kuruşuna dokunmadan vermeliymiş!

Yurttaşı ev alma hayali görmeyi bile bırakan memleketin Cumhurbaşkanı, 2019’da AKP genel başkanı şapkasıyla il başkanlarına seslenip, “Güvenli bölgede Suriyelilere 250-300 metre kare evler yapsak! Çevresinde de 100-150 metre kare bahçesi olsa! Orada ekip biçseler, hiç olmazsa bu insanlar hazır balık değil, balık tutmayı öğrenirler” demişti!

Kısa süre sonra İdlib’den Cilvegözü sınır kapısına giden yol üzerinde Erdoğan’ın dediği büyüklükte olmasa da Suriyeliler için konutlar yapmaya başladık!

Evler ‘Suriyeliler’in isteğine’ göre 2 oda, mutfak, banyo ve avlu şeklindeydi. Erdoğan ve İçişleri bakanı konutlar için fedakarlık yapıp ceplerinden bağış bile yaptı!

2020’nin başı oldu, İçişleri bakan yardımcısı İsmail Çataklı, 52 bin 772 evden 27 bin 665’inin tamamlandığını, evlere dul, yetim ve engelliler öncelikli olmak üzere 80 binden fazla Suriyeli’nin yerleştiğini açıkladı!

Kendi memleketlerinde mülteci haline gelenlerin asabını bozmaktan tırstıkları için açıklamıyorlar ama, yıl 2022 olduğuna göre 52 bin küsur ev bitmiş, Suriyeli kardeşlerimiz kendi vatan topraklarında bizim yaptığımız nohut oda, bakla sofa evlerine yerleşmiştir mutlaka!

***

Ocak ayında Anadolu Ajansı’na bilgi veren Tapu genel müdürü, 279 bin yabancının 280 bin 736 taşınmaz satın aldığını açıkladı. Hangi ülke yurttaşları nerede ne almış listeler dolaşıyor... Nedense, memleketimizde yaşayan 5 milyon Suriyeli’den tekini bile göremezsiniz! Yoklar ama, belki de açık ara liste başındalar!

Karışık mı geldi?

Açalım... Suriyeliler’in Türkiye’den konut, iş yeri, arazi, bir avuç toprak bile almaları yasak çünkü! Taaa 1927 yılından beri yasak! Hatay anlaşmazlığı çıkınca, Suriye oralarda yaşayan Türk vatandaşlarının malına mülküne çöktüğü için, ‘Mukabele-i Bilmisil Kanunu’ çıkardık biz de.

Kanun hala yürürlükte, sözde!

Türk vatandaşı olsalar bile mal mülk edinemezler! Durum böyleyse, nasıl beceriyorlar ev, dükkan, arsa, fabrika almayı Suriyeli kardeşlerimiz?

Yetkililerin ‘görmezden geldiği’ hülle yöntemleriyle! Evi, ‘bir Türk alıyormuş’ gibi yaparak ya da Türk ortak bulup kurdukları şirket üzerinden!

***

Bunları, iktidara geldikleri andan itibaren şeffaf yönetim gösteren AKP hükümetinden mi öğreniyoruz?

Elbette hayır!

Geçmişte Adalet Bakanlığı’nda yabancıların mal edinmesiyle ilgili bölümde çalışan, sonra da bu konulara yoğunlaşan Hukukçu Ruşen Gültekin’den...

Türkiye’den ev mev alamayan Suriyeliler gibi, Kuzey Kore, Küba, Güney Kıbrıs ve Suudi Arabistan vatandaşları da bizden taşınmaz alamıyor-du!

2012 yılında punduna getirip Araplar ile aramızdaki misillemeyi tek taraflı kaldırdı AKP! Araplar, basınca parayı biz ne bulursak satıyoruz; onlar trilyonu olsa da alıcı Türkse, kümes bile satmıyor.

Karşılıklılık ilkesi, bir nevi devletin kudreti, itibarıydı... Yasayı para ve Araplar için tek taraflı bozunca, bize kalanı siz düşünün!

2011 yılına kadar yasaklı olan ülkeler dışından gelenler Türkiye’de mal mülk almak isterse, tapu müdürlükleri Adalet Bakanlığı’na, “Şurayı şu yabancıya satabilir miyim” diye soruyordu. Bakanlıktan sat yanıtı gelirse işlem tamamlanıyordu. 2012’den sonra durum değişti! Peki yabancıya taşınmaz satış işine kim bakıyor artık?

Cumhurbaşkanı!

***

2018’de, Türk tipi başkanlık sistemine geçtikten sonra ne değişti diye sorup, az sonra demiştim. Vakit geldi.

2018’e kadar Türkiye’nin taşınmaz satışı yapılabilecek ülkeler listesi her yıl açıklanıyordu. Türk tipi başkanlık sistemine geçer geçmez neredeyse ilk yapılan şey, işte bu listeyi gizlemek oldu!

Merak ediyor insan, böyle bir şeyi gizlemek kimin aklına geldi acaba?