Bu iktidar ne demişti taa başında? Dindar nesil...
O günden bu yana din de onların, imam da, cenaze yıkayacak gassal da.. Namazı da, duayı da, sevabı da, haramı da, helali de en iyi onlar biliyorlar. Sanırsın kendilerinden önce bu millet ateşe tapıyordu...
Fakat, dindar nesil falan derken bir baktık, imam hatiplerde ‘deistler’ artıyor! Yani sadece demokrasi, hak, hukuk, adalet, ekonomi değil nesil işi de iyi gitmiyor; bi terslik var bunların kullarla ilişkilerinde!
Memleketin hemen her köşesinde millet haykırıyor, “hakkımı helal etmiyorum” diye...
PTT çalışanları sendikalı oldukları için kapı önüne konuldu mesela. Üstelik AKP icadı ‘Kod 19’ sayesinde hepsi hırsız, tacizci damgası vurularak işten atıldı! Haftalarca eylem yaptılar, polisten dayak da yediler ama bağırmaya devam ettiler: Hakkımızı helal etmiyoruz!
İktidara yakın Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan bile dayanamayıp şunu dedi: “Bizim on yılı aşkın süredir verdiğimiz mücadele son dakika eklenen bir düzenleme ile yok sayıldı. Biz bunu hak etmedik ve bu düzenlemeyi getirenlere hakkımızı helal etmiyoruz!”
Vatandaşla sokak ropörtajı yapılıyordu. Genç bir kadın uzatılan mikrofona şöyle dedi: “Büyükler ülkenin kaymağını yediler. Ben bir vatandaş olarak hakkımı helal etmiyorum. Öbür tarafa kalsın da istemiyorum!”
100 bin üyeli Türkiye Kamu-Sen Genel merkezi binasına dev bir pankart asıldı. Bina boyundaydı. Şöyle yazıyordu: Hakkımızı helal etmiyoruz!
Koronavirüsten yüzlerce doktor, sağlık çalışanı can kurtarayım derken can verdi. Onları öldüren koronayı meslek hastalığı saymadı iktidar. Kahramanların yüreği yanan eşleri, çocukları, anneleri, babaları hala öfkeli: “Hakkımızı helal etmiyoruz!”
Bir başka vatandaş ise, “Yıllarca AKP’ye oy verdim. Ama artık çocuğum oy verse hakkımı helal etmem” diyordu.
Erdoğan, pandemi nedeniyle esnaf ve çalışanlardan ‘helallik’ istemişti bir ara. Sosyal medyada karşı atağa geçti millet, ‘HelalEtmiyorum’ etiketiyle paylaşım yaptı. Çığ gibi büyüdü, hakkımı helal etmiyorum diyenler 400 bini geçti!
İstanbul Üniversitesi öğretim üyeleri özel bir yazılımla ‘Enflasyon rakamları ile ilgili toplumun ekonomi ve siyaset gündeminin incelenmesi’ konulu bir araştırma yaptı. Yazılım sayesinde milletin sosyal medyada tepki cümleleri analiz edildi. Memlekette dillerden düşmeyen tepki üçlemesi şöyle: Hakkımız yeniliyor... Hakkımız çalınıyor... Hakkımı helal etmiyorum!
Geçen yıl, “Hakkımızı helal etmiyoruz devri” diye bir yazı yazmıştım. Yazıda, toplumun nabzını tarafsız şekilde arşivleyen Google’a, ‘Haram olsun’ lafını yazıp bakmışım. 4 milyon 990 bin defa ‘haram olsun’ denilmiş...
13 Ocak 2022’de bir defa daha aradım. ‘Haram olsun’ diyenlerin sayısı 7 milyon 290 bine çıkmış!
Göz açıp kapayana kadar dolardan daha çok artmış haram olsun aramaları; 2 milyon 300 bin... Bir nevi, ‘hakkımızı helal etmiyoruzların’ yıllık faizi!
***
En son Tokat’ın Zile İlçesi’nde bir çocuğu ile tek başına yaşamaya çalışan genç veteriner Elif Burcu Açıkgöz, KPSS sınavına girdi. Türkiye birincisi oldu. Tercihini yaptı ve KPSS’yi kazanan onbinlercesi gibi beklemeye başladı.
Sonra? Sonrasını şöyle anlattı:
“Alanımda iki yer vardı. Onları ilk iki sıraya yazdım. Birinci sırada olduğum için atanmama garanti gözüyle bakıyordum. Seçtiğim yer için, benim okuduğum okuldan mezun olmak yetiyordu. Hatta mülakat yapılmadan sınav sonuçlarına göre atama yapılacak denilmişti. Ama ne olduysa oldu, ben atanamadım? Hakkımı helal etmiyorum!”
Lamı cimi yok, kanıtlandı...
İmam hatiplilerin bile deist olup çıktığı Türkiye Cumhuriyeti’nde en çok yenilen şey ucuz olduğu için ekmek değil, kul hakkı!
Üstelik tıpkı ‘acayip mücadele ediyoruz’ dedikçe rekor kıran enflasyon gibi, tıpkı ‘Nas var, faizleri indiriyoruz’ deyip faizlerin artması gibi, bu kul hakkının da faizi katlanarak yükseliyor.
Bırak zengin Araplar’a malı mülkü satmayı, buharlaşan 128 milyar dolar yağmur olup kafanıza yağsa, hatta IMF size düşük faizli borç verse bile biriken kul hakkı ve faizinin altından kalkamazsınız!
Tamam; Allah’tan korku kalmadı, damarlar çatladı ama kul hakkının faizinden korkmaya başlasanız iyi edersiniz.
Abone Ol
