2015 seçimlerine gidiyordu Türkiye. Milletin vekili olup, memleket için canla başla çalışmak isteyenler partilerini seçip aday adayı ve sonra da aday oldular.

Sevda, parasız olmuyordu!

Partiye başvuru ödemesi, el ilanı, poster, bayrak, genel başkanla fotoğraf, tanıtım videoları, internet sitesi kurulması, işletilmesi, sosyal medya hesaplarını idare edecek personel, yerel televizyon ve gazetelerde boy gösterme harcamaları, kıyafetler, miting, konferans ve bol bol yemek organizasyonları, seçim bölgesi gezileri, tanıtımları için otobüs ve minibüs kiralamaları, kahvehane ve çay bahçelerindeki harcamalar, seçim bölgesindeki düğün dernek, bebek ziyaretlerinde takılacak altınlar ve çalışacak gönüllülerin ulaşım, yeme içme giderleri için pamuk eller cebe...

Peki bir aday, vekil seçilene kadar ne harcıyor acaba?

Haberleri çıktı... Bütçesi sınırlı olanlar 300, ortalama 500 bin, limitleri zorlayanlar ise 1 milyon lira!

2015’te seçime soyunanlar 500 bin lira harcayıp hizmet için vekil seçilmek yerine kendilerini düşünüp dolar alsaydı 2 lira 33 kuruştan, bugün 214 bin dolarları vardı kenarda!

Dolar ya da Türk lirası değil, halka hizmet mühimdi...

Bu aşkla birinci parti çıktı AKP, 285 vekil çıkardı son seçimde. Enflasyon alıp başını gidince vekillerin 2018’deki masraflarını hesaplamak zorlaştı... Üç aşağı beş yukarı tahmin yürütmek için 2015 vekil masraf tablosunu verdim ki, onu da siz hesaplayın!

***

Yürekte aşk, cüzdanda para var harcadı vekillerimiz; biz hizmete bakalım...

Aldığımız hizmet değişmiyor: Zam, zam, zam!

Fiyatları ayarlama kurumu TÜİK, Şubat enflasyonunu açıkladı: Yüzde 54.44... Kendi kendine yeten tarım ülkesi Türkiye, gıda enflasyonunda Lübnan, Venezuela ve Surinam’ın ardından dünya dördüncüsü oldu!

İşler sarpa sarınca AKP Genel Başkanı Erdoğan, partisinin vekillerini 50’li gruplar halinde toplantıya çağırdı.

Toplantı yandaş medyaya bile kapalıyken, içeride konuşulanlar dışarıya sızdı! Erdoğan, vekillere şunu demiş mesela: “Ekonomi için çok şey yaptık! Fakat ekonomik sıkıntılar, bugünden yarına çözülemiyor! Biz yaptıklarımızı sahada gerektiği kadar satmıyoruz! Muhalefettekiler, 20 senedir hiçbir şey yapmadan iktidara gelecek ve sorunları çözeceklermiş gibi atıp tutuyorlar. Sorunları onlar değil, biz çözeriz!”

Milletin seçtiği vekillerle buluşma, önceki buluşmalardan farklıymış bu arada. Cumhurbaşkanı yardımcısı, Hazine, İçişleri, Aile, Ulaştırma, Çevre bakanları yani ‘yetkililer’ de varmış.

Vekillerin ekonomi ile ilgili sokaklardan yansıyan izlenimlerini not etmiş Erdoğan, “Yaptıklarımızı halka iyi anlatın” demiş onlara.

AKP’li vekiller ne demiş, milletin halini hangi sözlerle anlatmış bilmiyorum. Fakat hayal bu ya; seçilmek için 214 bin doları hiç düşünmeden, millete hizmet aşkı için harcamış AKP’li bir vekil olsam, saygıda kusur etmeden şu lafları etme hakkımı kullanırdım toplantıda:

“Sokağa, çarşıya, pazara çıkmak bizim için pek kolay olmuyor efendim... Bankada işimiz olsa anında emekliler dikiliyor karşımıza efendim... Cebimizde oğluna, kızına iş isteyenlerin notları tomar tomar birikti efendim... ‘Zam gelmiş fark etmez, ben hep 50 liralık benzin alıyorum’ diyen seçmenimiz gibi yaptım. Arabamın deposuna 2.7 litre benzin girdi efendim... Traktörüne icra gelenler yüzünden kendi köyümün yolunu unuttum efendim... Birileri görecek diye, markete gidip rahat rahat 10 yumurta, süt ve yoğurt alamıyoruz efendim... Hanımla dışarıda yemeğe çıksak, kendimizi MOBESE’den izlenen Ekrem İmamoğlu gibi hissediyoruz efendim... Eve misafir gelince Allah sizi inandırsın komşulara nispet yapıyor gibi görünmemek için tasarruflu tek ampul yakıyoruz efendim... Partimize oy veren mahalledeki kahvehaneye girdim geçenlerde, herkesin yüzü asıktı. Hatta aralarından biri pek kinaye konuştu, “Kafamıza çay atmanızı dört gözle bekliyoruz. Çünkü ateş pahası olmuş çay fiyatları” dedi efendim... Bedduayı biz işitiyoruz, zılgıtı biz yiyiyoruz, dik bakışların hedefi oluyoruz efendim... Seçilmek için evi barkı sattık helal hoş olsun, ama davul bizim boynumuzda tokmak sizin ve masanın karşısında oturttuğunuz atanmışların elinde efendim... Arz eder, saygılarımı sunarım efendim...”