Osmanlı’nın yenilmesi, Mondros anlaşması, İngilizler’in Musul’u, geçemedikleri Çanakkale Boğazı’nın iki yakasını işgal etmeleri, istilacı ülkelere ait savaş gemilerinin İstanbul’da demirlemesi, Sevr’in imzalanıp memleketin paylaşılması, İstanbul’un işgali, Yunan Ordusu’nun Çatalca Hadımköy’e kadar olan bölgeyi işgali, Kars’ın Ermeniler’e bırakılması, Adana’nın işgali, İngiliz askerlerinin Samsun’a çıkışı, İzmir’in işgali, Yunan Ordusu’nun Ege ve Marmara Bölgelerinde ilerleyip Bursa’yı işgal etmeleri, Maraş’ın işgali, Samsun’a çıkıp Kurtuluş Savaşı’nı başlatan Mustafa Kemal ve arkadaşları için idam fermanı çıkarılması, Yunanlılar’ın çok geniş bir alanda Ankara’ya doğru taarruz başlatması, sözde Hilafet Ordusu isyanı, Yunanlılar’ın Balıkesir’i, Tekirdağ’ı, Çorlu’yu işgal etmesi...

Ve 1. İnönü Savaşı... Genç Cumhuriyet’in kahraman ordusunun arkası gelecek ilk zaferi! Bir ulusun karanlıktan aydınlığa çıkışı...

Nedir bu?

İyileşmeden önce işlerin daha da kötüleşmesi hali!

Hiç bitmeyecekmiş gibi art arda gelen belalardan, kabuslardan bazılarını sıralayıp Kurtuluş Savaşımız’dan örnek verdim... Ki, bu hal için dünyada daha yerinde bir örnek olamaz...

***

Biz kaba sabalıklar arasında böyle ince işlerin pek farkına varamasak da son zamanlarda ekonomiden sağlığa, savaşlardan psikolojiye dek her alanda dünyada çok sık kullanılır oldu bu laf!

İşin uzmanı, saygın isimlerin kurduğu cümlelerden bazıları şöyle...

* AIDS iyileşmeden önce daha kötüye gidiyor.

* Bazen hastalar, iyileşmeden önce kötüleşir.

* Yaralar iyileşmeden önce daha da kötüleşecek.

* Çoğu reçeteli sivilce ilacıyla sonuçları hemen göremeyebilirsiniz ve cildiniz iyileşmeden önce daha da kötüleşebilir.

* Anne-baba ve çocuk ilişkilerindeki mücadelede taraflar birbirini anlamadan önce genellikle işler daha da kötüye gider.

* Reuters Enstitüsü dünya çapında Haber Raporu hazırladı. Gelen veriler ışığında, haber medyasına olan güven epey düşmüş. Şaşırtıcı olmayan raporun sonunda şöyle yazıyor: Güven, iyileşmeden önce daha da kötüleşecek!

* Küresel piyasalarda fiyatlamalar üzerinde sert etkisi olan ABD enflasyonuna ilişkin yorum yapan ekonomi uzmanları ‘henüz en kötüsünün yaşanmadığına’ dikkat çekip cümlenin sonunu şöyle bağlıyorlar: Enflasyon tablosunun iyileşmeden önce iyice kötüleşeceğini göreceğiz!

* ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ukrayna-Rusya savaşı ile ilgili şunu dedi mesela: Savaş, iyileşmeden önce kötüleşecek.

* Hem doktor, hem yazar olan İngiliz Vermon Coleman çok okunan bir kitap yazdı. Kitabın konusu adında saklı: Neden her şey iyi olmadan önce daha da kötüleşecek?

* Trump başkandı, henüz başlayan koronavirüs salgını hakkında uzmanların hazırladığı raporu şöyle özetledi: Covid-19 pandemisi iyileşmeden önce daha da kötüleşecek! O gitti Biden geldi. Aynı cümleyi ona da kurdurdu danışmanları!

Yani bu hal kötümserlik ya da safça bir iyimserlik değil, milyon kez kanıtlanmış gerçek.

Acı çeke çeke ulaşılan gerçek er geç buysa...

Ekonomiden adalete, siyasetten eğitime, tarladan sofraya, çok sesli demokrasiden tek sesliliğe, karşılığı alınamayan emeklere, maaşlardan çarşı pazardaki fiyatlara, yetmeyene bitmeyene, fakirken fukara durumuna düşmelere, elektrikten doğalgaza, etten süte, umutsuzluktan tükenmişliğe, sisten pustan önünü göremeyecek hale gelmelere, minicik çocukların okula boş beslenme çantası ile gitmesine, üniversiteli gençlerimizin tek öğünle gün geçirmelerine kadar; her konuda kötüye gidişin yaşandığı memleketimiz için durum...

İyileşmeden önceki kötüleşme olabilir mi acaba?