Yarın neler olacağından önce, tarihte olanlara bakalım!

1671’de Polonya Ukranya’da yaşayan Kazaklar’a saldırıp oraları işgal edince, Kazaklar Osmanlı’dan yardım istedi. Osmanlı, Polonya Seferi’ne çıktı. Birçok kale ve yerleşim birimi alındı, stratejik Lemberg kuşatıldı, Bucaş Antlaşması imzalandı, Polonya vergiye bağlandı!

Ancak Polonya Meclisi koşulları kabul etmeyince Osmanlı ikinci seferi düzenlediyse de Polonya, başarı kazandı. Rus Çarı I. Aleksey, fırsat bilip Ukrayna’ya saldırdı. Kazak kentlerini aldı Osmanlı’ya bağlı merkezleri kuşattı.

Osmanlı 1679’da Padişah Avcı Mehmet komutasında Ukrayna Seferi başlattı. 33 günlük kuşatmadan sonra Ukrayna’nın büyük bölümü Osmanlı’nın oldu. Bu, tarihteki ilk Osmanlı-Rus savaşıydı!

Ertesi yıl yeni bir savaşın hazırlığı planlanırken, Kırım Hanı Rusya ile anlaştı. 1681’de Bahçesaray Antlaşması ile Ukrayna’nın batı bölümü Osmanlı’da kaldı, Rusya Kiev ile birlikte Doğu Ukrayna’yı aldı.

Sonraki yıllarda Osmanlı, kendi sorunlarıyla uğraşırken bile Ukrayna için elinden geleni yaptı, Ukrayna’nın güvenliği uğruna, Rusya ve Polonya gibi iki önemli güçle defalarca savaştı.

Bolşevik Devrimi ile kurulan Ukrayna Halk Cumhuriyeti’ni tanıyan dünyadaki ilk ülke Türkiye oldu!

Kurtuluş Savaşı’nda Ukrayna’dan bir heyet Ankara’ya bir milyon 100 bin altın getirdi.

İkinci Dünya Savaşı sonrası Ukrayna ilişkileri ‘demir perde’ yüzünden 50 yıl dondu. Sovyetler Birliği dağılınca, 1991’de bağımsızlığını ilan eden Ukrayna’yı dünyada tanıyan ilk ülke yine Türkiye oldu!

1918 yılına kadar geçen 241 yılın 57 yılı Osmanlı-Rus savaşlarıyla geçti mesela! Çoğu yenilgi ve geri çekilmelerle sonuçlanan savaşlarda Osmanlı Donanması dört büyük felaketinden üçünü, Rus donanması karşısında yaşadı. Çeşme’de donanmamız yakıldı! Osmanlı Donanması, Yunanistan’ın Navarin Limanı’nda İngiliz, Fransız ve Rus donanmalarının ortak harekatıyla yok edildi. Kırım Savaşı’nda Ruslar’ın Karadeniz Donanması Sinop’ta Osmanlı Donanması’nı yaktı.

Neden hep aynıydı... Geleceği öngörememek!

***

Ukrayna’yı bahane edip atalarımızı devamlı gafil avlayan Ruslar, 2022 yılında özellikle bizi bir kez daha yakmak üzere!

Basitçe izah edelim...

Türkiye 2020’de 48.1 milyar metreküp doğalgaz tüketti. Evlerde sanayide kullandık, santrallerin çoğu doğalgazla çalışıyordu, elektrik ürettik. İşte bu doğalgazın çoğunu, yüzde 33.6’sını Rusya’dan alıyoruz!

Türkiye 2020 yılında ham petrol ithalatının çoğunu, 491 bin tonla Irak’tan yaparken, bu ülkeyi 461 bin tonla Rusya izledi!

Türkiye önemli bir buğday üreticisi olmasına rağmen ‘paramız var ki alıyoruz’ diyen AKP’li tarım bakanının süper uygulamaları sayesinde 2021 yılında yurtdışından aldığı buğdayın yüzde 70’ini Rusya’dan, yüzde 15’ini ise Ukrayna’dan sağladı.

Yani Türkiye doğalgaz, elektrik üretimi, buğday ve petrolde Rusya’ya göbeğinden bağımlı!

Putin, öksürse mesela Türkiye’de doğalgaz fiyatı, elektrik fiyatı, ekmek fiyatı, makarna fiyatı, Ramazan ayında oruç açtığımız pide fiyatı ve kullandığımız her türlü petrol fiyatı çıkıyor!

Zurnanın zırt dediği yere gelelim...

Rusya-Ukrayna arasında bırak sıcak çatışmayı, krizin ‘k’sının duyulması ile buğday ve mısır fiyatları tırmanışa geçti dünyada. Son 7 ayın zirvesini gördü dün!

Putin’in Donetsk ve Luhansk’ın bağımsızlığını tanıdığını açıklamasıyla birlikte ham petrol fiyatları son 7 yılın en yüksek seviyesine, 98 dolara ulaştı dün!

Bu ne demek peki?

Memleketin sokaklarında elektrik faturamı ödeyemiyorum, televizyon ışığında oturuyorum, ucuz ekmek kuyruklarına giriyorum, doğalgazı artık açmıyoruz, arabaya 50 liralık bile benzin alamıyoruz, tarlayı sürmek için traktöre mazot koyamıyoruz, patron bizi elektrik ve doğalgaz faturası yüzünden işten attı diyenlerin sayısı katlanacak demek!

Fakat bu kez, Anadolu Limanı’na demirli milyonlarca ekmek teknemizi Rus donanması değil; memleketi 20 yıldır idare edenlerin geleceği öngöremeyen, plan program yapmayan ‘saldım çayıra Mevlam kayıra’ politikası yakacak!