2003 yılında elindekini, eşinin iki bileziğini peşinata sayıp taksitle 2000 model bir Clio almıştın. Gözün gibi baktın, sen emekli oldun o tıkır tıkır çalışıyor kullanıyorsun. Bilirsin, deposu 45 litre kadar benzin alır.

Bayram’da yenge, sen, büyük oğlan, eşi ve küçük torunla birlikte arife gününden memleketin Kırşehir’e gitmeyi planlıyorsun. Annen orada, kardeşlerin orada, akrabalar orada, bu dünyadan göçmüşler orada yatıyor.

Hesap yapmışsındır... İstanbul Kırşehir arası nereden baksan 650 kilometre... Bir depo benzin, şimdilik 855 lira. Otoyoldan gitsen, girdi çıktı 100 lira, etti 955 lira. Gittin diyelim. Orasıydı, burasıydı Kaman’da oturan dayılar, teyzelerdi, e köye de uğramak lazım... Bir depo olmasa bile 30-40 litre yakarsın, 800 lira! Bir depo da dönüşe lazım. Gidiş dönüş çıplak 2 bin 700 Türk Lirası!

Sen yine şükret, cebimizden beş kuruş çıkmadan yapılan köprüyü, otoyolu kullanmıyorsun! İzmir taraflarına gidecekler benzin parasının dışında bir o kadar da köprüye, otoyola ödeyecek!

Emekli maaşın ne kadardı abicim senin?

3 bin 258 lira!

Koy üstüne bin 100 liralık Cumhurbaşkanı bayram harçlığını; bozdur bozdur harca 4 bin 358 lira. Çıkar benzini-yol parasını, mayıs ayı için elinde ne kalacak? Bin 658 lira!

Sen öyle san...

Anneye, İstanbul’daki torunlara, memleketteki abine, yeğenlere, üstünde emeği çok Zehra teyzene, Hamdi dayını pek seversin çam sakızı çoban armağanı bir çorap bile almayacak mısın?

!!!

Ne yapalım arabayla gitmeyiz, otobüsle gidelim diye mi geçiyor aklından? Geçmesin! Otobüs bileti 320 liradan başlıyor. 4 kişi olduğunuza göre gidiş dönüş 2 bin 560 Türk Lirası!

“Dünya liderimiz faizleri hamdolsun düşürdük diyor, ufak bir miktar kredi alsam, ödenir gider” diye mi geçiyor aklından? Yeniden geçir istersen... 5 bin lira kredi alsan, düşürdük dedikleri faiz yıllık yüzde 37.52! Yani 5 bin lira alıp 6 bin lira geri ödeyeceksin!

Kısacası abicim sen bu maaşla, bu bayram harçlığı ile almayı çok istesen de sevdiklerine hediye alamayacaksın! Kırşehir’e gitmeyi çok istesen de otobüsle ya da kendi arabanla gidemeyeceksin! Kredi çekip giderim diyorsan, bu faizle çekemeyeceksin!

Dur bi dakka! Yoksa, yoksa sen bir zamanlar bir halt yedin, suç mu işledin?

Ne diyorsun birader, ne suçu işlemişiz? Zaten canım sıkkın, şunun şurasında bayramda memlekete gitmeye kalkıyoruz bin dereden su doluyor cüzdana diyorsun ama, kusura kalma; suçun olmasa seyahat özgürlüğün elinden alınmaz!

Geçmişte, bir yerlerde, senin bile unuttuğu bir suç işlememiş, boş bulunup yanlış bir seçim yapmamış olsan tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet 21. Yüzyıl’da yurttaşına kafasına göre seyahat sınırlaması getirir mi hiç! Burası anayasası, hukuk sistemi olan demokratik, özgür bir ülke... Dingonun ahırı değil ki!

Bak mesela, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 23. Maddesi’ne göre, memlekette herkes seyahat hürriyetine sahibim, istediğim yere giderim, gelirim. Kimse de bana karışamaz diyebilir.

E sen Kırşehir’e gidebiliyor musun? Arifeden giderim, orada üç gün kalırım, gezerim, tozarım, el öperim, mezarlıkta dua ederim diyebiliyor musun?

Hayır! Ben şahsen devletime inanırım; var bir suçun mutlaka!

Suçlu olmasan, sana ve senin gibilere Anayasa’nın aynı maddesindeki, suç soruşturma ve kovuşturması nedeniyle ve suç işlenmesini önlemek amaçlarıyla yasalarla seyahat özgürlüğü sınırlandırılabilir denir mi hiç?

Bana kalırsa bayramda memlekete gitmeyi çıkar aklından! Benzini, otobüs biletini, otoyol ücretini, hediyeyi, düşük faizli kredi hayalini bırak; nerede bir suç işledin de seyahat özgürlüğün sınırlandırıldı, ayağına görünmez prangalar vuruldu onu düşün! Belki zorlarsan kendini, bulursun...