Onur Yaser Can, 13 yıl önce uyuşturucu aldığı iddiasıyla İstanbul’da gözaltına alınmış, Emniyet’te çıplak aramaya maruz kalıp, şiddet gördüğü iddia edilmiş ve Can yaşadıklarından dolayı intihar etmişti.

Açılan davada 4 polis ve bir bilirkişiye evrakta sahtecilik, resmi belgeyi bozma, gerçeğe aykırı bilirkişi suçlamaları yöneltiliyor.

Davanın üçüncü duruşması 41'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecekken salonun küçük olması nedeniyle 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne alındı.

TAKİP EDİLDİĞİNİ SÖYLÜYORDU

Duruşmada tanıklar dinlendi.

Tanık Burak Acil: "Yaser benim üniversiteden beri arkadaşım. Hem İstanbul’da hem de Ankara’da ev arkadaşlığı yaptık. Hayat dolu bir insanı 3 hafta içinde kaybettiğime şaşırıyorum. Bunca yıl buraya gelmekte de zorlandım. Yaser’i kaybettiğimiz 3 hafta içinde 2-3 kere buluştuk. Gergindi, takip edildiğini söylüyordu. Her görüşmede bakışları çaresiz ve yardım dileyen şekildeydi. Takip edildiğini ve muhbir yapılmaya zorlandığını söylüyordu."

Tanık Mustafa Çiçek: "Üniversite döneminden tanışıyorum Yaser ile. Yakın arkadaş ve komşuyduk. Çalıştığı işten memnundu, çok sevecen, neşeli ve hep pozitif bir insandı. Olgun bir insandı, bu süreçten sonra tanıdığım Yaser Can’la alakası yoktu."

"'AİLEME BİR ŞEY YAPARLAR DİYE KORKUYORUM' DEDİ"

Tanık Selda Taşkın: "Yaser benim ODTÜ'den eski arkadaşım. İstanbul’a daha sonradan geldi. Sonra o geldiğinde arkadaşlarımızın bir etkinliğinde görüşmüştük. Hiç tanıdığım gibi değildi. Çok aktif, neşeli, hayat dolu bir insandı. İkinci kez tekrar çağrıldığını, ifadesinde olmayan şeylerin ifadesi olduğunu söylemişler, Yaser itiraz edince 'ama bak bu senin imzan' demişler. Ben de güçlü olması gerektiğini söyleyince 'aileme ve arkadaşlarıma bir şey yaparlar diye korkuyorum' dedi."

İşkence için suç duyurusunda bulunulması talebi reddedildi ve duruşma tanıkların dinlenmesinin ardından ertelendi.

Onur Yaser Can'ın kardeşi Ezgi Sevgi Can duruşma sonrası yaptığı açıklamada işkenceye rağmen davanın evrakta sahtecilik üzerinden sürdürülmeye devam ettiğini belirtti ve "Bizi hapsetmeye çalıştıkları bu karanlığı, bu zulmü kabul etmiyoruz. Sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.