“Futbolcu kaçırma” deyince ilk akla gelen isimlerden biri Hasan Vezir. 1989’da Fenerbahçe’den Galatasaray’a gitti ve o dönem yazılı basın bu transferi ‘Galatasaray Hasan’ı kaçırdı’ manşetiyle duyurdu. Vezir o hikayeyi şöyle anlatmıştı: “Ben Fenerbahçe’ye Rizespor’dan kiralık gitmiştim. Lig bittiğinde mukavelem de sona ermişti ama sözleşmen bitse de o dönemde kulübün malıydık. Çok büyük paralar istemememe rağmen Fenerbahçe ile anlaşamadık. O zamanki yönetici Metin Aşık o parayı veremeyeceğini söyledi. Kendisiyle dört kez konuştum. Ergun Gürsoy ile Yurdaşen Karahasan da beni Galatasaray’a transfer etmeyi çok istiyordu. Fenerbahçe kandırır diye beni kaçırdılar.”

Neden Hasan Vezir’le başladım?

Çünkü... Milli futbolcu Gökhan Zan’ın İYİ Parti’den “aday adaylığı” ve “rozet takma” serüveni de Hasan Vezir’in yaşadıklarına benziyor.

O zaman Ankara koridorlarına uzanalım:

İYİ Parti lideri Meral Akşener, Hatay’da kucaklaştığı Gökhan Zan ve eşi Müge ile önceki gün görüştü ve partiye davet etti. Zan iki saat düşünmek için Akşener’den izin istedi. Sonra da kararını verdi grup toplantısına katılacağını Akşener’in danışmanı üzerinden iletti. Bu arada Gökhan Zan’ın İYİ Parti’ye katılacağını öğrenen iktidar cenahı da harekete geçti. Zan’ın AKP’ye katılması için yoğun baskı yaşandı. Bu arada milli futbolcu “korumaya” alındı.

Dün sabah saatleri...

Zan sürecini yakından takip ettiğini bildiğim bir siyasetçiyi aradım ve sanki  bir casusluk filmindeymişim hissi uyandıran cümleler kurdu. Önce, “Bilmiyorum” dedi... Sonra da “Aman! Grup toplantısına giderken paylaşım yap” cümlesini kurdu ve anlatmaya başladı. Rozet takılacağı kesindi ama yine de ihtiyatlıydı. Son dakika bir müdahaleden ve “iknadan” endişeliydi. Biraz sonra telefonum çaldı ve “Araca bindi, gidiyor” dedi. Sonrasını izlediniz!



11 Mart’ta Hatay’da Akşener’in Zan’a sarılırken şu sözlerini duymuştunuz: “Ayy ay oğlum benim. O da benim kızım. Oğlum sen bizi ayağa kaldırdın, Allah bin kere razı olsun senden. Bak samimiyetle söylüyorum Allah bin kere razı olsun senden. Canlarım benim. Her videonu izledim, ağlayarak. İyi ki de yaptın, dikkat çektin buraya, en önemlisi bu. Çok insanın kurtarılmasına vesile oldun.”

İYİ Parti’den bir not daha: Akşener, son dönemde yaşadıklarından sonra “inzivaya” çekilmiş ve seçim sonrasında kendisine kurulan ağır cümlelere karşı harekete geçeceğini yakın çevresine söylemişti. Dün tekrar eski “havasına” döndü.

Geçelim Mehmet Şimşek “transferine”...

Erdoğan’ı zor durumda bırakan görüşme


Birincisi şu: AKP’nin tekrar partiye döndürmek için çaba sarf ettiği eski ekonomi kurmayı Mehmet Şimşek “hastalığı” üzerinden aktif siyasette yer almayacağını Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iletmiş. Ancak... AKP Genel Merkezi önündeki “hava” ve kameraların sıralanması “Şimşek partiye katılacak” algısına neden olmuştu. Bu konuda bir kulis bilgisini paylaşmakta fayda var:

Tarih 17 Mart 2023...

Reuters haber ajansına konuşan, AKP’nin taslak seçim beyannamesine hakim dört yetkili, partinin ilk yıllarındaki ekonomi ilkelerine ve serbest piyasa ekonomisi politikalarına dönüşü planladığını söyledi. İsimlerinin gizli kalmasını isteyen yetkililer, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın ekonominin başına eski başbakan yardımcısı ve maliye bakanı Mehmet Şimşek’i getirmeyi planladığını belirtti. Reuters, Şimşek’in uluslararası finans çevrelerinde çok saygın bir isim olduğu yorumunu yaptı. Taslak beyannamenin AKP’nin son dönemde izlediği “Yeni Ekonomi Modeli”ne referans vermeyeceği ve partinin geçmişte izlediği daha ortodoks (genel kabul görmüş) politikalara dönüşü içerdiği aktarıldı. Hükümet yetkilisi tasarıdaki ekonomi yaklaşımını, “Bu yaklaşım AK Parti’nin 2002’deki seçim beyannamesiyle çok benzer. Başka bir deyişle AK parti özüne geri dönüyor” olarak yorumladı ve tasarı üzerindeki çalışmaların nihai aşamaya geldiğini ekledi.

Bu noktada AKP içinde Şimşek’in geri dönmesini isteyen kadroları “liberal muhafazakar” diye tanımlayanlar var!

Ki bu kadroların “2002 AKP özlemi” içinde oldukları da konuşuluyor.

Ancak...

Beştepe’de, “2002 AKP”ye karşı 15 Temmuz 2016’dan sonra oluşan paradigmayı (değerler) savunanların Mehmet Şimşek hamlesine karşı çıktıkları konuşuluyor. Reuters’a konuşan isimlerin de “rahatsızlık” yarattığı konusunda bilgiler var! Bir not daha: Önceki akşam KP Genel Merkezi önünde yaşanan “Şimşek beklentisinin” zaaf yarattığını düşünenlerin sayısı da bir hayli fazla. “Bile bile lades” diyen bir isim, uluslararası finans çevreleriyle yakın olan Şimşek’in geri dönmeyeceğinin bilinmesine rağmen neden Erdoğan’la görüştürüldüğüne anlam veremediğini söyledi.

Gökhan Zan’ın transferi, Yeniden Refah hamlesinin başarısızlığı ve Mehmet Şimşek sürecinin “iyi yönetilememesi” iktidar cenahında sorunun büyük olduğunu gösteriyor.