Temel atma törenini izlediğimde açıkçası garip bir hüzün kapladı içimi. Sözcü Gazetesi’ne müdür olmadan önce, uzunca bir süre muhabir olarak Galatasaray’ı takip ettim. Derme çatma bir basın odası vardı. Kış aylarında dışarısı daha sıcak olur, yağmurlu havalarda içeride şemsiye açardık. Ankesörlü telefon ile haberlerimizi gazeteye geçerdik. Neler yaşadık, neler gördük... Dünkü temel atma töreni Metin Oktay Tesisleri’nde yaşadıklarımı bir film şeridi gibi gözümün önünden geçiriverdi.

Gelelim törene... Hiçbir organizasyona katılmayan Mehmet Cansun dışında yaşayan bütün başkanları görünce çok sevindim. Bütün başkanlar şahsına münhasır ayrı karakterlerdi. Eski teknik direktörler, eski futbolcular da oradaydı. Doğal olarak küskünlerin ne yapacağını merakla bekledim. Örneğin Sabri Sarıoğlu onore edilmemişti. Fatih Terim üç başkanla küs ayrılmıştı.

Öyle bir kürsü vardı ki Polat-Aysal yan yana... Fatih Terim, küs olduğu Polat, Aysal ve Burak Elmas ile önce tokalaştı sonra aynı karede gülen yüzleri ile hatıra fotoğraf çektirdi. Birlik beraberlik görüntüsü verdiler. Futbola başladığı kulüpten gönderilmesine içerleyen Sabri, zaman kapsülüne bıraktığı emanetin ardından kürsüde konuşma bile yaptı.

İşte... Söz konusu Galatasaray olduğunda geçmişteki kırgınlıklar, kavgalar yani şahsi yaşanan her şey bir tarafa bırakılıp aile birliğinin tesis edildiğini bir kez daha gördük. Galatasaray çağırdığı zaman kavgalar hatırlanmaz, küslükler unutulur. Bu organizasyonun mimarı ise Başkan Dursun Özbek’tir. Seçildiği ilk günden buyana sevgi ikliminin altını çizen başkan hedefine ulaşmış oldu. Tebrik ederim.

Bu durum ayrışmacı bir tablo çıkmasına neden olan bütün siyasetçilere de örnek olmalı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti söz konusu olduğunda aynı Galatasaray camiası gibi bir olmayı, aile olmayı başarmak zorundalar. Ne demişti Baba Gündüz; Galatasaray bir his takımıdır...