Sevgili okurlarım, bundan bir süre önce tanık olduğum basit bir olay bana bir ‘Türkiye gerçeğini’ öğretmişti.

Yolda yürüyorum...

Cadde ile ara sokağın kesiştiği köşede küçük bir trafik kazası oldu.

İki araba birbirine çarptı ve hemen ardından iki aracın sürücüsü de araçlarından inip sözlü tartışmaya başladı.

Basit bir kaza... Ölen, yaralanan falan yok.

Her iki araçta da ön çamurluklar biraz ezilmiş, birinin farı kırılmış.

Ben de olay yerinde iki sürücüye geçmiş olsun dileklerimi iletmeye çalışıyorum...

Ve tam bu aşamada çok ilginç bir gelişme oldu.

Nereden çıktığını anlamadığım bir sürü kadınlı erkekli tip ellerinde cep telefonlarıyla çekim yapmaya başladı.

Hangi amaçla yapıyorlardı?

Anlamamıştım.

★★★

Genç bir adama sordum niye çekim yaptığını, şöyle dedi:

“Bazı televizyon kanalları bu çekimlere para veriyor da ondan! Hatta yayınladıkları takdirde bazı internet siteleri de üç beş kuruş veriyor...”

Valla böyle bir şey hiç aklıma gelmemişti.

Hayırlı işler (!) dileyip olay yerinden ayrıldım.

Fakat gerçek açıktı, bu basit trafik kazasında bu çekimleri yapanlara mama yoktu... Çünkü olayda ölü, yaralı, kavga dövüş, silah ve arbede yoktu.

Genç adam sözlerini kendince espri yaparak sürdürdü:

“Her gün önümüzde olay olmuyor ki. Bu olay kansız bitti, bize kazandırmadı!”

★★★

Hep görüyoruz da, birkaç gün önce televizyon kanallarında yeni bir çekim yer aldı...

İstanbul’da bir cinayet işleniyor.

Olay yerine motosikletle gelen kasklı iki kişi bir araca ateş ediyor.

Habere göre sonuç bir ölü iki yaralı.

Ölen vatandaşımız yerde yatıyor...

Bacaklarından vurulan şahıs olay yerinden seke seke kaçmaya çalışıyor.

Sonrasını güvenlik kameralarından izliyoruz.

Ateş ediliyor, insanlar ölüyor, yaralanıyor...

Ve çevrede yürümekte olan kimseler son derece soğukkanlı! Adeta kanları donmuş.

Bazıları dönüp şöyle bir bakmakla yetiniyor.

Sadece bir kadın var ki olay yerinden koşarak uzaklaşmaya çalışıyor.

★★★

Fakat olayın can alıcı yönü kısa süre sonra bu aşamada başlıyor...

Birileri ellerinde kameralı cep telefonlarıyla ölünün, ya da kurşunları yiyip öldüğü varsayılan yaralının baş ucunda harıl harıl çekim yapıyor.

Yaralı olan yerde kıvranırken çekimciler kendisine mutlaka en sert bir ses tonuyla sormuştur:

“Seni kim vurdu? Bu olayın nasıl olduğunu anlat bakalım!”

Yayınlanan çekimlerde bu sesler ne yazık ki duyulmuyor!

Bu sahneleri izlerken Ankara’daki basit trafik kazasında çekim yapan ve ciddi bir olay çıkmasını uman genç adamın sözleri aklıma geliyor:

“Bazı kanallar bu çekimlere para veriyor.”

Genç adam doğru söylüyordu.

Hele çekim biraz ‘renkli’ ise, ölü ve yaralılar varsa, hasar büyükse bu işin içine ‘kazanç beklentisi’ giriyordu!

Alacaksın eline telefonunu, hatta yerde kıvranan yaralının başucuna gidip “Anlat bakalım” diye bastıracaksın.

★★★

Şimdi belki “Herkes bu amatör çekimleri para için mi yapıyor yani” diye soracaksınız.

Elbette hayır!

Ama neredeyse bütün televizyon kanallarında ve internet sitelerinde yapılan bir çağrı var...

İhbar hattımız şudur, bize başvurun...

Her biri ayrı ayrı ihbar bekliyor!

İşin içinde ille de kan, cinayet vesaire olması gerekmiyor.

Bazı kanallarda her gün akşamüzeri saatlerinde yer bulan programları izliyorsanız, rezaletin büyüklüğünü siz de biliyorsunuz demektir.

Aile dramları, karşılıklı akıl almaz suçlamalar, yalanlar, boynuzlama iddiaları katil kim arayışları, hakim ve savcı gibi sorgulamalar, yalancıktan ağlaşmalar, imam nikahları, tacizler, tecavüzler, sahtekârlıklar, dolandırıcılıklar ve ne ararsanız, haklıyla haksızın belli olmadığı o düzmece programlarda fazlasıyla var.

★★★

Farkında mısınız, Türk toplumu taa yüz yıllardan beri gelen geleneklerini, örf ve adetlerini şu son 20 yıl içerisinde, başka bir deyişle bu iktidar döneminde fazlasıyla yitirdi.

Bencilleştik.

Hemen herkesin tek derdi artık kendisinin parasal çıkarları.

Particilik ve siyasi çıkarlar.

İnsanlığımızı yitirdik.

Ahlâk düzeyimiz dibe vurdu.

Burası artık o eski Türkiye olmaktan çıktı.

Marifetleriyle övünsünler!

Eski günlerimizi, geçmiş yıllarımızı özlem duyarak arıyoruz ama artık ulaşmak söz konusu değil.