Kılıçdaroğlu, seçim kampanyasının stratejisini ve dilini radikal biçimde değiştirdi.

PKK ile işbirliği yaptığı yönündeki kara propagandanın karşılık bulduğunu ve seçmenlerin beka endişesiyle sandığa gittiğini görerek, “Mesajınızı aldık” dedi.

Bundan böyle gülümseyen değil...

Elini masaya vuran, sesini yükselten bir Kılıçdaroğlu var artık.

Baharlar vaat eden ‘Bay Kemal’ gitti.

Yerine Suriyelileri ülkelerine göndereceğini ilan eden, iktidarı PKK ve FETÖ ile masaya oturmakla, ‘domuzbağcıları’ TBMM’ye taşımakla suçlayan Kılıçdaroğlu geldi.

Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla misali, iktidara yanıt verirken, gerçekte halka seslenerek, “Terör örgütleriyle asla masaya oturmadım, hiçbir zaman oturmayacağım” dedi.

Erdoğan’ın ‘devletin bekası’ enstrümanına karşılık ‘memleketin bekası’ kavramını devreye soktu.

“Bunlar kalırsa” 10 milyonu aşkın sığınmacının geleceğini, doların 30 TL’ye çıkacağını söyledi, bir kuru ekmeğin 10 TL’ye satılacağını söyledi.

Kılıçdaroğlu’nun Sinan Oğan’la ittifakı merkeze alan, gençliği ve milliyetçi seçmeni kazanmaya yönelen, vatanseverlik temelli bir stratejiyi uygulayacağı anlaşılıyor.

DAVUTOĞLU VE OĞAN BULUŞTU

Bu doğrultuda ilk adım önceki gün atıldı. Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ve Yardımcısı Feramuz Üstün, Ankara’da Oğan’la iki saat görüştü.

Dün Üstün’ü aradım.

Oğan’ın yaklaşımını sordum.

Şöyle dedi:

“Olumlu. Masa adına biz bir teklifte bulunamayız ama tavrının önemli olduğunu, bu süreci etkileyeceğini, psikolojik üstünlüğü değiştireceğini söyledik. Arkadaşlarıyla değerlendirdikten sonra karar verecek. Bize yakın olduğunu hissettim. Diğer tarafla alakalı kafasında birşey yok.”

Dün ayrıca Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan Oğan’la buluştu.

Oğan’ın iktidara mesafeli olduğu ancak muhalefete destek vermekte kararsız kaldığı ifade ediliyor.

Öte yandan Kılıçdar- oğlu, Oğan ve Ümit Özdağ’ı aradı. Kılıçdaroğlu ve Özdağ’ın bugün buluşması bekleniyor.

MİLLET İTTİFAKI’NI ATEŞLER

Oğan’ın Kılıçdaroğlu’nu işaret etmesi ilk turda motivasyonunu kaybeden muhalefeti ateşler. Oğan’ın 2.8 milyonluk oyunu Kılıçdaroğlu’na taşıması halinde yarışın seyri değişir. Bu sayede Kılıçdaroğlu, Erdoğan ile arasındaki 2.5 milyonluk oy farkını kapatır ve seçimi kazanabilir.

HDP MOTİVE OLUR MU?

Gel gör ki Oğan’ı ve milliyetçileri ikna etmeye yönelik söylem değişikliğinin iki riski var.

Bir: İnandırıcılık riski. CHP’yi PKK ile ilişkilendiren iktidara “Bugüne kadar neredeydiniz?” deme imkanı doğacak.

İki: HDP’yi kaybetme ihtimali. Kılıçdaroğlu, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabilir.

Üst düzey bir HDP’liye “Seçmeniniz 28 Mayıs’a motive olabilir mi?” diye sorduğumda şu yanıtı verdi:

“Motivasyon sorunu var. Bazı yerlerde CHP’ye vekil kaptırdık. Bunların yarattığı motivasyonsuzluk var. Bir de Kılıçdaroğlu mecburen başka çevrelere hitap edecek bir dil kullanacak. Bizler rolümüzü oynadık. Seçmenimizi ikna ve motive etmede, yüzde 50 adayın dili ve üslubu etkili olur. Yüzde 50’de bizim çalışmamız.”

Sordum:

“28 Mayıs’ta oy verme çağrınız olacak mı?”

Şu yanıtı verdi:

“Tabi. Mitinglerle değil ama halkla temasla gerçekleştireceğiz. Motivasyon kaybını aşma konusunda kararlıyız. Bizim seçmenimiz bu rejimden en fazla bunalan seçmen olduğu için motive etmek kolay.”

Kılıçdaroğlu’nun nasıl bir tavır beklediklerini sordum.

Dedi ki:

“Hiçbir çevreyle görüşmesine karşı değiliz. Ama seçmenimizin motivasyonunu düşürecek söylemler sıkıntılı olabilir.”

Açık açık sordum:

“Oğan’la görüşmesine prensipte karşı mısınız?”

“Hayır” dedi.

Ekledi:

“Son tahlilde, belirleyici olan, aday ve adayın üslubudur.”

BİR MİLYON İNSAN BULABİLİYORSANIZ...

Dün ayrıca Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs sabahı her sandıkta bir-iki değil, beş müşahite ihtiyaçlarının olduğunu ve bir milyon insanla sandık başında duracaklarını söyledi.

Gerçekten, sormak istiyorum:

Seçim güvenliği için bir milyon insanı biraraya getirebilecek imkanınız vardıysa neden 14 Mayıs’ta yapmadınız?

MHP’li Yıldız: İnce çekilmese Oğan bu oyu alamazdı


14 Mayıs’ta anket şirketleri kaybederken, MHP ise kazananlar arasına girdi.

MHP, 2018 yılına göre oyunu korurken milletvekili sayısını iki yükselterek, 51’e çıkardı.

AK Parti’den dağılanların MHP’ye yöneldiği anlaşılıyor.

Dün MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ile anketler ve Sinan Oğan üzerine sohbet ettik.

Siz bu sonucu öngörüyor muydunuz?

Biz daha üstünde görüyorduk. Araştırma şirketlerinin MHP’ye ideolojik yaklaşımı var. Bazıları düşmanlık yapıyor, bazıları menfaat karşılığı aşağıda gösteriyor. Bu bir seçimde olsa anlarım. Ölçümleme hatası derim. Anket firmaları bu işleri yaptığından beri MHP’yi ya çok altında ya yarısını, bazen üçte birini gösteriyorlar. 1999’da yüzde 7 gösteriyorlardı, 18 aldık. Böyle yanılma olamaz.

Siz de milliyetçi yükseliş tespiti yapıyor musunuz?

Türkiye’de zaten böyle bir potansiyel var. İkinci tura kalınca görünür hale geldi.

Siz kimden oy aldınız?

Seçmenimizden oy aldık. Sokakta biz de “AK Partiliyim ama milletvekilliğinde MHP’ye vereceğim” sözlerini duyduk. Ancak gerçek değil. Beş milyona yakın yeni seçmen var. Şunu unutuyor millet: İlk defa oy kullananların yüzde 35’i ülkücü.

Oğan’ın adaylığı bu yoruma sebebiyet veriyor olabilir mi?

Muharrem İnce çekilmeseydi aynı oyu alacak mıydı? Bu yüzde 5, Zafer Partisi’nin oyu değil.

Oğan’ın oyunu siz nasıl okudunuz?

Tepki oyları, milliyetçi oylar, Suriyeli karşıtlığından, İnce’nin çekilmesinden dolayı verilen oylar. Homojen bir yapı yok.

Oğan kitlesini yönlendirebilir mi?

Hangi çağda yaşıyoruz? Yıllarca aynı partiye oy vermiş olsalar diyebilirim ama bir kere oy vermiş insanları maraba gibi görmek kötü bir şey.

Hüda Par sizi zorladı mı?

Yo, Hüda Par ittifak protokolümüzde adı geçen parti değil ki. Sadece “AK Parti’yi destekliyoruz” dediler, listeden aday oldular, geçti gitti. Sonraki beyanlarına baktık. Artık devletle, cumhuriyetle barışık beyanlarını gördük.