Seçime iki ay kala Cumhurbaşkanı adayları birer birer arenaya çıkıyor.

İktidar ortakları aylardır, nerede altılı masanın adayı? Aday bile belirlemeyen bu masa, ülke yönetmeye talip oluyor söylemi ile sözde masayı zorluyorlardı.

Altılı masa biraz sancılı da olsa, Cumhurbaşkanı adayını belirledi.

Sayın KILIÇDAROĞLU…

İktidar ve ortakları da başından beri karşılarına Sayın Kılıçdaroğlu’nun aday olarak çıkmasını  istiyorlardı.

Sayın Kılıçdaroğlu adaylığını açıkladı. Şimdi sıra AKP’nin adayında. Tüm AKP’liler ve Sayın Bahçeli adaylarının Sayın Erdoğan olduğunu her platformda dile getiriyor.

Türkiye Cumhuriyeti, Laik Demokratik Sosyal Hukuk devleti. Bu Cumhuriyet’in bir Anayasa’sı var ve onunla yönetiliyor. Öyle her adayım diyen aday olamıyor. Aday olabilme koşulları Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile tanımlanmıştır. İktidar yöneticileri her ne kadar Cumhurbaşkanı’nın ikinci dönemi deseler de, büyük çoğunlukla Anayasa uzmanları üçüncü kez aday olamayacağını söylüyor. Kim ne derse desin boş. Bir adayın aday olabilmesine YSK karar verecek.

Ülkeyi yöneten Sayın Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri de göreve başlarken TBMM’de Anayasa’ya bağlılıktan ayrılmayacaklarına, namus ve şerefleri üzerine üzerine yemin ediyorlar.

YSK, Anayasal bir kurumdur. Geçmişte verdiği bazı kararların Anayasa ile örtüşmediği iddiaları ortada iken, bu kez Anayasa ne diyorsa ona göre karar verecek.

YSK, adaylarla ilgili Anayasal bir karar için toplandığında, dışarıda saygın on binlerce avukat verilecek kararı bekleyecekler.

Her ne kadar geçmişte şaibe taşıyan iddia kararlar ortada olsa da, bu kez pabuç pahalı.

Hukukla bağdaşmayan kararlar veren tüm kamu görevlileri iktidar değiştiğinde,

‘’Hukukla helalleşecekler”

Ülkemin, bu iktidara muhalif tüm siyasilerine sesleniyorum.

Bu seçim, Demokrasiye inanan tüm siyasi partilerin, tek idealde bir araya gelmelerini gerektiriyor. Şu anda “Armudun sapı, üzümün çöpü” deme  zamanı değil. Tüm küskünlükler ve kırgınlıklar bir tarafa bırakılıp, tüm güçler birleşerek Demokrasi ile bu Cumhuriyet’i taçlandırmalıyız. Gün siyaset günü olmayıp, varoluş mücadelesidir.

Sayın Özdağ, Sayın İnce adaylığınıza saygı duyuyorum. Ancak bu seçim Ali, Veli meselesi olmayıp var olma seçimidir. Seçim meydanlarındaki söylemleriniz  laik, demokratik,  sosyal hukuk devleti olmayacak mı?. Öyle ise neden bir araya gelinmiyor? Gelin hep birlikte ve ilk turda bu işi bitirelim.

HAYDİ TÜRKİYE…

Değerli okurlar; Ülkem için çok mutlu bir haberi de sizlerle paylaşmak istiyorum.

Amerikan Üroloji Derneği bu yıl 118. Kongresi’ni Şikago’da gerçekleştirecek. Yaklaşık 23 bin üyesi bulunan bu köklü kuruluş bugüne dek 300’e yakın hekime onursal üyelik ödülünü vermiş. Bu yıl 6 ürolog arasında, varlığı ile gururlandığımız Sayın Prof. Dr. ALİ RIZA KURAL’a kongre sırasında bu onur üyeliği takdim edilecek. Bu başarısından dolayı Sayın Kural’ı kutluyorum.

SON SÖZ; “UMUDUN YORULDUĞU YERLERDE MUCİZELER ÇİÇEK AÇAR UNUTTUN MU ?” CAHİT ZARİFOĞLU