Bir afet bölgesi geleneği olarak otobüsten halkın kafasına nesne fırlatma...

Bir ara satranç takımı atıyordu pek ilgi görmedi. Fil, at, vezir, kale, piyon, şah... Kim uğraşacaktı bunlarla? Hemen değişikliğe gidildi.

Günlerce müdahale edilmeyen orman yangınları, sel felaketi yaşanan yerlerde de “Rizeliyim ya” diye başlayıp 200 gramlık çay paketleri fırlatıp bize de dua edersiniz diyordu.

Kalabalığın üzerlerine bedava çay atılınca bir anda “varlık kavgası” çıktı. Millet birbirine girdi! Bırakın dua etmeyi, ayırmasalar selaları verilecekti.

★★★

Son olarak deprem bölgesine giden Erdoğan bu sefer ne fırlattı? Çocuklara oyuncak! Mantıklı bir seçim gibi geldi... Çay fırlatsa bölgede neredeyse temiz su yok ki!

Keşke sorunun büyüklüğü hakkında bir fikri olsaydı. Bırakın deprem bölgesini, tüm Türkiye’de çocukların oyuncak ile oyalanacak hali mi kaldı?

★★★

Bu ülke maalesef çocuklarına iyi bakamıyor. Bakmak da istemiyor!

Nitekim deprem bölgesinde ailelerini yitiren, kaybolan, sahipsiz kalan yüzlerce çocuğun yanı sıra, kaçırıldığı iddia edilen, tarikatların eline düştüğü öne sürülen çocuklarla ilgili TBMM’de verilen önergeler, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi!

Ne oldukları bilinmesin daha iyi...

★★★

UNICEF’i illa duymuşsunuzdur. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu... Yanında Türkiye İstatistik Kurumu... Hani şu enflasyonu açıklayan...

Ülke genelinde 0-17 yaş arası en az bir çocuğun yaşadığı 9.010 hanede araştırma gerçekleştirdiler. Tahminen İstatistik Kurumu’nun taktığı pembe gözlükler bile sonucu bir yere kadar etkileyebildi.

★★★

Nereye varıldı derseniz orası fena... Çocuklarımızın büyük bölümünün açlık ve sefalet içinde yaşadığı gibi zihinsel ve bedensel gelişimlerini sağlayacak beslenme imkanına sahip olmadıkları ortaya çıktı. Şaşırdık mı?

Yayınlanan raporda; anne-baba ve çocuklarla yapılan anketlere göre, çocuklarımızın yüzde 62.4’ü her gün ağırlıkla ekmek, makarna veya tahıl içeren diğer gıdalarla besleniyor.

Her gün tavuk, et veya balıktan birisini tüketebilen şanslı çocuklarımızın oranı sadece yüzde 12.7’de kaldı.

★★★

Gelişme çağındaki çocuklarımızın yarısı süt ürünlerine erişemiyor. Çocuklarımızın yarısı düzenli olarak günlük meyve tüketemezken, üçte ikisi ise sebze yiyemiyor.

Düzenli meyve yiyebilen çocukların oranı yüzde 50.5, sebze tüketebilenler yüzde 33... Fasulye, nohut, mercimek vb. gıdaları tüketebilen çocuklar yüzde 10.9’da kalırken, yüzde 90’ı kuru bakliyat gibi gıdalara erişemiyor.

★★★

Geçen yıl dört çocuktan biri okula aç gitti. Sebep? Ekonomik nedenler... Kim ülke ekonomisi iyi yönetiyor derse ağzına terliğin arkasıyla vurulmasını hak eder...

Çocuklara otobüsten oyuncak atacağına yarım kilo kıyma atsa diyeceğim ama onun da kilosu 300 lira... Seçim öncesi oy veremeyecek bir kitle için verilir mi o kadar para? Oynasın işte oyuncakla çadırda!